Cumhurbaþkaný Erdoðan’dan rahatsýz olanlar, aslýnda onun inancýna, bizim deðerlerimize olan baðlýlýðýndan rahatsýzlar.
Yabancýlaþmayý medeniyet, insanlýk diye milletimize dayatan zihniyetin sahipleri, dava þuurundan bahseden, milli ve yerli olmayý savunan cumhurbaþkanýmýza tahammül edemiyorlar.
Dün Mehmet Akif’ten, Necip Fazýl’dan rahatsýz olanlar, bugün Asým’ýn Nesli diyen, Diriliþ Nesli diyen Erdoðan’ý hazmedemiyorlar.
Mesele, siyaset, iktidar, seçim meselesi deðil.
Mesele, yönetimde, sanatta, kültürde, her alanda milli ve yerli olmayý, millete yaslanmayý tercih edip etmeme meselesidir.
Büyük Türkiye, sadece büyük eserlerle, refah ve kalkýnma yolundaki büyük hamlelerle kurulmayacak. 15 Temmuz hain darbe giriþimini boðan ruhun diriliþi, bize bir defa daha büyüklüðün harcýnda dava þuurunun da önemini hatýrlattý.
Dava denince de akla ilk gelen kahramanlardan biri Necip Fazýl Kýsakürek’tir.
Sayýn Cumhurbaþkanýnýn teþvik ve destekleriyle artýk bu kahramanýmýza sahip çýkýlýyor.
Gazetemiz Star tarafýndan Necip Fazýl Kýsakürek’in, manevi ve kültürel mirasýný yaþatmak amacýyla Kültür ve Turizm Bakanlýðýnýn desteðiyle düzenlenen 2018 Necip Fazýl Ödülleri, yarýnki törenle sahiplerine verilecek. 5’incisi gerçekleþen Necip Fazýl Ödülleri’ne bu yýl, 6 ayrý dalda 7 isim layýk görüldü.
Necip Fazýl ödüllerinin, zamanýn ruhuna destek veren bir hayýr tarafý daha var. Yeni Türkiye’nin fikir, sanat, kültür ve edebiyat alanýnda yeni kabiliyetlerin bulunmasý ve teþvik edilmesine öncülük yapýlýyor.
Bizim neslin Necip Fazýl’ý, Mehmet Akif’i tanýmasýný istemeyenler çok uðraþtýlar. Batý’nýn desteklediði, tahkim etmek istediði bir kültürü, hayatý, bohemliði, boþ vermiþliði, günü gün etmeyi, taklitçiliði “medeniyet” olarak dayattýlar.
Necip Fazýl, kendimizi aþaðýlama, horlama atmosferinde bir meþaleydi.
Necip Fazýl sadece bir þair, söz ustasý deðildi. Sahiplendiði medeniyet tasavvuruyla, aslýmýzý, kökümüzü, ruhumuzu savunuyordu.
Necip Fazýl, yabancýlaþmaya, Kur’an’dan gurbete sürülmeye direniyordu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn sözleriyle: “Ýlim ve fikir yoksunu çapulcularýn egemenliði altýna sokulmak istenmemizden rahatsýzdý. Bu rahatsýzlýðý çetin bir mücadeleye dönüþtürmüþtü. Sadece belli düþüncelere, belli ideolojilere hayat hakký tanýndýðý bir dönemde sesini yükseltmesi, 'ben de varým' demesi nasýl bir saðlam yürek taþýdýðýnýn en açýk göstergesidir. Üstadýn tabiriyle Allah ve ahlak demenin yasak olduðu yýllarda, kendini iman ve Ýslam atlasýyla bir nevi ilmihal, çöle inen nurla siyer yazmak zorunda hissetmiþtir. Onun kavgasý, makbul olmanýn, deðer verilmenin, kabul görmenin kendi milletinin deðerlerini yok saymaktan tahkir etmekten geçtiðini sananlarlaydý."
Necip Fazýl, 8 defa hapse girmiþti. Ama bugün Türkiye’yi yöneten insanlara dava þuurunu, özgüveni o aþýlamýþtý. 15 Temmuz Ýhanetinin önlenmesinde onun cengâverliðinin de payý olduðunu unutamayýz.
Gençlerimiz için Necip Fazýl’ýn eserleri, bugün de dava heyecaný ve þuuru için hayatî bir kaynaktýr.
15 Temmuz sonrasýnýn Türkiye’sinde, Necip Fazýl’ýn beklediði neslin damgasý olacaktýr.
Onu tabulaþtýrmadan kýymetini bilmek, hatýrasýna gerekli saygýyý göstermek boynumuzun borcudur.