Geçmiþten birinci alýntý; “…Ankara’da yaðmurlu bir günde çok ilginç bir olay yaþanýyordu... Kendisine emanet edilen mesajý Özal’a götüren ve aslýnda Özal’ý seven ve korumak isteyen bir bakan, rahmetli Özal’ýn karþýsýna geçiyor ve aynen þunu söylüyordu; ‘X’in size önlem almanýz için mesajýdýr, küresel güçlerin bilgisi dahilinde þu kiþi ve ekibi sizi mutlaka indirecekler, indiremezlerse öldürecekler, kesin karar verdiler’... Mesajý gönderen aramýzdan ayrýldý... Allah rahmet eylesin...Þahsý adýna yapmamýþtý bu hareketi... Satuk Buðra Han’dan bugüne kadar devam eden bir “nefesin” parçasýydý…Mesajý gönderenin yeri dolmadý, dolamaz ama sistem yoluna devam ediyor...Mesajý götüren kiþi hala hayatta...En önemlisi ‘cesur adýmlar atmaya çalýþan Turgut Özal, þüpheli bir þekilde aramýzdan ayrýldý, kurmaya çalýþtýðý Orta Doðu-Orta Asya Denklemi çökertildi’...Türkiye, 1994 ekonomik krizi ile tekrar finansal-siyasal boyunduruk altýna alýnda ve 28 Þubat süreci ile 2001 krizine gelindi...”
Geçmiþten ikinci alýntý: “…Turgut Özal’ýn aramýzdan ayrýlýþýný ve özellikle petrol boru hatlarýný araþtýrýrken, konuyu yýllar önce defalarca ele almýþ ve þu noktalara dikkat çekmiþtim; Baþbaðlar-Madýmak katliamlarý, Özal’ýn aramýzdan ayrýlýþý, Eþref Bitlis’in uçaðýnýn aniden buzlanýp düþmesi, Uður Mumcu’nun katledilmesi, Adnan Kahveci’nin yanlýþ yola girerek hayatýný kaybetmesi, tam petrol boru hattýnýn keþif gezisi gününde 33 sivil askerimizin þehit edilmesi... Bütün bunlar aylara sýðdý ve Türkiye’de baþta BAÞBAKAN ve CUMHURBAÞKANI olmak üzere çok þey deðiþti...Dediðim gibi Türkiye, 94 krizi ile yeniden ‘rehin alýndý’ ve ‘90 gün vadeli % 50 net faizli’ hazine bonosu çýkarýlarak 'YERLEÞÝKLERÝN 100 lirasý, 90 günde Devlet-Millet parasý ile 150 lira oldu'!
Burada duralým ve bu iki alýntý sonrasý soralým; 1950 sonrasý ayaða kalkmaya çalýþan ve 1960 darbesi ile ayaðýna çelme takýlan Türkiye, 1990 sonrasý nasýl senaryolara ve neden sahne oldu?
Sevgili dostlar, cevap çok zor deðil. 1992 ve sonrasý “Suriye-Irak-Rusya” ile iliþkiler baþta olmak üzere ana konularda birçok yeniliðin yaþanabileceði bir yýlken, ortaya çýkan ani geliþmeler sonucu adeta her þey tersine döndü ve “kilit isimler” aramýzdan ayrýldý...Bu dönem sonunda Süleyman Demirel Köþk’e çýkarken, Tansu Çiller’e baþbakanlýk yolu açýldý. Çiller, SHP-DYP koalisyonunun baþbakaný oldu... Tansu Çiller baþbakanlýðýndaki koalisyonda en büyük kriz, DYP tarafýndan getirilen Terörle Mücadele Yasasý ile ilgili düzenleme teklifiyle çýktý. Özellikle “petrol boru hatlarý” algýlamasý eþliðinde ortaya çýkan “bölgede ekonomik-siyasi tabanlý” çözümlerin hepsi rafa kalktý! Yýllar önce baþlayabilecek bir “yumuþama-sivil çözüm” havasý yerini sertliðe býrakýrken, 1993-1997 arasýnda “Orta Asya-Ortadoðu” denklemi yeniden yazýldý. Yaþananlar 1997 sonrasý daha da anlamlý bir hale geldi; 1997 yýlýnda Neo-Con’larýn kontrol ettiði yapý, “yeni bir yüzyýl için strateji belgesini” açýkladý ve “Ortadoðu, Orta Asya ve gerekirse Türkiye’nin Doðu ve Güneydoðu Anadolu bölgelerini” yerleþme zorunluluðu olan bölgeler olarak açýklanýrken, Türkiye 28 Þubat sürecine arkasýndan “2001 kriz” tüneline girdi...
Geçmiþten Çýkarým 1: 1990-1993 arasýndaki bilek güreþi ve aramýzdan ayrýlan “kilit isimler” ile devam eden süreçte; Türkiye 1994 krizi ile baþ baþa kaldý hatta daha da ilginç olaylar yaþandý. 1994 krizinde BAZILARI Cumhurbaþkaný Demirel’e “Anayasa”yý “destek alarak” olaðanüstü hal ilan etmesini teklif ettiler.
Geçmiþten Çýkarým 2:Mesut Yýlmaz, 1995 yýlýnda imzalanan Gümrük Birliði Anlaþmasý’ný, yaptýðý bir konuþmada “ikinci bir Tanzimat Fermaný” olarak niteledi ve merkez sað bir partinin lideri ilk defa AB-Türkiye iliþkilerinde “en sert tutumu” takýnmýþ oldu.
Geçmiþten Çýkarým 3: 1960 ve özellikle 1980 ve 1990 baþlarýndan itibaren yaþananlara Türk Halký YETER dedi ve 1995 erken genel seçimlerinde Refah Partisi en fazla oyu alarak Meclis’e girdi. Hükümet kurma çalýþmalarý devam ederken TÜSÝAD, gazetelere “ANAYOL” yani Doðru Yol ile ANAP arasýnda bir koalisyon kurulmasýný talep eden ilanlar verdi.
Geçmiþten Çýkarým 4: Mesut Yýlmaz baþbakanlýðýndaki 55. hükümet, yani “ANAP-DSP- DTP” koalisyonu gensoruyla düþürüldü...
Sevgili dostlar, þimdi gelelim 2003 sonrasý BU ÜLKE ÜZERÝNDE ÝÇ VE DIÞ ODAKLARIN OYNAMAYA ÇALIÞTIKLARI OYUNLARA... HÜKÜMETLERE, LÝDERE VE HALKIN DEÐERLERÝNE NEDEN SALDIRDIKLARINA... BÝR SONRAKÝ YAZIMDA 2003 SONRASINI DETAYLI ELE ALMAYA BAÞLAYACAÐIM... ÖYLE DETAYLAR VAR KÝ; BAZILARININ YÜZÜ YERE BAKACAK!