Neden hep umutluyum?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz pazartesi günü İstanbul Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi Projesi’nin tanıtım toplantısında yaptığı konuşma ile gençlik yıllarından beri “bizim bir davamız” var diyen neslimizin heyecanını terennüm etti.

Bana zaman zaman soruyorlar; "Türkiye nereye gidiyor, gidişatı nasıl görüyorsunuz” diyorlar. Ben her defasında umutlu konuşuyorum. Umudumun gerekçesi olarak da 50 yılda nereden nereye gediğimizi anlatıyorum.

Necip Fazıl Kısakürek, bizim gençliğimizin duygu ve düşünce dünyasını Sakarya Türküsü’nde öyle güzel anlattı ki.

“Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya”

dedi, yüreğimizin tellerine dokundu.

“Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..”

dedi, heyecanlarımızı, şevkimizi tetikledi. Sonra,

“Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;

Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;

Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?

Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!”

diyerek bizim neslimize adeta bir yol haritası çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasıyla, bir bakıma “şanlı akıncılar”ın döndüğü söylüyor. “Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan” diyen Arif Nihat Asya’ya selam veriyor.

Bizim neslin, Cumhurbaşkanlığı makamındaki insandan duymaya hasret kaldığı sözler bunlar:

“Bir zihniyet bizim karşımıza her alanda çıkıyor. Ülkemizde taş üstüne taş koydurmamayı maharet sanan, bunun için sistemin açıklarını, tüm zaaflarını kullanan, hatta dışarıdan da ciddi destek alan adeta kurumsallaşmış bir lobi bulunuyor."

“Biz ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum gün bu lobiyi tespit ve teşhir etmiştik. Başbakan olduk, bu lobinin Türkiye’nin her işinde, her yerinde aynı faaliyeti gösterdiğini gördük. Cumhurbaşkanı olduk, Avrupa’dan Amerika’ya kadar dünyanın dört bir yanında yine aynı lobinin uzantılarıyla karşılaştık. AKM’nin yeniden inşasına karşı çıkan zihniyetle Türkiye’nin terör örgütleriyle mücadelesini engellemeye çalışan anlayış aynıdır."

“İstanbul’da inşa ettiğimiz yeni havalimanı ve diğer büyük projelerimizi engellemek için uğraşan güçlerle, Suriye ve Irak’taki operasyonlarımızı sabote etmeye çalışan eller de aynıdır. Günümüzde küresel ve bölgesel güç mücadeleleri öylesine kural, kaide, ahlak tanımaz bir hale gelmiştir ki bedeli milyonlarca insanın hayatı olan alçakça bir oyun her gün yeniden sahnelenmektedir."

“Ülkemizde bir kesim eskiden beri belirli alanları kendi tekelinde görmekte, kimseyi buralara yaklaştırmamaya çalışmaktadır. Kültür-sanat da bu alanların başında geliyor."

“Türkiye taklit seviyesinin bile gerisinde bir kültür üretimine mahkûm edilmiştir. Sonuçta karşımızda, bir yandan kendi tarihine sırtını dönmüş, diğer yandan ise benimsediğini iddia ettiği Batı dünyasında esamisi okunmayan bir ülke manzarası bulduk."

“Ağızlarını her açtıklarında muasırlıktan, Batılılıktan, Avrupalılıktan, modernlikten, çağdaşlıktan söz edenlere soralım bakalım, dünya çapında hangi eserleri ortaya koyabilmişler. Çünkü bu bir ortam meseledir, bu bir iklim meselesidir, bu bir zihniyet meselesidir. İklim çorak olunca bir taraf kavrulurken, diğer taraf yeşermiyor."

“Türk milleti olarak bizim kültür-sanat kaynaklarımız belki de başka hiçbir millete nasip olmayacak derecede geniştir, zengindir, mümbittir. Doğuya doğru gidin, Kafkasya kültürü, Orta Asya kültürü, bunlar bizim kültürümüzdür. Batıya doğru gidin, Balkan kültürü, Doğu Avrupa kültürü bizim kültürümüzdür. Kuzeye gidin Kırım kültürü, Kazan kültürü bizim kültürümüzdür. Güneye doğru gidin Mezopotamya kültürü, hatta Güney Asya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada ecdadımızın ayak izlerini sürebileceğiniz kültürlerin hepsi de aslında bizim kültürümüzdür. Anadolu zaten başlı başına bir kültür vahası, bir kültür membaıdır."

“Sorun, aslında bizim sahip olduğumuz bu kıymetli hazinenin yeteri kadar farkında olmayışımızdır."

“Biz teslimiyeti reddediyor, Türkiye’yi her alanda küresel düzeyde söz ve iddia sahibi bir ülke haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. Siyasetteki en büyük farkımızın da bu olduğuna inanıyorum.”

Mesele şahıslar, partiler meselesi değil. Kendi değerlerimizle Büyük Türkiye olmak meselesi…

Cumhurbaşkanımızı dinlerken umutlarımız bir daha tazelendi.