Cumhurbaþkaný Erdoðan, adeta yetim kalmýþ Selçuklu’ya, Malazgirt’e daha önce görülmemiþ bir vefa ile sadakatle sahip çýkýyor. Geçen yýlki törenlerde yaptýðý konuþmada þunu söylemiþti:
“Malazgirt Zaferi uzun zaman ihmal edildi. Malazgirt'i atlayýp daha eskilere götürme çabasý belki iyi niyetliydi ama beyhudeydi. Malazgirt'i, devleti yönetenler unutsa da bu millet unutmadý. Bugün millet Malazgirt'te…”
Malazgirt Zaferi’nin 947. Yýldönümü, bu yýl Cumhurbaþkanlýðý himayesinde Okçular Vakfý’nýn 3 günlük programý ile Bitlis'in Ahlat ve Muþ'un Malazgirt ilçelerinde kutlanacak.
Sayýn Cumhurbaþkaný Malazgirt’i, “yeniden diriliþin baþlangýcý” olarak nitelendiriyor.
26 Aðustos 1071, sadece Anadolu’ya kapýlarý ardýna kadar açmak deðildi. Sonrasýnda Osmanlý geldi, Fatih geldi. Ýstanbul’un kapýlarý açýldýktan sonra Avrupa’daki fetihler geldi.
Bugün Avrupa Birliði üyeliðimiz için “biz Hýristiyan kulübüyüz” diye kendi aralarýnda konuþup Türkiye’ye ikinci sýnýf muamele yapmaya kalkanlarýn asýl unutamadýðý, Malazgirt’te ve Ýstanbul’da Bizans Ýmparatorlarýnýn aðýr yenilgileridir.
Bu yenilgileri asýrlardýr unutamadýklarý için Anadolu’yu iþgale geldiler. En son 15 Temmuz’da PKK ve FETÖ eliyle vatanýmýzý parçalamayý denediler.
Bugün döviz kuru üzerinden dolar operasyonlarý da ayný saldýrýlarýn ekonomik zemindeki devamýdýr.
Demek ki, Malazgirt ruhu bizim diriliþimizin ruhudur. 15 Temmuz’un Yenikapý ruhu nasýl Çanakkale ruhu ise Sakarya’daki ruh da ayný ruhtur.
Malazgirt, devlet millet kaynaþmasýnýn niþanýdýr.
15 Temmuz direniþimiz de devlet millet kaynaþmasýnýn zaferidir.
Malazgirt Zaferi bize nasýl yeni kapýlar açtý ise nasýl yeni ufuklar ile yeni bir istikbal kazandýrdý ise 15 Temmuz da, onun getirdiði yeni yönetim sistemi de yeni bir þahlanýþýn baþlangýcý olacaktýr.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, yeni ufuklarýmýzý 15 Temmuz’dan önce iþaret etti:
“Týpký 2023 gibi, 2053 gibi; 2071'i de kendimize bir ufuk çizgisi, bir Kýzýl Elma olarak belirledik…”
15 Temmuz gecesi okunan salalar, FETÖ ihaneti ile bayraðýmýza, vatanýmýza, ezanýmýza yapýlan saldýrýlarý, iþgal teþebbüsünü boþa çýkardýðýmýzý dost/düþman herkese duyurmak içindi.
15 Temmuz ihaneti, Pensilvanya’daki bir hainin ve kendine kul ettiði zadegânlarýnýn “mehdilik” saplantýsýnýn sonucu deðildi. Onu kullanan baþta ABD, Batýlý istihbarat merkezlerinin Haçlý saldýrýsýydý.
Fetullah Gülen, kendini tutamadý; “Haçlý’nýn ülkenizi iþgal etmesi kötü bir þey deðildir. Onlar sizin karýnýza, kýzýnýza, mabedinize iliþmezler” deyiverdi…
Ýhanet gerçekleþseydi, 18 vilayetimizi içine alan PKK devleti kurulacak, Malazgirt’teki zaferimizi berhava edeceklerdi…
Cumhurbaþkaný Erdoðan geçen yýlki törende þunlarý söylemiþti:
“15 Temmuz'da, bir darbe giriþimi gibi görünen ama bizi bu topraklardan söküp atmaya dönük bir hamleyle karþýlaþtýk. Ucu Pensilvanya’ya dayanan malum zatla, 15 Temmuz'da milletim onlara ciddi bir fatura ödetti. Bu defa da bayraðýmýza, ezanýmýza ve geleceðimize sahip çýkarak bu iþgal teþebbüsünü boþa çýkardýk. Sultan Alparslan, Sultan Kýlýçarslan kimlerle mücadele etmiþse biz de o gün onlarla mücadele ettik. Oyun ayný, hedef ayný. Sadece senaryo farklý, sadece figüranlar farklý. FETÖ, PKK, PYD, DEAÞ ve diðer terör örgütleri birer piyondur. Bizim mücadelemiz sadece araçlara deðil asýl onlarý kullananlara karþýdýr.”
Evet, bugün her zamankinden daha büyük heyecanla, onurla, þuurla Malazgirt Zaferi’ne sahip çýkýyoruz. Türkiye’nin tarihine, medeniyetine, kültürüne, kendi deðerlerine baðlý kalarak ayaða kalktýðýný haykýrýyoruz.