Neden maske takýyorsunuz?

Ýsviçre'de düzenlenen 'hayýr' gösterisine ait görüntüleri izlediniz deðil mi?..

O korkunç kostümlerle Ýsviçre sokaklarýnda dolaþarak deðerlerimize, inançlarýmýza milletimize söven o alçakça yürüyüþün görüntülerini izlerken tüylerim diken diken oldu..

Ýstiklâl Marþý’mýzýn her dizesini her kelimesini tekrar tekrar getirdim gözümün önüne.. Avrupa’da artýk gördüðümüz islamofobi falan deðildi.. Öyle olsa müslüman belediye baþkanlarý, kendi sorumluluðundaki bir kentte bakanýmýzýn böyle saldýrýya uðramasýna seyirci kalabilir miydi?.. Avrupa’daki durumun tam adý; “Türk düþmanlýðý”.. Daha doðrusu “Türk korkusu”…

Ve bu korkuyu salan isim de, iþte o adice gösteride boy boy resmedilen, Türkiye’nin lideri Recep Tayyip Erdoðan.. Hamdolsun… Milyonluk tirajlý gazeteleri Türkçe baþlýkla durduk yere çýkmýyor.. Cepheden “hayýr” kampanyasýný, iþ olsun diye örgütlemiyorlar.. Korkuyorlar ve de haksýz da deðiller.. Can alýcý soru dün Cumhurbaþkanlýðý özel kalem müdürü Dr. Hasan Doðan’dan geldi.. “Gösteriyi tamam anladýk da neden yüzlerinde maske var?” diye soruyordu Hasan Doðan.. Cevap ise yine Beþtepe’den.. Cumhurbaþkanlýðý Baþdanýþmaný Büyükelçi Mustafa Varank’ýn paylaþtýðý detay fotoðraflarda gizli… O fotoðraflardan anlaþýlýyor ki bu alçakça organizasyonun ana sponsoru da FETÖ-PKK ittifaký.. Bakýn o taþýdýklarý pankartlardaki baskýlanan medya kimmiþ?.. PKK medyasý Azadiye Welad.. FETÖ medyasý Taraf, Zaman, Cumhuriyet.. Neden maske taktýklarý çok açýk deðil mi?..

Erdoðan’dan Denktaþ’a!

Ýpleri Avrupa’nýn elinde olan Abdullah Cevdet’in torunlarý, 2004’teki bir uçak mülakatýndan yola çýkarak, “Erdoðan da Denktaþ’ý istememiþti” yalanýný yükseltiyorlar.. Meðer Denktaþ, Türkiye’de miting yapmak istemiþ ve Erdoðan da ona dönerek demiþ ki; “ne anlatacaksan Kýbrýs’ta anlat”.. Manþetlerle yaþayanlar 140 karakterle konuþanlar için söylenecek söz yok.. Ama Erdoðan’ýn o sözleri söylediði THY uçaðýnda,(11 Nisan 2004 ) Ankara’dan Tokyo’ya giden yazarlarýn eli hâlâ kalem tutuyor.. Gazetecilik namusuyla çýksýnlar ve Erdoðan’ýn, Annan Planý Referandumu öncesi söylediði sözlerin tamamýný yayýnlasýnlar.. Ben söyleyeyim size… O laf öyle deðil… Erdoðan’ýn o mülakatýnýn deþifresi;  “…. Denktaþ’a ‘Biz sizin endiþe ettiðiniz kadar endiþe taþýmýyoruz’ dedik.  Denktaþ da kendisine ‘Kampanya için siz veya milletvekilleriniz Kýbrýs’a gelecek misiniz’ diye sordu.. Biz de ‘hayýr’ dedik.. Hayýr dedik. Ama bir þeyi unuttum. ‘Siz Türkiye’ye gelecek misiniz?’ sorusunu sormayý unuttum. Çünkü benim de ondan onu istemem lazýmdý….” Ýþte “Denktaþ’a gelme dedi” diye yazan numaracýlar. Asýl Denktaþ’ýn Erdoðan’a; “..Kýbrýs’a gelme..” dediðini ve fakat Denktaþ’ýn pekâlâ Türkiye’de kapalý kapýlar arkasýnda hükümeti bilgilendirmeksizin pek çok görüþme yaptýðýný yazmazlar.. Ýþlerine gelmez çünkü..

Rotterdam Rotterdam’dýr!..

Hollanda Polisini arayýp dombra dinleten çýlgýn Türkleri görmüþsünüzdür.. Numaraya bakar bakmaz Selim Atalay; “.. Ee Amerika burasý, Hollanda deðil ki..” dedi.. O söylediðinde fark ettik biz de..  Zaten telefona bakan gringo da Amerikanca konuþuyor.. Hiç de Dutch dili gibi deðil.. Peki tamam da nasýl oldu bu iþ?.. Ömrü ABD’de geçmiþ olan dedektif Selim ‘þak’ diye mevzuyu çözüyor.. Meðer New York’ta Rotterdam diye bir kasaba varmýþ.. Bizim uyanýklar, Rotterdam’ý görünce balýklama atlamýþlar meðer.. Olsun.. Bence amaç hasýl olmuþtur..