Nedir “CİHAD”... Konuşalım mı?

Yerimiz dar! Günlük bir gazetedeyiz. “Cihad” gibi hem zor, hem de sürekli suçlanma sebebi olarak karşımıza çıkartılan bu mevzu ilim ve ihtisas gerektirdiği için ayrıca haddimizi bilmek de üzerimize borçtur. Lakin hem dünyada yaşatılan medyatik algı bezemesi hem de İslam aleminde bizatihi bizlerin de bazen sebep ve her halükarda hedefi olduğumuz şiddet ve korkulu sahneler bu kadar gündemdeyken... En azından günlük yaşantımıza çerçeve teşkil edecek kısa bir okuma turu ile mütevazi bir katkı yapabilir miyiz “cihad” bahsine? 

“Cihad”; İsfehani’nin Kurani terminolojiyi münhasır “Müfredat” isimli geniş lügatinde; takat, güç, kuvvet, meşakkat, zahmet, zorluk manalarıyla anlatılmış...

Kuranı Kerim’de “cihad”la ilgili 31 ayet var... Bunların 14’ü Mekkî, 17’si Medenîdir.

Mekki ayetlerin genel özelliği, Mekke döneminde henüz hicret vukubulmamış ve İslam dini teklif olarak henüz yeryüzündeki sesini yeni duyurmaya başladığı dönemde, imani hakikatlere temas eden yapısıyla dikkat çeker. Henüz İslam toplumu kurulmamıştır, Allah’ın yaratıcı olarak bir ve tek olduğu, Hz.Muhammed’in (s) onun kulu ve elçisi olduğu, dünyanın ölümlü, hayatın kısa, ahretin ve hesap gününün yakın olduğu, iyiliğin ve adaletin fazileti, insanın yaratılışı, göklerin yerin var edilişi, kainata has tefekküre sevk edecek muhteşem yaratım sanatı, nereden gelip nereye gitmekte olduğu sorulan insanın yapısı, önceki kavimlerin yaşantıları, yanılgıları, pişmanlıkları, umutları, insanın biyolojik ve ruhi varlığı, melek, şeytan, cennet-cehennem, Allah-kul ilişkisi, iyilik/kötülük problematiği gibi konulardan bahisler, haberler taşır, teklif ve emirler getirir... Mekki ayetlerle biz Allah’a davet ediliriz...

Medeni ayetlerse, Hicret sonrasında peyderpey inkişaf eden İslam toplumunun kendi içinde ve diğer toplumlarla kuracağı ilişkilerin esası hakkında hükümler içerir. Adalet, barış, hürriyet, toplumsal sözleşmeler, diplomatik ilişkiler çerçevesinde özü hukuk ve toplum olan İslami bakış açısının genel kaideleri hakkında bilgiler, genellikle medeni ayetler çerçevesinde belirir...

Zamansallık konusunda Kuranı Kerim’i, diğer kitaplardan/okumalardan ayıran en bariz özellikse, onun Allah’ın sözü oluşudur. Kur’an Allah kelamı olduğu için sadece geçmiş ve tarihi tartışan bir kitap değil, Mü’minlerin her zaman okuyup başvuracağı ve hayatını tanzim edeceği yoldaşı ve dostudur... Dolayısıyla mekki ve medeni ayetler hakkında önem sıralaması yapılmaz, insan Medine’den ibaret değildir, Mekke’si de bir türlü bitmez...

Cihad ayetlerini okuduğumuzda “kıtal” yani hayatımıza kasteden düşmanla savaşım yoluyla mücadele bahsinin sınırlı ve istisnai bir durum olduğunu görürüz. Kıtal, meşru müdafa veya zulmün kaldırılması cihetleriyle karar verilecek zorlu ve sorumluluk arz eden son kerte mesabesindedir... Cihad, kıtal’den ibaret değildir...

Peki ayetler çerçevesinde nedir “cihad”?

1-İman edip imanın gereği şekilde amel etmek. 2-İyiliği emretmek, kötülüğü nehyetmek. 3-Sabretmek ve Salih amel işlemek. 4-Hak yolda ayağını sabit tutmak. 5-Alah’ın dinini tebliğ ve beyan etmek. 6-Müminlerle mücadele edip onlara eziyet eden, yurtlarından çıkarmaya çalışanlarla savaşmak ve mücadele etmek... Bu bütünün içindedir...

Ayetler bağlamında kiminle cihad edilir? 1-Düşünceye, gönüllere, yaşantıya dair kötülük ve azgınlık davetindeki Şeytan’la. 2-Bizi arzu ve isteklerimize köle ederek sahip olmak hevesinde sürekli baştan çıkaran Nefs ile yani kendimizle. 3-Görünür ve aşikar olan, canımıza, hürriyetimize kastetmiş düşmanla cihad edilir...

“Haddi aşmama” ve “zulmetmeme” düşmanla savaşırken bile Müminlerin bağıtlı olduğu ana kaidelerdir. Yeryüzü ve gökyüzü ve bu ikisinin arasında kalan her şeyin güzel birer nimet, emanet, ahenkli bir bütünlük olduğunu fark etmek... İslam, fark ediştir...   

Bir tokat az geldi, diğer yanağıma da buyur algısı olmadığı gibi... Atom bombası ile soyu kurutmak, gırtlak kesmek, adam yakmak, kadınları dağa kaldırmak da cihad değildir.