Adýna millet ittifaký dediler ama aslýnda bir araya getirdikleri kindi, nefretti, öfkeydi, tahammülsüzlüktü.
CHP’nin adayý farklý kesimlere göz kýrpan bir popülizmle hareket etse de ittifak özünde ‘rövanþist’ bir karakter taþýyordu.
Bu ittifak FETÖ’nün nefretinin taþýyýcýsýydý, PKK’nýn ve sol örgütlerin öfkesinin buluþma yeriydi.
Seçimin son günlerinde içlerindeki kin ve nefreti o kadar açýk ettiler, karþýlarýndaki insanlarý o kadar aþaðýladýlar, lisan-ý halleriyle o kadar tehdit ettiler ki, AK Parti kitlesi büyük bir tehlike algýsýna kapýldý.
3 milyonluk, 2 milyonluk diye lanse ettikleri mitingler sanal bir dünyaya hapsolmalarýna, kendi yalanlarýyla kendi akýllarýnýn tutulmasýna sebep oldu.
Salih Tuna’ýn deyimiyle ‘totolojik evren’e kendilerini hapsettiler.
Öteki olarak gördükleri büyük halk kitlesine tattýrdýklarý his, onlara kesin olarak yaþam hakký tanýmayacaklarý, büyük bir gözü dönmüþlükle hareket edecekleriydi.
Laikçi ulusalcýlarýn, FETÖ’cülerin, PKK’lýlarýn, Erdoðan karþýtý kim varsa her türlü örgütün ve yapýnýn kendi totolojik evrenlerinde yaþadýklarý nefret patlamalarý Türkiye’nin makul çoðunluðuna çarpýp etkisiz hale geldi.
AK Parti’den hazzetmeyen kimi Saadet Partililerin de nefret paydasýnda bu ittifakta bir araya gelmesi çok talihsizdi.
CHP içinde o kadar azgýn, o kadar yobaz, o kadar tahammülsüz bir kesim vardý ki, seçime doðru yolda gördükleri baþörtülülere, sakallýlara, cami cemaatine bile kýrmýzý görmüþ boða gibi bakýyorlar, her türlü tacizde bulunuyorlardý.
CHP’nin totolojik evrende ürettiði bu faþist tavýrlar muhafazakâr kitleyi alarma etti.
Daha iktidar olmadan iktidar olduk hissiyle takýndýklarý tavýrlar o kadar kýþkýrtýcýydý ki, AK Parti seçmeni meselenin ciddiyetini gayet iyi anladý.
CHP’li olan ama FETÖ’cülerin ve PKK’lýlarýn da öfkesini üstlenerek dolduruþa gelen kimilerinin yanýndaki Saadet Partili hacý amcaya oyu sebebiyle tahammül edip, sokakta gördüðü hacý amcalara kinlerini yansýtmasý insanlarýn uyanmasýna sebep oldu.
CHP’nin baþýný çektiði ittifakýn Türkiye’yi ileriye doðru deðil geriye doðru götürme amacý taþýdýðý daha iyi görüldü. O geri nokta, FETÖ’nün arzu ettiði, PKK’nýn temenni ettiði, 28 Þubatçýlarýn ve her türlü vesayet odaðýnýn iple çektiði bir noktaydý.
Türkiye karanlýk tünele bir daha girmeyeceðini, þer cephesinin oyunlarýna gelmeyeceðini çok açýk bir þekilde ortaya koydu.
Erdoðan’a uzlaþmacý olmasý telkininde bulunanlarýn ne kadar tahammülsüz ve yobaz bir hale savrulabileceði görüldü.
Oysa empati yapan, balkon konuþmasý yapan, elini uzatan, temiz sayfa açan hep Erdoðan’dý.
Hiç empati yapmayan, özeleþtiri ve sorgulamadan uzak duran, farklý kesimleri anlamaya çalýþmayan ise CHP tabanýndaki bu azgýn azýnlýktý.
Býrakýn iktidara gelmeyi biraz oyu artýnca gözü dönen bir zihniyetin varlýðý bir kez daha ortaya çýktý.
Bir yanda kazanan rakibini tebrik etme erdemini bile gösteremeyen bir CHP Genel Baþkaný var.
Diðer yanda büyük bir zafer kazandýðý halde ‘biz kardeþiz, birlikte Türkiyeyiz, haydi kucaklaþalým, yeni sayfa açalým’ diyen bir AK Parti Genel Baþkaný var.
Bu yüzden nefreti büyütenler hep kaybedecek, sevgiyi kuþananlar hep kazanacaktýr inþallah…
Allah milletimizi makulden, hoþgörü ve sevgiden ayýrmasýn.
Hamdolsun nefret ittifaký kaybetti, MÝLLETÝN ADAMI kazandý.