Medyada, nefret suçlarý ve nefret söylemi, yýllar geçtikçe azalmýyor, çeþitleniyor, çoðalýyor ve hatta toplumsal bir kabule dönüþüyor. Nefret söylemi artýk sadece bir medya sorunu veya bir devlet sorunu deðildir. Nefret söylemi ve nefret suçu, belli baþlý aydýnlarý, bilim insanlarýný, sanatçýlarý, sivil toplum, ve sosyal medya dahil geniþ bir kamusal alaný içine alan bir toplumsal körleþme haline gelmiþ bulunuyor.
Türkiye, dört yýl öncesine göre, nefret söylemi ve nefret suçlarý bahsinde gerileme bir yana, ne yazýk ki, ilerleme göstermiþ bir ülke durumundadýr.
Geçmiþte nefret söylemine muhatap olanlarýn dahi, kendilerini ‘cazibesinden’ kurtaramadýklarý nefret söylemini araþtýracak kurumu kaldý mý bu ülkenin, o bile tartýþýlýr.
Dört yýl önce, Sosyal Deðiþim Derneði, Açýk Toplum Vakfý, Global Diyalog ve Hollanda Baþkonsolosluðu’nun desteðiyle yapýlan ve ‘Ulusal Basýnda Nefret Suçlarý-10 yýl 10 Örnek’ baþlýklý araþtýrma ortaya ilginç sonuçlar çýkarmýþtý.
Bu araþtýrmada, Yýlmaz Özdil ve Fatih Çekirge’nin yönetiminde çýkan Star gazetesinin, Ýstanbul’daki Galatasaray-Leeds maçýndan sonra atýlan ve Ýngilizleri, boyunlarýný eðmiþ, topraðý öperken gösteren manþet-haberi, iletiþim ve medya derslerinde okutulmaya deðer bulunmuþ ve ýrkçýlýk olarak deðerlendirilmiþti.
***
Nefret Söylemini ifade eden haberler ise þu þekilde sýralanmýþtý:
AHMET KAYA’YA MADAM ÞEFKATÝ: Sabah gazetesi, 2 Kasým 1999’da kullandý bu haberi. Haber etnik kökene yönelik nefret söylemi kapsamýnda deðerlendirildi. Madam’ýn argoda genelev patronu olduðunu hatýrlatalým. Danielle Miterend, ‘bölücülerin’ anasý bir madam olup çýkmýþtý!
ERMENÝLER KUDURDU: Etnik kökene nefret söylemine bir örnek haber de Yeniçað gazetesinde 17 Kasým 2009’da haberin “Ermeniler kudurdu” baþlýðý ve “Ermeni’den kahpe saldýrý” ara baþlýðýyla çýkmýþtý.
HAÝNLER YAKALANDI: Star gazetesinde 24 Mart 2005’te yayýmlanan “Hainler yakalandý” baþlýklý haberde Mersin’de bayrak yakma olayý duyuruluyordu. Raporda, “Mersin’de 20 Mart günü Nevruz kutlamalarý sýrasýnda Türk bayraðýný yakma giriþiminde bulunan iki kiþi dün sabah gözaltýna alýndý” ifadesi bulunan haberin giriþinin devamýndaki “Bayrak yakma olayýnýn failleri olduðu bildirilen C.S. (12) ve V.S. (14) isimli çocuklar” ifadesine dikkat çekiliyordu. Gözaltýna alýnanlarýn “çocuk” olduðu haberde de geçmesine karþýn “Hainler yakalandý” baþlýðýnýn kullanýlmasýnýn düþündürücü olduðu vurgulanan raporda haber “etnik kökene yönelik nefret” kapsamýnda deðerlendiriliyordu..
KORELÝ REHBERE OSMANLI TOKADI, RAHÝPLER UÇKURU KÝLÝSEDE ÇÖZÜYOR, ROTH AYVAZ HOCAYA HAVALE, SÜNNETSÝZ KUNDAKÇI DTP ADINA KURBAN DERÝSÝ TOPLAMIÞ, TRAVESTÝ ZEHÝR KURYELERÝ HAVALÝMANINDA YAKALANDI, baþlýklý haberler incelenen nefret söylemi haberleri arasýnda yer alýyor ve ayný raporda, Burhan Ayeri’nin “LALE MANSUR’UN BAYRAKTAN DONU” (Akþam-13 Nisan 2005), Zeynep Göðüþ’ün “Tesettürlü yüzmek” (Hürriyet-16 Temmuz 2005) baþlýklý yazýlarý da sýrasýyla “cinsiyete” ve “dinsel inanca” yönelik nefret söylemi kapsamýnda deðerlendiriliyordu.
***
Bu haberlerin incelendiði dönem, 2000 sonrasý dönemdir. Ve bu yoðun nefret söylemi, elbette söylemde kalmadý, cinayete ve toplu katliamlara yol açtý, ya da ciddi biçimde, cinayetleri ve katliamlarý tetikledi. Medyada nefret söylemi, Hrant Dink’in canýný aldý. Hrant Dink Vakfý, 2010’da baþlattýðý bir çalýþmayý Nefret Suçlarý ve Nefret Söylemi adýyla yayýnladý. Bugünlerde dönüp dönüp bu araþtýrmaya bakýyorum.
Medyada nefret söyleminin izlenmesi-Hrant Dink Uluslararasý vakfýnýn 2010’da baþlattýðý bir çalýþmaydý. Kitap haline de getirildi, bir yerde þöyle deniyor:
‘Toplam 12 aylýk çalýþmanýn özet sonuçlarýna baktýðýmýzda karþýmýzda þöyle bir tablo çýkýyor:
Yýllýk inceleme sonuçlarýnda izlenen her üç dönemde de incelenen köþe yazýlarý, haberler ve okur yorumlarýnda nefret söylemi kategorilerinden en çok, düþmanlýk savaþ söylemi örneklerine rastlanmýþ onu küfür hakaret, aþaðýlama izlemiþ ardýndan abartma/yükleme/ çarpýtma ve imgeleþtirme gelmiþtir. Pek çok örnekte bu kategorilerin birden fazlasý (bazýlarýnda hepsi birden) birlikte yer almaktadýr, bu durumda baskýn söylem dikkate alýnmýþtýr.
Bir yýlý kapsayan çalýþmanýn sonunda, Türkiye’de ulusal gazeteler içinde nefret söyleminin en çok Kürtler’i ve Ermeniler’i hedef aldýðý tespit edilmiþtir.
Hrant 301’den mahkum olup gerekçeli karar yayýnlandýðýnda, gazeteler haberi þu baþlýklarla verdi:
- Hürriyet: Ata’nýn sözlerini çarpýttý.
- Yeni Þafak: Kan deyince akla ecdat kaný gelir.
- Milliyet: Bu topraklarýn her karnesi kanla sulandý (Gerekçeli karardan direkt alýntý)
- Zaman: Dink Atatürk’ün sözlerini çarpýtýp Türkleri aþaðýladý.
Hrant karardan sonra ANKA ajansýna verdiði demeçte ‘En çok Türk düþmaný demelerine üzüldüm’ demiþti.
***
Erdal Þafak Hrant Dink öldürüldükten sonra, yaratýlan atmosferin Hrant’ý yargýlayan hakimler üzerindeki etkisini kaleme aldýðý bir yazýda þöyle anlatmýþtý:
‘Hrant Dink davalarýna bakan hakimlerden birisiyle tesadüfen bir araya geldik. Dink’in mahkum olursam Türkiye’yi terk ederin sözünü hatýrlattýk. Yargýç býyýk altýndan güldü ve baþýmýzý döndüren bir yanýt verdi: Ya sevecek ya terk edecek baþka seçeneði yok!’
Nefret söylemiyle muzdarip medyanýn, yani hiçbir dönem ve hiçbir þekilde, yaygýn hale getirdiði nefret söyleminin hesabýný vermemiþ medyanýn, özellikle Gezi’den bu yana, hedefindeki kiþi, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’dan baþkasý deðildir.
Erdoðan’ý siyasetin dýþýna çýkarmak ve eski rejimin ve neo-oryantalist güçlerin önünde diz çöktürüp boyun eðdirmek istiyorlar.
Boyun eðip, diz çökerse, kimbilir, belki daha sonra da, ‘ya sev ya terk et’ bile diyecekler.
***
Türkiye’de nefret söyleminin hedefinde artýk, göbeðini kaþýyan Ýslamcýlar, eciþ bücüþ, geliþmemiþ ‘mahluklar’ , ‘AK Parti’ye oy verdikleri için madenlerde ölmeye müstahak iþçiler’ ve onlarý eski Türkiye’ye karþý ayaða kaldýran liderleri Baþbakan Erdoðan var.
Erdoðan’a yönelik nefret söylemi dün bir gazetede þu manþetle vücut bulmuþtu:
Ýnsan olduðunu iddia etti!
Diktatörün insan olmadýðýný manþete taþýyabilen ve geçmiþte ya da bugün, diktatörlükle yönetilmiþ bir ülke yok yeryüzünde.
Þili’de 1970’li yýllarda Allende’ye çekilen muamele þimdi Türkiye’de Erdoðan’a çekiliyor. Þili halkýna Allende’nin bir sosyalist deðil, bir diktatör olduðunu göstermeye çalýþtýlar. CIA öyle bir algý yarattý ki, sosyalistlerin ve emekçi sýnýflarýn gözünde bile Allende bir diktatör olarak algýlanmaya baþlanmýþtý. Hikayeyi merak edenler, Marguez’in ‘Þili’de Gizlice’ isimli kitabýna bakabilirler.
Hrant Dink cinayeti, eðer psikolojik harp usulleri ve medyanýn kullanýldýðý nefret söylemi yoluyla bir aydýnýn ortadan kaldýrýlmasýnýn trajik hikayesiyse, Allande’nin barbarca infazý da, ayný yöntemlerle sosyalist-demokrat bir liderin ortadan kaldýrýlmasýnýn trajik bir hikayesidir.
Sýra Erdoðan’da deyip düðmeye bastýlar, ama nafile!
Belki daha çok kan akýtacaklar, çok can alacaklar, ama tarih tekerrür etmeyecek ve ne Erdoðan ne Erdoðan’ýn arkasýnda duran halk boyun eðecek!