AK Parti iktidarý, çok partili siyasi hayatýmýzýn en önemli demokratik dönüþüm projesidir. Projenin hayata geçirilebilmesi için önce milletin arazisine yapýlan gecekondu devleti yýkmak gerekir.
Siyasete atýlmadan önce yine bu köþede kaleme almýþtým; hantal, çaðdýþý ve ceberut bu sistemi yýkmak için balyoza ihtiyaç duyarýz. Nihayetinde balyoz bir yýkým aracýdýr. Çetelerle, organize suç örgütleriyle, darbeci taifeyle ve vesayet rejimiyle mücadele özü itibariyle sistemin baþýna inen balyoz tesirindedir.
Gasp edilmiþ yetkilerini millete iade ederken, temel hak ve özgürlük alanýný geniþletirken, vesayet rejimini etkisizleþtirirken, sivil ve askeri elit kesimin nüfuzunu azaltýrken millet iradesinin egemen olduðu yeni sistemin inþasýnda artýk mala devreye girer.
Balyozla yýkar, malayla yeni sistemin harcýný sývarsýn.
Dolayýsýyla, AK Parti iktidarýnýn yapýsal dönüþüm projesinin uygulama evresine göre kullanacaðý enstrümanlar, araç ve gereçler farklýlýk arz eder. Yýkým, yapým ve onarým evresinde ayný metodolojiyle yola devam edemezsiniz.
Burada ilk olarak cevabýný bulmamýz gereken soru basit: Demokratik dönüþüm projesinin hangi evresindeyiz?
Aksi halde projenin akamete uðrama ihtimali yüksektir.
Siyasi anafor
Tutuklu milletvekillerinin durumu, CMK 250.maddede deðiþiklik, basýn suçlarýna getirilen aðýr cezalar, Özel Yetkili Mahkemelerin yetkilerinin yeniden düzenlenmesi ve Uludere ekseninde dönen tartýþmalar, aslýnda bu soruya verilen farklý cevaplarýn yol açtýðý bir anafordur.
Samimi olmak gerekirse, sistem açýsýndan balyoz evresinin henüz tamamlanmadýðýný düþünüyorum. Çankaya, Anayasa Mahkemesi, HSYK, YÖK, Genelkurmay gibi sistemin köþe taþlarýný oluþturan kurumlardaki kadro farklýlaþmasý “yapýsal dönüþüm” olarak algýlanmamalý, vesayet rejimini kökten silecek ve Türkiye’nin gelecek projeksiyonunu oluþturacak reformist adýmlar atýlmalýdýr.
Hepimiz biliyoruz ki, Ergenekon ve Balyoz tipi derin, bir o kadar karanlýk yapýlarýn beyni ve kalbi Türk Silahlý Kuvvetleri içindedir.
Kabul etmek gerekir; TSK’nin ehlileþtirilmesi, rehabilitasyonu ve demokratik sisteme entegrasyonu henüz tamamlanamadý. Bu haliyle gelecek kuþaklara devri, eski hastalýklarýn yeniden depreþmesine yol açar, vesayet rejimi hortlar.
Bu kez azgýnlaþarak gelir intikam duygusuyla, öfkesi kabararak, salyasý fýþkýrarak...
O halde?
Azgýn sularda boðulma tehdidine maruz kalmaktansa dizginlemek olmalý temel görevimiz. Ergenekon ve Balyoz gibi silahlý terör örgütü davalarýnýn mutlaka sonuçlandýrýlmasý, birer ibret vesikasý olarak genç kuþaklara miras býrakýlmasý gerekir.
Bu davalara halel getirecek herhangi bir yasal düzenleme, kamuoyunda Þike Kanunu gibi 7.4 þiddetinde depreme yol açabilir.
Daha da önemlisi, Türkiye’yi karanlýða saplayabilir.
O nedenle Ergenekon ve Balyoz süreci, kritik deðerdedir. Mümkün olabilse, yargý sürecine paralel olarak radikal adýmlar atýp Genelkurmay’ý Milli Savunma Bakanlýðý’na baðlayabilsek, darbelerin hukuki dayanaðý gösterilen TSK Ýç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesini tarihe gömsek...
Hani demir tavýnda dövülür derler, belki bunlar için zamana ihtiyaç vardýr.
Ama meclis gündemindeki üçüncü yargý paketinin basýn suçlarýyla ilgili öngördüðü yaptýrýmlar, gazeteci kökenli bir vekil olarak inanýn içime hiç sinmedi.
Belki; uzunca süredir hukuk dýþý dinlemelerin toplumda oluþturduðu infial ve Türkiye’nin uluslar arasý camiada gördüðü tepkiler karþýsýnda arkadaþlarýmýzýn iyi niyetle biçimlendirdiði yasa tasarýsýndaki bu hükümler, farkýnda olmadan Türkiye’nin demokratikleþme hamlelerine hasar verebilir.
Buradaki tehlikeye dikkat çekmek isterim.
Hapis tehdidi
Ergenekon ve Balyoz sürecinde aralarýnda bulunduðum yüzlerce gazeteci hakkýnda açýlan 6 bini aþkýn soruþturma ve dava konusu TCK hükümlerindeki cezai yaptýrýmlarýn katlanarak arttýrýlmasý, basýn özgürlüðünü ciddi þekilde tehdit edebilir.
Kaldý ki birçok cezada alt sýnýrýn 2 yýldan fazla belirlenmesi, olasý cezalarýn ertelenmesi veya paraya çevrilmesi ihtimalini otomatik olarak devreden çýkarýyor.
Hukuk dýþý dinlemenin aðýr yaptýrýma baðlanmasý yerindedir, ancak alenileþmiþ ses kayýtlarýnýn 5 yýla kadar aðýr hapisle cezalandýrýlmasý izahý zor gibi geliyor bana.
Ýddianamenin eklerinde yer alan; biri Ergenekon sanýðý diðeri siyasetçi iki kiþi arasýndaki telefon konuþmalarýný yayýnlamaktan 15 ay hapis cezasý almýþ biri olarak söylüyorum; bu hüküm kimi yargýçlar tarafýndan suistimal edilebilir.
Ayný þekilde adil yargýlama cezasýnýn arttýrýlmasýný anlamakta zorlandým. Maalesef çoðu savcý, özel hayat veya haberleþmenin gizliliðini ihlalden dava açarken adil yargýlama suçunu da otomatik olarak yanýna ekliyor.
Ya da bir dava süreciyle ilgili yaptýðýn herhangi bir deðerlendirme, ayný kapsamda cezai dava konusu olabilir. Keþke, TCK’na yük haline gelen bu maddeyi tümden kaldýrabilsek. Bir açýklamayla etkilenen yargýçlarýn varlýðýný düþünmek, önce yargýçlara haksýzlýktýr diye düþünüyorum.
Toparlamak gerekirse...
Geçer akçe; kadro yanýlsamasýndan arýnýp devlet aygýtýný deðil bireyi önceleyen yaklaþýmla, demokratik yapýsal dönüþümü akamete uðratabilecek riskli alanlardan uzaklaþmak olmalýdýr.