‘Neo-darbe’ dönemi

Biliyorum, herkesin gözü-kulaðý Suriye sýnýrý ile Hürmüz Boðazý’nda... Bir de, bir kez daha Suriye’nin taþeronluðuna sývanmýþ bir terör örgütü meselemiz var, o da ayrý mesele. Esed’in Cumhuriyet’e yaptýðý açýklamalarda Türkiye’nin tavrýný “mezhep” boyutuna indirmesi tabii ki samimi deðil! Ýran desteðinde, Nusayriler’den oluþan Þebbiha çeteleriyle sistemli olarak Sünni Müslüman keseceksin, sonra, “Bu katliamlarý derhal durdur” diyene “sen mezhepçisin” çamurunu atacaksýn. Moskova’ya açtýðý telefonda, “Sünni generalleri eve yolladým, bu savaþý iki ay içinde Þebbiha’larýmla kazanýrým” diyen “mezhepçi” deðil, sýnýrýndaki trajediye karþý çýkan bir demokrasi ülkesi “mezhepçi.”Utku Çakýrözer’in gerçekleþtirdiði söyleþiyi önemsiyorum, çünkü, bize, Suriye’nin ne tür bir diktatör tarafýndan yönetildiðinin önemli ipuçlarýný veriyor.

Geçelim...

8Latin Amerika ‘alarm’ veriyor

Soðuk Savaþ yýllarý -ne yazýk ki- Türkiye’yi, Avrasya’nýn ortasýna yerleþtirilmiþ bir Latin Amerika ülkesi rotasýna sürükledi. Darbeler... Askeri vesayet... Cýlýz demokrasi... Sistematik iþkence...

Soðuk Savaþ yýllarýnda Latin Amerika ülkeleri ve Türkiye, “baþka baþkentlerde” planlanýp, desteklenen “müdahalelerin” kurbaný oldular. Þili, Uruguay, Paraguay, Arjantin, Brezilya, Kolombiya, El Salvador, Guatemala, Honduras, Panama... Nedense (?) bu ülkelerin yaþadýklarý darbeler ile Türkiye ve Güney Kore’nin darbeleri birbirini izledi.

Soðuk Savaþ bitti, bu ülkelerdeki demokrasi güçlerinin aðýrlýðý arttý. Týpký Türkiye ve Güney Kore’de olduðu gibi. Venezuella’daki Chavez’i bir kenara býrakýyorum, bölge ülkelerinin hemen tamamýnda Amerika’nýn pek hoþlanmadýðý “sol” liderler var bugünlerde ve bölgede “garip iþler” olmaya baþladý.

8‘Yumuþak darbeler’ dönemi mi?

Bu “garip iþler”in ilk örneðini 28 Haziran 2009 günü Honduras’ta yaþadýk. Zengin bir ailenin “muhafazakar görüþlere sahip” evladý olarak 2006’da Honduras Cumhurbaþkaný seçilen fakat görevi süresinde hýzla “sol politikalara” yönelen Manuel Zelaya, Honduras Yüksek Mahkemesi’nin aldýðý tutuklama kararý sonucunda görevinden uzaklaþtýrýldý. Honduras Yüksek Savcýsý, cumhurbaþkanýnýn “anayasal suç iþlediðini” savunarak davayý açmýþtý, Zelaya’yý tutuklayýp havalimanýna götürerek Kosta Rika’ya “postalamak” da orduya kaldý!..

“Yumuþak darbe” ordudan deðil, “anayasal kurumlar” özellikle de “yargý” kullanýlarak gelmiþti.

Bölgede ipler, geçtiðimiz günlerde bu kez, Paraguay’ýn “solcu” cumhurbaþkanýna karþý gerçekleþtirilen benzer bir darbe ile koptu...

8Parlamento darbesi

Saðcý güçlerin kontrolündeki Paraguay Meclisi’nin Cumhurbaþkaný Fernando Lugo hakkýnda “görevini devlete karþý kötüye kullandýðý” kararý almasý, hemen devamýnda da Senato’nun Cumhurbaþkaný’ný görevden uzaklaþtýrmasý tarihe “demokratik rejim içinde ilk parlamento darbesi” olarak geçti. Meclis, kararý, bir arazi anlaþmazlý sonucunda köylüler ve polislerden toplam 17 kiþinin ölmesi ve Lugo’nun etkisizliði gerekçesiyle aldý. Yani kararýn temeli, “devlet güvenliðiydi...”

Ýlginçtir, Fernando Lugo, 21 haziran sonrasýnda geliþen bu olaylar sýrasýnda “lenfkanseri” ile uðraþtýðý için kendini savunacak bir zaman dilimi bile bulamadý!..

8Neo-darbe stratejisi

Ýddia þu: Demokratikleþen eski vesayet sistemlerinde“güçler ayrýlýðý” açýsýndan boþluklar býrakýlýrsa, “eskinin askeri darbe planlayýcýlarý” na gün doðuyor!.. Özellikle “yargý”, vesayet güçlerinin”boþ býraktýðý alanlarý doldurma ve “neo-darbe stratejisinin” ana zemini olma yönünde adýmlar atabiliyor. Acaba “askersiz darbeler” dönemine mi giriyoruz?..

Þam’daki þehit pilotlarýmýz

Fethi bey, Sadýk bey, Nuri bey... 1914 yýlýnda Ýstanbul’dan kalkýp Kahire üzerinden Ýskenderiye’ye tam 2 bin 500 kilometrelik uçuþ denemesini yaparken þehit olan pilotlarýmýz. Osmanlý onlarý, Þam’daki Emevi Camii’nin yanýna, büyük Müslüman komutan Selahaddin-i Eyyübi’nin ayak ucuna defnetmiþ. 98 yýl sonra, hava þehitlerimiz Gökhan Ertan ve Hasan Hüseyin Aksoy’un aziz naaþlarýna Akdeniz’in derinliðinde ulaþtýk. Katilleri ne Emevi Camii’ne ne de Selahaddin-iEyyübi’nin aziz türbesine gidebilirler, biliyorum. Ama biz bir gün, iki þehidimizi götürür, atalarýnýn yanýnda topraða veririz. Milletimizin baþý sað olsun...