Ýsmet Paþa’nýn (Ýnönü) o açýklamasýný okuduðumda kendisi henüz yaþýyordu, demek, 1973 öncesi olmalý. Bir meslek aðabeyimiz, “yaþamdaki baþarýnýzý neye borçlusunuz” yolunda bir soru sormuþ, yanýtý bir yaþam rehberi olarak kabul edilebilir: “Karþýmdaki sorunlarý birden ona kadar sýraya dizer, birinciyi çözmeden, ikinciye geçmem...”
Kiþisel yaþantýmda bu rehberi ne kadar takip edebildim, bilemem, ama memleketin karþýlaþtýðý sorunlar karþýsýnda mesleki refleksimi tutarlý kýlmak için iyi uygulamaya çalýþtýðýmý söyleyebilirim. Mesela, 90’lý yýllarda benim için, PKK terör dalgasýnýn kontrol altýna alýnmasý, buna baðlý olarak devlet içinde güçlenen “Susurluk Çetesi” tarzý gizli örgütlenmelerin ortadan kaldýrýlmasý ve dönemin merkez-sað siyasetçilerinin kamu bankalarýnda sürdürdükleri “hortumlama” operasyonlarýnýn sonlanmasý önemliydi.
AK Partili yýllar, devlet içindeki geleneksel çeteleþmeyi sonlandýrdý, Kemal Derviþ uygulamalarý ile disiplin altýna alýnan finans sektöründe kaçak önlendi ve çözüm süreci ülkede bir yýldýr kaný durdurdu.
90’lý yýllarda yaptýðým “sorunlar listesi” açýsýndan durum iyi gözüküyor, ama, artýk yeni sorunlar var, liste tazelemek de gerekiyor.
Neo-Gladio’nun yapýlanmasý...
7 Þubat 2012 “Hakan Fidan Operasyonu”ndan 17 Aralýk 2013 “Paralel DarbeOperasyonu”na uzanan süreç, bir tür “Neo-Gladio” ile birlikte yaþadýðýmýzý iþaret ediyor. Eski yapý, Soðuk Savaþ yýllarýnda devlet içinde emir-komuta zinciri içinde yapýlandýrýlmýþ bir “vesayet kurumu”ydu. Yeni yapý ise, devlete raðmen oluþmuþ, ipleri sýnýr ötesine ulaþan, ulusal güvenlik açýsýndan riskli karakter sergiliyor. Özellikle, Ýsrail’in, Hakan Fidan’ýn MÝT Müsteþarlýðý’na atanmasýndan sonra çýkardýðý homurdanmalara paralel bir operasyonu gerçekleþtirmesi dikkat çekici. Buna, Adana-Hatay hattýnda MÝT TIR’larýna dönük operasyonlarda yaþanýlanlar eklenmeli.
Soðuk Savaþ yýllarýnýn Gladio’su, MGK’nýn bilgisi dahilinde bir yapýlanmaydý ve ülkedeki her demokratýn mücadele etmesi gereken gizli kurumdu. Þimdi, yargý-polis üzerinden yaþama geçirilmiþ, “eski vesayet kurumlarýnýn yerini doldurmaya çalýþan” bir yapýyla karþýlaþtýk.
Tarafsýz kalýnamaz...
Yayýnlanmasýna izin verdiði bir haber yüzünden, eski vesayetin Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcýsý tarafýndan 7 gün süreyle gözaltýna alýnmýþ bir gazeteci olarak, süren kavgada “tarafsýz”lýk sergilenmesini anlamam mümkün deðil. Günümüzde siyasete karþý “hodri meydan” diyen “Neo-Gladio”nun Balyoz ve Ergenekon gibi davalarý kendi güçlenmesi için kullanmýþ olduðu gerçek. Düne kadar, bu davalarda yaþanýlan hukuk ihlallerini manþetlerine taþýyanlarýn, “Kürt sorunundasiyasi çözüm” bayraktarlýðýný yapanlarýn, bugün, “Neo-Gladio” karþýsýnda tarafsýz(mýþ) gibi durmasýný, hatta, bu gizli yapýlanmanýn siyasete dönük darbe giriþimine destek görüntü vermesini ise ibretle izliyorum.
Siyaset doðru yolda...
Bakýn, 2 Ocak tarihli yazýmda ne demiþim: “Erdoðan ne yapacak?..
Çok açýk: Çoðulcu demokrasinin yolunu açacak siyaset programý ile bir kez daha toplumla kol kola girecek..(...) Bunu yapabilir, yalnýz kendisi deðil, millet rahatlar.”
O da, “demokratikleþme paketi” ve bir dizi Avrupa görüþmesiyle bunu yaptý. Bireyi, devlet karþýsýnda güvence altýna alan bir kanun Meclis yolculuðunu sürdürürken, bu nedenle, çözüm süreci ve internet uygulamalarý üzerinden vurulmaya çalýþýlýyor. Memlekette kan dökülse mutlu olacaklar var. Ýnternet yasasýný tartýþabiliriz ama bu tartýþmanýn demokratikleþme paketinin örtüsü olmasýna asla izin veremeyiz!..
“Sorunlar listesi”nin birinci sýrasýndakini anladýnýz siz...
ÝNTERNET ÜZERÝNE: Ýnternette sansür teknik olarak mümkün deðil. Aksine, kiþisel internet bilgilerinizi bir duvar arkasýna saklarsýnýz, öðrenmek isteyen ulaþamaz. Millet kiþisel bilgilerini Facebook’a yüklemiþken, biz neyi tartýþýyoruz? Yine de hükümete, 20 Ocak’taki yazýmda yer alan tavsiyemi tekrarlýyorum: Konu köpürtülmeye müsait, bir daha deðerlendirmekte yarar var.
MAHÝR ZEYNALOV: Yabancý gazeteci, çalýþtýðý ülkeyle ilgili haber ve yorum geçmekte özgürdür, bu nedenle sýnýr dýþý edilemez. Fakat, o ülkenin iç siyasetinde taraf olup, sosyal medya kampanyalarý düzenlemek gazetecilik kapsamý içinde deðerlendirilemez. Köþesinde yazar, haberini geçer “neden böyle yazdýn, yaptýn” diyemeyiz, ama, “kampanya neferi” olmak baþka iþ. Fikirlerinden deðil, gazeteciliði baþka iþlere karýþtýrmaktan gitti... Anladýðým bu...