Neoliberal kafaya açýk mektup!

Bugün derecelendirme kuruluþu Moody’s’in Türkiye ile not deðerlendirmesi gelecek. Zamanlamayý geçelim hadi... Ancak... Türkiye ekonomisinin bu görünümü ile bir not indiriminin teknik-bilimsel açýklamasý olamaz.

Bunun için ben buradan Moody’s’in bugün gelecek olan açýklamasýnýn arkasýndaki ideolojik yaklaþýma ve bu ideolojiyi günlük politikaya çevirip savunan, anlatan ve bunu uygulayan herkese þu açýk mektubu yazmak istiyorum:

1) Basit tavsiyeler...

Türkiye’nin notunu ‘çöp’ seviyesi yolculuðuna çýkardýnýz; nereyi önereceksiniz ‘müþterilerinize’ durgunluða giren Ýtalya’nýn, finansal yapýsý batan Portekiz’in olduðu AB’yi mi;  yoksa Çin Komünist Partisi içinde ne zaman ABD’den boþanacaðýz diyen esaslý ‘komünistlerin’ adýmlarýnýn sýklaþtýðý ve Çin’in, rezerv tercihinde dolar ve dolar bazlý kaðýtlarý seyreltmeye baþladýðý, bunun için artýk düþük dolara muhtaç ve ayrýca, Fed içindeki kapýþmanýn ayyuka çýktýðý için ne yapacaðýný bilemez haldeki ABD’yi mi önereceksiniz. Ama Rusya’yý da hesaba katýn caným; bilinmez belki halk desteði yüzde 85’lere çýkan Putin, sizin güzel hatýrýnýz için, Kýrým ve Ukrayna stratejilerinden vazgeçer; tekrar Gazprom’la Almanya gerdeðe girer ve siz de ‘eski’ oligarklarla ‘kapýnýn’ önünde önünüze düþeni paylaþýrsýnýz. Ama buralarý da beðenmiyorsanýz; size kan gölüne çevirdiðiniz Uganda, Kenya ve Somali’yi önereyim isterseniz; Somali’nin Mogadiþu’su Ýstanbul’un yerini alýr mý bilmem ama Çinli þirketler þu sýralar buralarda at koþturuyor; sizin yok ederek yapamadýðýnýzý göreceksiniz onlar en çok 10 yýlda yapacak ve bu bölge, iç savaþlar dýþýnda yeni bir yol olduðunu da görecek.

Size þunu söyleyelim; bugün not indirir misiniz, yoksa enflasyon þikeyetinden baþlayýp; ekonomi yönetimi deðiþecek, n’olcak bizim halimiz diye aðlak bir not ile mi yetinirsiniz, bilemem ama bu tür hamlelerle, Türkiye gibi bir ülkenin artýk ekonomisini yönetemezsiniz, kapandý o devir. Bu pazar günü de Türkiye halký kapandýðýný verdiði oylarla size söyleyecek.

2) Tehlike (!) yalnýz Türkiye’de deðil...

Ama sizin tradejiniz burada ve Türkiye sýnýrlarý içinde bitmiyor; K. Irak’ta Kürdistan Bölgesi sonra Basra Bölgesi gibi stratejik enerji bölgeleri ve Hazar’da denetimizden çýkacak. Buralarda sýnýrlar, ülke yönetimleri ve zihniyetler, ideolojiler deðiþecek. Liberalizmi öyle kirlettiniz ki, biz artýk onun üzerindeki yoksul kanýný temizliyemiyoruz; zaten pür liberalizm-ekonomik olarak söylersek pür serbest piyasa- þu kapitalizmin tarihinde, taþ çatlasa, 40-50 yýl bir þey... Sizin liberalizm -serbest piyasa- dediðiniz þey olur gibi oldu ama onun da ucu bize deðmedi. Biz, sizin kýrbaçlý, toplu tüfekli, zincirli tekelci kapitalizminizi, onun neoliberalizmini tanýdýk. Bunun için, ‘Batý’ya mecbursunuz, çünkü liberalizm -hürriyet- orada’ yalanlarýna artýk karnýmýz tok, bizim kanýmýzla neoliberalizme çevirdiðiniz bu sistemi artýk amaçlamýyoruz. Yalnýz biz deðil, þimdiye deðin, iç savaþlarla, askeri cuntalarla canýna okuduðunuz Latin Amerika’da amaçlamýyor. Arjantin Devlet Baþkaný Kirchner, ABD Mahkemeleri’nde üçkaðýt çevirip halkýnýn parasýna el koymak istediðiniz için size Leþçi Akbaba dedi. Ne de güzel dedi... Arjantin’i de, Dilma Rousseff’in Brezilyasý’ný da, Michelle Bachelet’in Þilisi’ni de artýk soyamayacaksýnýz, çünkü bu üç kadýn, sizin darbeci çocuklarýnýzýn kanlarýný içtikleri ailerden geliyorlar.

3) Sizi ilk önce genç bir adam çözdü: Adnan Kahveci...

Türkiye’de de böyle... Yeter artýk dediði ve sizin þu IMF’nizi kovduðu 2008’den beri baþýna gelmeyen kalmayan Erdoðan da 12 Eylülleri, 28 Þubatlarý yaþamýþ, zulmünu görmüþ bir siyasetçi. Sizin de, sizin içerideki ortaklarýnýzýn da ciðerini biliyor. Tehdit ettiniz, darbe giriþimlerinde bulundunuz, suikastler düzenlediniz ama olmadý deðil mi; Özal gibi baþaramadýnýz. Sýrasý gelmiþken söyleyeyim; Özal’ý da ‘kör bir ‘liberal’ sanýyorduruz ama hayret! Elinizde durmadý; ilk önce genç bir adam sizin ne olduðunuzu gördü; -týpký bugün bazý genç adamlarýn, akademisyenlerin sizin dolaplarýnýzý açýða çýkarmasý gibi- bu Adnan Kahveci idi. Yalnýz onu deðil, ailesini bile yok ettiniz, o günlerde barýþ olsun diyen Türk Jandarma Komutaný’ný ve bütün çalýþma ekibini yok ettiniz... Sonra Türkiye, darbe ve vesayet rejimi marifetiyle, sizin kontrolüzdeki medyanýn katkýlarýyla neoliberal IMF reçetelerine mahkum oldu.

1994 Krizi, 28 Þubat, 2001 Krizi ve bu krizlere giden politikalarla, bu ülke bütün bikirimini ve kaynaklarýný, daha önce olduðu gibi,  Londra’da, Washigton’da, Frankfurt’da konuþlu merkezlere aktardý.

AK Parti iktidarýný, 2002’den 2008’e kadar ablukaya aldýnýz, 28 Þubat öncesi Erbakan’ýn yapmak istediklerini teknik olarak bile dillendirdiklerinde ‘þeriat geliyor, iþte biz demiþtik, tehlikenin farkýnda mýsýnýz’ manþetleri attýnýz, attýrdýnýz.

Merkez Bankasý’ný hep elinizin altýnda tuttunuz, Merkez Bankasý ‘baðýmsýz’ olmalý derken, size baðýmlý olmasýný anlatýyordunuz ama bizim ‘liberal’ iktisatçýlarýmýz, yöneticilerimiz, bakanlarýmýz bunu, mutlak, teknik ve vazgeçilmez bir teori gibi bu halka yutturmaya çalýþýyordu. Hazine’yi elinizin altýnda tuttunuz.

Bütçe ise sizin ‘liberalizm’ anlatýsýna göre teknik bir meseleydi ama biz biliyorduk ki o, Ankara-Ýstanbul karayolunda öldürdüðünüz Adnan Kahveci de biliyordu ki, bütçe Hz. Yusuf’tan beri en politik kamu politikasý aracýdýr. Biz, Hz. Yusuf Bütçesi’ni biliriz; siz, yoksulun aþýný, iþini elinden alan Þili Darbesi’nin, katil Pinochet’in akýl hocasý Milton Friedman’ýn bütçesini...

Bizim ekonomi deyince aklýmýza adalet gelir, adalet deyince de Hz. Muhammed’in Medinesi’ni gelir. Sizin ekonomi deyince aklýnýza, Afrika’da, Ortadoðu’da susuzluktan ölen çocuklar gelmez ama o çocuklarýn ölümü pahasýna Wall Street’te dönen milyar dolarlar gelir; Gazze’yi bombalayan uçaklarýn bombalarý sizin fazla veren kahrolasý bütçelerinizden gidiyor; o bütçelere de biz alýnterimizle, kanýmýzla, canýmýzla fazla verdiriyoruz.

Bakýn, tam 21 yýl önce, 1993 yýlýnda bir kýþ günü, Adnan Kahveci’yi, katil Pinochet’nin danýþmaný neoliberalizmin babalarýndan Friedman’ýn bütçesine inanmadýðý ve bunu deðiþtirmek isteyen bir Maliye Bakaný olduðu için öldürdünüz. Ama size baþka Adnan Kahveci vermeyeceðiz. Bu ülkenin, bu halkýn olan hiçbir þeyi vermeyeceðimiz gibi, aldýklarýnýzý geri de alacaðýz.

Hiç kendinizi yormayýn, bu aydan sonra evet, her þey deðiþecek...

Bu pazar günü Anadolu yakasýnda Kartal civarýnda oy kullanacaklar, ilk önce Adnan Kahveci’nin Kartal-Yakacýk’daki mezarýný ziyaret etsinler, sonra ellerini vicdanlarýna koyup oylarýný kullansýnlar...