Kötü bir baþlýk. Cümlenin sonunu Türkçe’yle tutuyorum. Geri kalaný biraz sýkýcý.
Ama boþuna deðil. Yazý ilerledikçe anlaþýlacaðýný tahmin ediyorum.
Ortadoðu’dayýz.
Zeminimiz berbat. Hani maç anlatýcýlarý (veya spor spikerleri) der ya, ‘zemin, futbol oynamaya elveriþli deðil.’
Kötü bir futbol sahasýndan daha kötü.
Tunus’ta Gannuþi, etrafýný yeni yeni görmeye baþladý.
(Gannuþi, Arap dünyasýnda ‘demokrasi’ lafýný ilk telaffuz eden liderlerdendi. Partisi Nadha, 20 küsur yýl önce seçimleri ezici çoðunlukla kazanmýþ, Gannuþi, ayný günlerde idama mahkum edilmiþ, canýný zor kurtarýp Londra’ya gitmiþti.)
Libya’da Kadafi diktatoryasý -çirkin bir finalle- yeni bitti. Taþlarýn yerine oturmasýna daha çok var.
Mýsýr’da Mursi, attýðý adýmlarýn bilincinde görünüyor. Devlet Baþkaný’nýn haklarýna sahip çýkmayý baþardý. Uluslararasý alanda da ‘atak’ davranýyor. Ýran’da Esed rejimini eleþtirmesi önemli bir göstergeydi.
Ama o kadar aðýr, o kadar devasa bir enkaz ki Mýsýr, bugünden yarýna düzene girmesi imkansýz.
Suriye zaten bitiþiðimiz. Olan biteni çýplak gözle görebiliyoruz.
Baas rejiminin ‘kök’ü yerinden oynadý. Ama hala yapýlacak dünya kadar iþ var.
(Birlikte, ayný sofrada yemek yediðimiz o sakin, munis görünümlü adam, nasýl acýmasýzca kan döküyor! O yemekte sormuþtum Hama katliamýný. Korkunç bir cevap vermiþti: “O dönemin þartlarýnda olmuþtu. Belki ayný þartlar oluþsa ben de aynýsýný yaparým.” Yapýyor þimdi. )
Yemen, Bahreyn, Fas gibi ülkeler de rahat deðil.
Yani, zemin, ‘patates tarlasý’na bile benzemiyor. Dev çukurlar var, Kaddafi’den, Zeynel Abidin Bin Ali’den, Mubarek’ten, Saddam’dan kalma.
Diplomasi, ekonomi, böyle zeminlerde iki adýmda bir yere kapaklanýr.
Sadece zemin kötü olsa iyiydi.
Hava da bozuk.
ABD, merhum Baþvekil Adnan Menderes’ten yadigar tabirle, ‘seçim sath-ý mailine girdi.’ Obama’nýn büyük bir iþ için kolarý sývayasý yok.
Cumhuriyetçiler, eski Neokon’lardan daha ‘heyecanlý’ ‘Mormon’ bir adayla Obama’nýn karþýsýna dikildiler. Atbaþý gidiyorlar. Kimin kazanacaðýný kimse bilemez.
Amerika’daki seçim, Suud’daki, Ürdün’deki mahalle bakalýný bile etkiliyor, yani kritik.
Obama, Bush’tan devraldýðý savaþlarýn hýzýný bir miktar kestiyse de bitiremedi.
Böyle bir havada öldürüldü ABD’nin Libya büyükelçisi.
Ýnsanýn aklýna her þey geliyor.
Ýsraili provokatör, Müslümanlarý ayaða kaldýran o pis film için “Bile bile yaptým” diyor, “Maksadým Ýslam’a hakaret etmekti.”
Provokatör kötü de, ABD büyükelçisi’ni katledenler iyi mi?
Arap Baharý’ný alt üst edebilecek bir ‘koalisyon.’ Ýsrailli tahrikçinin ve ona bize hakaret etmesi için 5 milyon dolar veren hastalýklý ruhlarýn terörle koalisyonu.
Kimbilir hangi kirli ‘siyaset’ sürdü onlarý sahneye. Kimbilir hangi hesaplarýn içinde toplanýp çýkarýldýlar.
Bu berbat zeminde ve bu bozuk havada, dünyanýn baþýna her þey gelebilir.
Cumhuriyetçiler , Libya’daki ABD Büyükelçisi’nin öldürülmesinden, Obama’yý yýpratacak hikayeler benzer bir etki üretmeyi deneyebilir.
Baþka bir þey de olabilir. Saldýrý, Arap Baharý’na yönelik ‘Batýlý kuþkular’ý kötü bir biçimde tahrik edebilir.
Cumhuriyetçiler, 11 Eylül’de olduðu gibi, yeniden macera arayabilir.
Zamanlama da çok uygun. 11 Eylül saldýrýlarýnn yýldönümü.
Neokonlarýn rönesansýydý 11 Eylül.
Bu da ‘neo-neokonlar’ýn rönesansý olmasýn.