Nerede bu taraftar?

Gök delinmiş, yağıyor... İş günü çıkışı. Maça iki saat var. Trafik kördüğüm...

Stat unutulmuş bir yerde. Ulaşımı anlatılmaz bir kahır.

Sevimsiz mi sevimsiz. İzlediğinle bütünleşemiyorsun orada!

Takım daha iki gün önce evinde kazanması beklenen bir maçı zorlukla berabere tamamlamış. Çekici futbolu birden yitip gitmiş...

Yıldızlarının sahaya çıkıp çıkamayacakları belirsiz. Görülecek yanı yok!

Rakip deseniz, nasıl olsa alt edilebilecek sıradanlıkta...

Bana sordular, “Beşiktaş-Asteras s maçını neden az kişi izledi?” diye.

Baktım sayıya, 7 bin küsur...

Vallahi az değil, ÇOK!

O statta, aynı zor koşullarda Beşiktaş’ın Eskişehir mücadelesini izleyen 3.400 kişi! Maçın gerçek kahramanları onlar...

“Neredesiniz?” diye sitem içeren soru yönelttiğimiz taraftarın ne durumda olduğunu akla getirmek, neye para vereceklerine de bakmak gerek.

Onlara diyoruz ki “işi gücü bırakın, takılın takımın peşine, sürüklenin. Sefil olun!”

Paraya tutsak ettik futbolu! Bindik sırtına, “yürü be!” diye kamçılayıp duruyoruz.

Artık haftada üç maç oynanmakta!

Hani yolunu bulsalar haftada dörde bile çıkarlar!

 ‘Ne yaparsak futbolu daha çok sağarız! Kafaları yalnızca buna çalışmakta.

Bir şeyi kaçırıyoruz... Ki çok önemli.

Futbol sevdalısı, takım tutkunu taraftar bu işin ana sponsoru. Toplumun maçlara ilgisi olmasa, kim para yatırır? Futbola yatırım yapanlar, kendilerine en az bire bir dönüş hesaplıyorlar, bire iki, hatta fazlasını alan çok...

Gösterdiği ilgi ile ANA SPORSOR durumunda olan futbolseverin aldığı tamamen duygusal. Sevgisine, duygusal doyum olarak karşılık bekliyor, o kadar!

Demek ki, düzenlemeler, taraftarın, futbolseverin ilgilisini diri tutmak üzerine olmalı...

Ama neredee... Tersine... Bıktırıyorlar!

Ben futbola tutkunum... Ben mesleğime tutkunum... Gün geliyor yılıyorum her gün maç kovalamaktan... Kovalarken karşılaştığım abukluklardan.

Kavgalar, didişmeler, sorumsuz yönetici atışmaları... Hele medyanın tutarsızlıkları...

TV başında maç, daha ilgi çekici, daha ucuz, daha sorunsuz olmaya başladı. Stat vahşetinden, ulaşım çilelerinden de kaçıyor insanlar.

TFF, taraftarlığın yasal bir kimlik olmadığını, kulüplerin taraftara hükmedemeyeceğini henüz çözemedi! Stat içi ve çevresindeki densizlikleri yapan insanlara değil, bigünah kulüplere cezayı bastırıyor! Hiçbir şeyin düzelmediğini göremiyor.

Sevgi alışverişine gidilen statlar korku ortamı haline dönüştü... Ve soruyoruz: Taraftar nerede? Önce bu işi yönetenlere sormalı bunu: Bu hallere düştük, siz neredesiniz?