IÞÝD ile PYD’nin benzerliklerinden çok bahsettik. Her iki örgütün de benzer þartlara baðlý olarak Suriye iç savaþýnýn ortaya çýkardýðý fýrsatlardan yararlanmaya yönelik bir siyasi çizgileri vardý. Her ikisi de Suriye’de rejime karþý mücadeleye girmek yerine belirli bölgelerin hâkimiyetini ele geçirmeye yönelik bir strateji yürüttü. Bu çerçevede rejim güçleriyle iþbirliði yapmaktan ve diðer muhalif gruplarla çatýþmaktan geri kalmadý her iki örgüt de. Ne var ki birbirlerine birçok bakýmdan ikiz gibi benzeyen bu iki örgütün hedefleri de ayný olduðu için karþý karþýya gelmeleri mukadderdi.
Biri Kürtlerin yoðun olarak yaþadýðý bölgede baðýmsýz bir oluþum hayaliyle, diðeri ise Irak’taki Sünni Arap bölgesini Suriye topraklarý üzerinden Akdeniz’e kadar uzatacak bir alaný ele geçirmek amacýyla ayný coðrafya üzerinde operasyona giriþmiþlerdi. Doðal olarak karþý karþýya geldiler. Baþlangýçta PYD daha aktif görünüyordu. Rojava dedikleri bölgede duruma hâkim oldular ve önce Barzani yanlýsý Kürt gruplarýný tasfiye ettiler, ardýndan da Ýslami eðilimli diðer Kürt gruplarýný...
Türkiye’deki Kürt siyasi hareketi mensuplarýnýn “Rojava devrimi” diye adlandýrýp heyecanla karþýladýklarý “devrim” buydu. Böylece “çözüm süreci”ne de artýk muhtaç olmadýklarýný vehmetti Türkiye’deki Kürt siyasi hareketi... Çünkü baðýmsýz bir Kürt devletini kurabilecekleri bir toprak parçasý vardý ellerinde. Karþýlarýna ancak birkaç yüzyýlda bir çýkabilecek bir fýrsat söz konusu iken “demokratik özerklik”i ne yapacaklardý?
Nasýl olsa Suriye’deki rejimin bu yapýlanmaya itirazý yoktu, olsa da bunun kýymeti yoktu; Türkiye’nin ise Suriye’nin içindeki bir geliþmeye müdahil olmasý beklenemezdi. Zaten gerekirse “çözüm sürecini bozarýz, metropolleri ateþe veririz” tehditleriyle Türkiye’yi durdurmak kolaydý... Ancak evdeki hesap çarþýya uymadý. Aðýr silahlarý, eðitimli savaþçýlarý olan IÞÝD çýktý karþýlarýna. Büyük bölümü yine Kürtlerden oluþan IÞÝD ilerleyiþi karþýsýnda 200 bin Kobanili sýnýrý aþýp Türkiye’ye sýðýndý. Ancak Kobani’nin akýbetini “Rojava Devrimi”nin ölüm-kalým aný olarak gören Kürt siyasi hareketi Türkiye’den þehrin savunmasý için de yardým istiyordu. Ama asker göndererek deðil. Nasýl? “PKK’nýn Suriye koluna” aðýr silahlar vererek... Bu akýl dýþý isteði kabul ettirmek için Türkiye’de insanlarý sokaklara döktüler; hastaneler, ambulanslar, halk otobüsleri, kütüphaneler, müzeler yakýldý, yýkýldý, tahrip edildi. Hepsinden önemlisi masum insanlar katledildi. Son olarak Hakkâri’de üç askerimizi kalleþçe arkadan vurdular. Tek kelimeyle çýldýrmýþ durumdalar.
PKK’nýn bu çýlgýnlýðý nereden kaynaklanýyor peki? Öncelikle çaresizlikten kaynaklanýyor. Kobani kurtarýlsýn diyorlar ama ne Türkiye’nin ne de Barzani’nin bunun için asker göndermesini de istemiyorlar. Onlarýn isteklerini ise karþý tarafýn kabul etmesi mümkün deðil. Ýþte bu çaresizlik Kürt siyasi hareketini çýlgýnlýða yöneltti. Bir diðer etken þýmarýklýk... Ne yaparsa yapsýn, PKK’ya anlayýþ gösterilmesini savunanlar, hatta her yaptýðýna meþruiyet kazandýrmaya çalýþanlar var. Hem içeride hem dýþarýda... Ýçeridekiler, yani liberal sol tayfa 6-7 Ekim vahþetine bile sesini çýkarmadý. Kobaniye koridor açýlsýn diye bildiriler yayýnlayan aydýnlarýmýz PKK’nýn iþlediði cinayetleri kýnamak için bildiri hazýrlamaya gerek duymadýlar. Bir cinayet þebekesi mensuplarý ne yaparsa yapsýnlar hoþgörüyle karþýlaþýyorlarsa yaptýklarý iþlerin veya kullandýklarý yöntemin yanlýþ olabileceðini düþünemezler herhalde.
Dýþarýdakiler ise biraz daha konjonktüre baðlý olarak PKK’ya destek veriyorlar. Sözgelimi Suriye’nin geleceðiyle ilgili stratejik politikalarla baðý var PKK konusundaki yaklaþýmlarýn. Bir örnek: Ben yazsaydým komplo teorisi olurdu ama Ýsrail devletine yakýn kaynaklarda Almanlarýn Rojava’da Barzani’nin deðil PKK’nýn hakim olmasýný istediðine dair yorumlar çýkýyor. Gerçekten de Almanlarla Fransýzlarýn “Irak’taki Kürt yönetimi ABD’nin kontrolünde; hiç deðilse Suriye’de kurulacak yönetim öyle olmasýn” demeleri mümkün. Öyleyse “PKK’ya silah verelim” diyen Alman milletvekilinin yaptýðý sadece zevzeklik deðil. ABD’den gelen eleþtirileri ve sebebi anlaþýlamayan Kobani hassasiyetini ise Washington’dan ziyade New York kaynaklý olarak görmek gerekiyor.