Nesini sevdiniz Abdullah Bey?

Sayýn Abdullah Gül’ün arkadaþý, kankasý, sýrdaþý, her þeyi olan Fehmi Koru’dan önce CHP’li Özgür Özel’den aldýk haberi: “CHP’nin gündeminde Abdullah Gül diye bir isim yoktur.”

Bu Özgür Özel, “Saadet Partisi’nin kimi aday göstereceðini önemsiyoruz ve bekliyoruz” diyen Özgür Özel deðil mi? 

Karýþtýrýyor muyum yoksa? 

Bu Özgür Özel’in genel baþkaný konumunda bulunan ayarsýz zat da, “Maksat Erdoðan’dan kurtulmak, gerisi teferruat” diyerek, bizi Erdoðan’dan kurtarma potansiyeli taþýyan Gül’ün adaylýðýna yeþil ýþýk yakmamýþ mýydý? 

Bu Özgür Özel’in (ayný Özgür Özel’den bahsediyoruz) Meclis’teki sýra arkadaþý Dursun Çiçek, “Saadet Partisi Gül’ü aday göstersin. 100 bin imza toplama zahmetine girmelerine gerek yok, gerekirse biz grup desteði saðlarýz” dememiþ miydi? 

Son durum þudur: 

Muharrem Ýnce’nin kafa karýþtýrýcý (bir diðer ifadeyle zihin açýcý) açýklamalarýnda da görüldüðü üzere, CHP’nin Abdullah Gül’ü ortak aday ya da “çatý aday” göstermek gibi bir niyeti yok. 

Bir diðer handikap da, Akþener’in bir türlü “kýrýlamayan” inadý... 

Çünkü Gül “seçilme garantisi” istiyor. 

Biz “inat” diyoruz ama Akþener kendi açýsýndan “ilkeli” duruþ sergiliyor. 

En azýndan “þimdilik” ilkeli... 

Kýlýçdaroðlu’nun 15 vekil rüþvetine raðmen, bir baþkasý lehine adaylýktan çekilmeye niyeti olmadýðýný açýkladý ve tok satýcý tavrýný sürdürüyor. 

Hatta bir ÝP yöneticisi çýktý, CHP’nin o 15 milletvekilini istediði zaman geri alabileceðini açýkladý... Yani, Kýlýçdaroðlu’na göre karaktersizlik örneði sergileyen o 15 milletvekilini kapýya konulmasý an meselesi. 

Son durumu bir kez daha tekrarlayalým: 

Gül, “ortak aday” olamýyor. 

Peki, gazeteci büyüðümüz ve meslekteki ustamýz Fehmi Koru bu iþe ne diyor? 

Fehmi Koru, zýmnen muhalefet partilerini suçluyor, “bir fýrsatý kaçýrdýnýz” demeye getiriyor. 

Çünkü sorun (asýl sorun), Erdoðan’ýn karþýsýnda kimin ya da kimlerin aday olarak yer alacaðý deðilmiþ. Ayrýca, Abdullah Gül’ün kendisini Cumhurbaþkaný seçtirmek gibi bir derdi yokmuþ. 

Neymiþ peki derdi? 

Neden Abdullah Bey, bütün partilerin destekleyeceði tek aday olarak Erdoðan’ýn karþýsýna çýkmak istiyor? 

Fehmi Koru anlatsýn: “Kendi hesabýma ben, konu ne zaman açýlsa, ülkemiz için doðru olanýn ‘kuvvetler ayrýlýðý’ ilkesinin daha da pekiþtirildiði, denge ve denetim mekanizmalarý takviye edilmiþ parlamenter sistem olduðunu savunageldim. (….) Cumhurbaþkanlýðý sisteminin bütün unsurlarýyla uygulamaya konulmasýný arzu eden ve bu amaçla çaba gösterenler kadar, bunu doðru bulmayýp çare arayýþýna girenler ve 24 Haziran seçimine hatadan geri dönmek için önemli bir fýrsat gözüyle bakanlar da takdir edilmeli deðil midir?”

Özetle diyor ki, “Ey muhalefet partileri, Gül’ü ortak aday gösterseydiniz, hatadan dönmek için önemli bir fýrsat elde etmiþ olacaktýnýz. Çünkü Gül eski siteme dönmek istiyor.”

O halde soralým Abdullah Bey’e: 

Nesini beðeniyordunuz ki eski sistemin, bir an önce dönmek istiyorsunuz? 

Kýsacýk “parlamenter sitem” tarihine sýkýþtýrýlmýþ beþ darbeyi, sayýsýz darbe giriþimini, muhtýralarý, Yassýada Mahkemeleri’ni, Sýkýyönetim Mahkemeleri’ni, daraðacýnda sallandýrýlan siyasetçileri, iç savaþý, koalisyonlarý, 16 aylýk ortalama ömre sahip baþarýsýz hükümetleri, milletvekili borsalarýný, gensoru rezilliklerini, müseccel bir “izm”in ya da örgütün arkabahçesi haline getirilmiþ yargý düzenini pek mi özler oldunuz? 

Nesini sevdiniz eski sistemin? 

Henüz uygulanmamýþ “Cumhurbaþkanlýðý hükümet modeline” karþý hangi üstün taraflarýný keþfettiniz de, “ille de parlamenter sistem” diye tutturmaya baþladýnýz? 

Dava arkadaþýnýz Erdoðan eski sistemin yaydýðý hastalýklara itiraz etmeseydi, yani risk alýp erken seçime ve referanduma gitmeseydi, siz Cumhurbaþkanlýðý makamýný zor görürdünüz. 

Eski sistemin hangi rezilliklere imkân tanýdýðýný, 367 krizinde bizzat kendiniz yaþadýnýz... 

Hâlâ nesini seviyorsunuz?