25 yýl önce jübilesini yapýp sahnelere veda eden Türk müzi-ðinin yaþayan efsanelerinden 82 yaþýndaki Nesrin Sipahi, 21 Ekim’de adýna düzen-lenen Saygý Gecesi’nde yeniden sahneye çýkacak.
Bir rüzgardýr gelir geçer sanmýþtým, meðer baþýmda esen kasýrgaymýþ sevgilim. Gönül oyunudur bu izi kalmaz demiþtin, meðer içimde yanan bir volkanmýþ sevgilim…
Güftesi Ercüment Er’e, bestesi Sadettin Kaynak’a ait Segah makamýndaki bu eseri plaða okuduðunda takvimler 1957’yi gösteriyordu.
Odeon’dan çýkan bu ilk plak, ayný zamanda müzik piyasasýna gencecik, yepyeni bir þöhret armaðan ediyordu; Nice güzel þarkýda, sesinin týnýsýný hiç unutmadan dinleyeceðimiz billur sesli Nesrin Sipahi...
Müziðe olan yeteneði genç yaþta fark edilmiþti. Ýstanbul Belediye Konservatuvarý’nda hocasý Ahmet Nuri Canaydýn tarafýndan keþfedilmiþ, sonrasýnda Þerif Ýçli’den ders alýrken, Ýstanbul Radyosu’nda yayýnlara çýkmaya baþlamýþtý. Derken Ankara Radyosu’nun açtýðý stajyer sanatçý sýnavýný kazandý ve gerisi geldi…
ÇOK ÖZEL BÝR GECE
Önümüzdeki günlerde 82 yaþýna basacak olan Nesrin Sipahi, bugün Türk müziðinin yaþayan en büyük çýnarlarýndan… Aslýnda bundan tam 25 yýl önce jübile yapýp sahnelere veda etmiþti, lakin, 21 Ekim’de dostlarý tarafýndan adýna düzenlenen özel bir gecede þarkýlar söyleyecek. ÝBB Kültür Ýþleri Dairesi’nin katkýlarýyla Cemal Reþit Rey Konser Salonu’nda
gerçekleþecek olan gecede (saat 20:00) öðrencileri ve sanatçý dostlarý da Sipahi’nin gönüllere taht kuran þarkýlarýný seslendirecek. Kimler var o gecede; Ayþegül Aldinç, Dilek Türkan, Elif Güreþçi, Eflatun, Faruk Korzay, Melihat Gülses, Ufuk Yýldýrým… ‘Nesrin Sipahi Alaturka’ adýný taþýyan Saygý Gecesi ve konser vesilesiyle bizi Niþantaþý’ndaki evinde aðýrlayan sanatçý bir hayli heyecanlý.Öyle ki, 23 yaþýnda konservatuvara baþladýðý günler geliyor aklýna, ‘Sanki yeniden baþlýyormuþ gibi hissediyorum’ diyor.
AKADEMÝ SOÐUKTU
Geçmiþ güzel günlerin yadedildiði söyleþimizde radyo günleri, gazino çalýþmalarý ve sanatçý dostlarýný da konuþtuk Nesrin Sipahi ile… Sanatçýya göre Ankara ve Ýstanbul radyolarý o dönem için konservatuvar gibiydi. ‘Radyoda ders veren hocalar genellikle konservatuvar hocalarý olurdu ve çok disiplinlilerdi’ diyor. Üstelik o dönem, þimdiki gibi Türk müziðini makamýyla, usulüyle öðretecek devlet konservatuvarlarý yoktu. ‘Gencecik insanlardýk, elimizde bir tek kaynak kitap bile yoktu. Ne öðrendiksek hocalarýmýzdan bire bir öðrendik’ diyor ve ekliyor ‘Ne yazýk ki o dönemde üniversiteler Türk müziðine soðuk bakýyordu. Daha çok batý müziði eðitimi veriliyordu.’
Sipahi’nin sesi öylesine geniþ ve gür ki, þarkýlarýný kimselere vermek istemeyen Münir Nurettin Selçuk ‘Endülüste Raks’ý okumasý için Sipahi’ye ‘Evet’ demiþ. Zaten, bu zorlu ve çýkýþlarý olan þarký, belki de, Münir Nurettin’den sonra en çok Sipahi ile anýlýr.
Ve bir döneme damgasýný vuran gazinolar…. ‘Gazinoda elbette radyolardaki kadar kaliteyi gözetemiyorduk’ diyor Sipahi ve devam ediyor. ‘Orada içen insanlar var sonuçta. Ýstek þarkýlar oluyor. Yine de elden geldiðince derli toplu bir icraat yapar bitirirdik programý.’
GAZÝNO GERÇEÐÝ
Gazinolar günahýyla sevabýyla Türk müziðinin icra edildiði mekanlardý Nesrin Sipahi’ye göre. En azýndan halkýn nezdinde Türk müziðinin ‘zemin’ bulduðu mekanlardý. ‘Halka açýlma anlamýnda þimdiki gençlerin iþi zor’ diyor sanatçý ‘Çünkü kendilerini gösterebilecekleri zemin kalmadý. Artýk albümler de satýlmýyor.’
Þimdilerde ne gazino kaldý, ne de büyük bestekarlar. Zamanýn ruhu deðiþti, hayatýn akýþý farklýlaþtý. Bir Sadettin Kaynak, bir Avni Anýl bir Selahattin Pýnar yok artýk. Onlarýn açtýðý yoldan giden de kalmadý gibi… ‘Eskiden evlerde bile bir araya gelir, musiki meclisleri kurardýk. Bir arkadaþýmýz güfte mi yazmýþ, hemen oracýkta beste yapan hocalarýmýz olurdu. O zamanlar Avni Anýl ile yan yana, sýcaðý sýcaðýna söylediðimiz þarkýlarý þimdiki gençler ‘klasik’ diye okuyor’ diyor Nesrin Sipahi...
Baki kalan hoþ bir sada imiþ gökkubbede. Nesrin Sipahi müziðimizde bir klasik… Böylesi her zaman nasip olmaz. Maziye dönüp bakývermek için,Türk müziðinin yaþayan en büyük seslerinden Nesrin Sipahi ile 21 Ekim’deki randevuyu kaçýrmayýn derim.
Öyle bir geçer zaman ki!
27 Mayýs darbesinde bizi sigaya çektiler
“Celal Bayar cumhurbaþkaný olduðu dönemde ben Ankara radyosundaydým. Özel toplantýlarda Radyo sanatçýlarý olarak köþke davet edilirdik konser vermek üzere. 27 Mayýs Ýhtilali olunca ‘Neden köþke gittiniz’ diye bizi sorguya aldýlar. Sabahýn köründe savcýnýn karsýþýna çýktýk. Fahri Kopuz hoca da vardý aramýzda. ‘Yahu hakim bey, koskoca TC Cumhurbaþkaný meyhaneden sanatçý çaðýracak deðil ya, elbette devletin radyosundan bizleri çaðýrýrdý’ dedi, konu kapandý.”
PORTRE
- 1934 yýlý Kasým ayýnda Ýstanbul, Yeþilköy'de doðdu.
- Müzik yaþamýna Ýstanbul Belediye Konservatuvarýnda baþladý. Ýstanbul ve Ankara radyolarýnda çalýþtý.
- 1957'de ilk plaðýný Odeon Plak Þirketi'nden çýkarttý: Bir Rüzgârdýr Gelir Geçer Sanmýþtým.
- 1965 yýlýnda Tamer Yiðit'le baþ rolünü paylaþtýðý Kalbimdeki Serseri adlý müzikli filmde oynadý.
- 1998 yýlýnda Kültür Bakanlýðý tarafýndan Devlet Sanatçýsý ünvaný verildi.
- 1974 yýlýnda, sözleri Fecri Ebcioðlu’na ait “Yaþa Fenerbahçe” adlý kulübün bilinen ilk marþýný, o dönemin takým oyuncularýyla söyledi.
- Sayýsýz altýn ve plâtin plâk ödüllerine sahip Nesrin Sipahi’nin, Türk musikisi ve Batý müziði þarkýlarýyla yapýlmýþ 400’ü aþkýn plâðý var.
Türk bayraðýný yanýmda taþýrdým
Zaman zaman yurt dýþý konserleri de veren Nesrin Sipahi, gittiði her yere Türk bayraðý götürüyordu. Bunun nedenini þöyle anlatýyor: Bazý konser salonlarýnda o ülkenin dev bir bayraðý olur bizim Türk bayraðý ise el kadar kalýrdý. Tiflis konserinde ‘Bizde büyük Türk bayraðý yoktu, o yüzden böyle oldu’ dediler. Bunun üzerine sahneye çýkmak istemedim. Beþ dakika sonra bütün bayraklar eþit büyüklükte ayarlandý. Bu olay üzerine yurt dýþýna çýkýþlarýmda yanýmda Türk bayraðý taþýdým.