Netanyahu’nun kanlı seçimi

İsrail Amerika başkanlık seçimlerinde yanlış ata oynadı. Sadece Netanyahu Hükümeti değil, neredeyse ülkenin tamamı Cumhuriyetçi aday Romney’i destekledi. İsrail’in dış uzantıları bu desteği iyice abarttı. ABD ve diğer ülkelerdeki İsrailci Yahudi gruplar paralarıyla, medyasıyla ve lobileriyle seçimleri Obama ve İsrail arasında bir seçim gibi gördüler.

Aslına bakarsanız Netanyahu’nun ‘Obama karşıtlığı’ daha Obama’nın başkanlığının ilk günlerinde başlamıştı. İslam dünyası ile arasını düzeltmeye çalışan ve ABD’yi İsrail’in istediği ülkelere saldıran bir güç olmaktan çıkarmaya kararlı olan Başkan Obama İsrail’i rahatsız etti. Obama’nın Ankara ve Kahire konuşmaları Tel Aviv’de İsrail çıkarlarına aykırı politikalar olarak algılandı.

Nitekim Obama da ilk iş olarak Filistin sorununu çözmek için harekete geçti. İsrail bu konuda Başkan’a geri adım attırmayı başardı. Netanyahu Kongre ve medyadaki İsrailcilerin gücüyle Obama’yı başkanlığının ilk döneminde çok utandırdı ve Obama’ya adeta “sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun” türünden diklendi.

Netanyahu ilk olarak Kongre seçimlerinden önce, sonra da başkanlık seçimlerinden önce Obama’ya seçim darbelere vurmaya kalktı. Başka bir deyişle İsrail ABD seçimlerine hiç bu kadar karışmamıştı. Fakat olmadı. Tüm dünya İsrail’in ve Yahudi lobilerinin bile Amerika’da başkanın kim olacağına tek başlarına karar veremeyeceklerini ibretle izledi. Şimdi Obama yeniden başkan ve İsrail’e karşı sevgi ile dolu olmadığını herkes, ama en çok da İsrail Hükümeti biliyor.

Bugünlerde İsrail’de herkes Başbakan Netanyahu’yu suçluyor. Onun ABD seçimlerinde yanlış isme oynayarak, hatta gereksiz yere seçimlere karışarak İsrail’in güvenliğini tehlikeye attığını iddia ediyorlar. İsrailli bazı yorumcular “ABD’yi kaybettik, artık yalnızız” noktasına bile geldi.

Obama intikam alır mı?

Obama İsrail’den, en azından Netanyahu’dan intikam alır mı, bilemiyorum. Ama şurası kesin, Başkan Obama ilk iş olarak Filistin Sorunu’nu çözmek üzere hamleler yapacaktır. Obama’nın hedefinde iki devletli bir çözüm var. Bu ise daha çok İsrail’in yapacağı fedakârlıklara dayanmak zorunda. Aslında İsrail’i asıl korkutan bu değil. İsrail’in korkusu ABD’siz kalmak, Amerikan Ordusu’nu Ortadoğu’da kendi ordusu gibi kullanamamak.

İsrail’in bu gidişata vereceği ilk tepki ortalığı karıştırmak olacaktır. Ya Filistin’e saldıracaktır, ya da başka bir çevre ülkeye. Bunu yaparken de saldırıya ilk uğrayanın kendisi olduğu izlenimini verip, özellikle ABD kamuoyunda İsrail’i mağdur ve yalnız bırakılmış zavallı bir ülke olarak gösterecektir. ABD medyasının ezici bir çoğunluğunun İsrail ile gönül bağı olduğu düşünülürse bu senaryo her seferinde işlediği gibi, bugün de işleyecektir. Böylece Obama’ya İsrail’i yalnız bırakamayacağı hatırlatılacak, Kongre belki de Obama’ya rağmen İsrail lehine harekete geçirilecektir. Aslına bakarsanız bu oyun sadece Obama’ya özel de değil, hemen her başkanlık seçimlerinden sonra İsrail böyle taktikleri kullanmıştır.

Filistin’de daha fazla kan akacağını düşünmemizin ikinci nedeni ise Ocak 2013’te İsrail’de gerçekleşecek seçimler. İsrail şimdiden Gazze’yi vurmaya başladı bile. Netanyahu hava operasyonlarının karadan işgale dönebileceğinin ipuçlarını veriyor. Genelde böyle olmuştur, İsrail’de seçim varsa Filistin’de çok kan akacak demektir. Çünkü ne kadar çok Filistinli öldürülürse İsrail’de Hükümet o kadar çok oy alır.

Kısacası Netanyahu, Obama ile kopan hatları yeniden tamir etmek ve yeniden seçilebilmek için oldukça kanlı bir yola girmeye niyetleniyor.