Dünyanýn dört yanýndaki sorumlular direnmeye çalýþýrken, biri kazanýyor. Benjamin Netanyahu, rakibi Kadima partisini iktidardaki koalisyona katarak, Aaron David Miller’ýn deyiþiyle “Ýsrail Kralý” oldu. Yeni elde ettiði gücü Ýsrail’in geleceðini güvence altýna almak üzere kullanmak için sýradýþý ve belki de eþsiz bir fýrsata sahip.
Þimdi Netanyahu’nun koalisyonu, Ýsrail tarihindeki en büyük meclis çoðunluklarýndan birini yönetiyor. Baþbakanlýk için hiçbir olasý rakibi yok. Filistin meselesi konusunda sýkýþtýrýldýðýnda, neden çözüme yönelik daha cesur adýmlar atmadýðýný açýklamak için sýk sýk koalisyonunun kýsýtlamalarýndan bahsediyor. Belki de kýsýtlanmaktan hoþlanýyor: 1996’da Þimon Peres ile, 2009’da ise Tzipi Livni ile bir ulusal birlik hükümeti oluþturmayý reddetti. Fakat þimdi destek tabaný, pek çok ýlýmlý ile birlikte yeterince geniþ ve iktidarýný tehlikeye atmadan bir barýþ anlaþmasýna yönelebilir.
Geçtiðimiz günlerdeki savaþ endiþelerinin altýna bakarsanýz, Ýsrail hiç olmadýðý kadar güçlü bir konumda. Kiþi baþýna düþen gayrisafi milli hasýlasý 31,000 dolarla Ýtalya’ya rakip. Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabet Ýndeksi’nde Ýsrail, inovasyon kapasitesinde ABD’den hemen sonra altýncý sýrada. Nasdaq’da listelenen þirket sayýsýnda, ABD ve Çin’in arkasýndan geliyor. Askeri olarak, Ýsrail tüm komþularýný kolayca yenebilecek silahlý güce sahip ve bölgenin süpergücü. ABD yardýmý askeri üstünlüðünü artýrýyor. Kýsa süre önce ABD Meclisi, Ýsrail’in füze savunma programý için Baþkan’ýn bütçesine 1 milyar dolar eklemek üzere harekete geçti. Ayný zamanda dünyanýn en büyük nükleer cephaneliklerinden birine sahip: 200’den fazla füzesi olduðu tahmin ediliyor. Ülkede Batý Þeria boyunca uzanan duvar, Filistin intihar bombacýlarý sorununu temelde çözdü ve Ýsrail’i tarihindeki en güvenli hale getirdi.
***
Ýran bir tehdit oluþtursa da, geçtiðimiz birkaç yýlda sistematik olarak abartýldý. Ordu ve istihbarat kurumundaki üst düzey bir kaç yetkili de dahil, pek çok ciddi Ýsrail lideri bu eþi görülmemiþ tavýr hakkýnda açýkça konuþtular. Ýsrail istihbarat ajansý Mossad’dan Tamir Pardo, Ýran’ýn varoluþsal bir tehdit olmadýðýný söyledi. Geçen ay ordu komutaný Benny Gantz, Ýran rejimini akýlcý olarak nitelendirdi. Mossad’dan Meir Dagan, Ýran’a saldýrmanýn “aptalca” olacaðýný belirtti. Yeni Baþbakan yardýmcýsý, eski ordu komutaný ve Kadima Partisi yöneticisi Shaul Mofaz, Ýsrail’in Ýran’a saldýrmasýnýn bölgede bir savaþa sebep olacaðýný ve Ýran’ýn nükleer programýný hýzlandýracaðýný söyledi. “Ýsrail’in iki uluslu bir devlet haline gelmesi tehdidinin, Ýran’ýn nükleer meselesinden çok daha ciddi” olduðunu iddia etti.
Tutkulu ve zekice kitabý “Siyonizm Krizi”nde Peter Beinart, zayýflýk ve güç etiði arasýndaki farký inceliyor. Beinart; kendini zayýf, dünya tarafýndan kuþatýlmýþ ve kurban olarak görenlerin, diðerleri üzerindeki etkisi ne olursa olsun, hayatta kalmayý saðlayacak herhangi bir politikayý benimseyeceðini savunuyor. Diðer yandan güç etiði, güçlü olduðunuzu ve kendi çýkarlarýnýzý desteklemeniz gerektiðini tanýr fakat bir sorumluluk kavramý da söz konusudur. Beinart’a göre daha vahimi, kurban olma saplantýsýnýn Ýsrail ve ABD halklarýnýn Ýsrail’in demokratik bir Yahudi devleti olarak varlýðýna en ciddi tehdide yoðunlaþmalarýna mani olmasý: demografi. Eðer iki devletli çözüme yönelik bir ilerleme olmazsa, bir noktada Ýsrail oy kullanma hakký vermeden milyonlarca Filistinli’yi yönetmeye devam edemeyecektir ve bu noktada artýk bir Yahudi devleti olmayacaktýr.
Geçmiþte Netanyahu hayatta kalma etiðini þiddetle benimsedi. On yýllardýr Ýsrail’in yok olma tehlikesinin an meselesi olduðunu savundu ve bunu 1938’te Yahudiler’e karþý Nazi tehdidiyle karþýlaþtýrdý. Filistin devletine uzun zamandýr karþý çýkýyordu ve 1993’te Ýshak Rabin ve Peres, Oslo mutabakatýný imzaladýklarýnda, o zamanýn Dýþiþleri bakaný Peres’in “Neville Chamberlain’den fena olduðunu” söyledi. O yýl yayýmladýðý kitapta Netanyahu, Yahudi yerleþimlerini boþaltmanýn, Naziler’in deyiþiyle “Judenrein” yani “Yahudisiz” bir Batý Þeria ortaya çýkaracaðýný iddia etti. Kitabýný birkaç yýl önce tekrar bastýðýnda, bu cümleler hala metindeydi. O zamandan beri, belki Ýsrail’e yönelik demografik tehlikelerin farkýna vararak, artýk iki devletli çözümü desteklediðini söylüyor. Fakat buna yönelik hiçbir þey yapmadý.
Ýsrail gerçek tehlikelerle karþý karþýya. Anti-semitizm’in yükseldiði, düþmanca bir bölgede bulunuyor. Filistin Otoritesi Baþkaný Mahmud Abbas’ýn zayýflýðý ve Hamas terör grubunun radikalliði, Ýsrail-Filistin barýþýnýn önündeki engellerin birer parçasý. Fakat Netanyahu’nun yeteneklerine sahip bir politikacý, bu araziyi geçmenin yollarýný bulabilir. Daha büyük sorular þunlar: Ýsrail tarihinde gerçekten büyük bir figür olmak için bir fýrsat görüyor mu? Hayatta kalma dýþýnda bir sebep için gücünü kullanabilir mi?