Netanyahu'yu bulmam lazım!

Ülkemiz hatta dünya hızla değişen ve giderek karmaşıklaşan sorunlarla karşı karşıya.

Özellikle ülkemizin son yıllarda uluslararası arenada sorunları etkili şekilde çözmesi hayati öneme sahip. Bütün gücümüzü son derece önemli bu konulara aktarmamız gerekirken enerjimizi boşa harcıyoruz.

Gündemlerimiz "ne alaka" işlerle dolu...

Gazzemiz mesela...

Terör çetesi İsrail'in örgüt lideri, çocuk katili Netanyahu'nun Aksa Tufan'ının ilk günlerinde, "Yeşaya'nın kehanetini gerçekleştirme" yani Arz-ı Mev'ud'u işgal etmeye dair sözlerinden sonra Filistin meselesinin küçük bir coğrafyanın meselesi olmadığı açıkça anlaşılmalıyken Gazze olaylarına skor merkezli bakmaya başladık!

Gözünü ailelerimize dikmiş olan melun LGBT lobilerinin dayatmalarını hiçe sayan "ne alaka" işlerle gündemini kirletmiş olanların vurdumduymaz tavırları sonucu çocuklar telef olmaya başladı!

Yazı günlerim geldiğinde beni bir heyecan sarar. Her yazı öncesi okumalar yaparım. Sorun ya da tahlil odaklı şekilde, felaket tellallığı yapmadan, hayatiyet arz eden tespitler olmasına ceht ve gayret ederim.

Geleceğe dair sosyolojik değerlendirmeler içeren ve/veya kültür-eğitim eksenli yazılar olur genellikle.

"Toplum" ve "aile" ile ilgili konulara dikkat çekmeye çalışır; bu noktalardaki sorunlara çözüm yollarının araştırılması gerektiğine işaret ederim.

Gençlerin yaşadıkları, toplumsal hayata ve maneviyata dair süreçlere ilişkin tespitler yapar onlara yol gösterici tavsiyelerde bulunmaya çalışırım.

Aylardır bazı ağrılarım var. Vücut, bir sorun olabileceğine dair epeydir sinyal veriyor. Birkaç tetkik ve teşhis sonrası ufak çaplı bir operasyon ihtiyacı kesp etti.

Kulluk vazifelerim arasında gördüğüm yazma ameliyesi heyecan verdiği gibi "vazifemi hakkıyla yerine getirebilecek miyim" konusuna ihtimam göstererek ince bir hassasiyetle yaklaşıyorum.

Bu hassasiyetle üzerine eğildiğim yazı günüm operasyon gününe denk geldi.

İyiden iyiye stres sardı. "Operasyon ne kadar sürecek, narkoz sonrası ne kadar sürede taburcu olacağım? Ya yazımı yazamazsam? Konu belirlemediğim gibi okuma da yapamadım!" düşünceleriyle operasyona alındım.

Ayılma esnasında narkozun etkisiyle bilinç boşalması yaşanır. Çoğu zaman komik cümleler duyulur. Bundan mülhem refakatçim de beni videoya çekmiş.

Sum'a olmayacağı samimiyetiyle yazıyorum. Refakatçim ısrarla sorular sormuş; ilginç cevaplar alacağı muzipliğiyle.

Gözlerim kapalı, yarım yamalak bir ağızla, "Netanyahu'yu bulmam lazım!" diyorum. "Ne yapacaksın?" sorusuna, "Onu öldüreceğim!" cevabını veriyorum.

Bilinç arkasından dökülenler utandırmadı beni hamdolsun.

Bilincimin cesaretiyle; enerjinin boşa harcandığı, topluma zarar verdiği, ehem mühim dengesinden fersah fersah uzak konu edilmiş meseleleri önünüze getirmek istedim.

İstedim ki birlikte hayıflanalım!

Yusuf Dikeç'in annesiyle fotoğraf paylaşması...

Neymiş efendim, başörtülü annesi ile fotoğraf paylaşması hiç hoş olmamış, bizi dünyaya yanlış tanıtıyormuş, bu fotoğrafı acilen kaldırmalıymış...

Dünyada başka sorun kalmamış da dünya milletleri bizi yanlış tanıyacakmış!

Allah akıl, fikir, iz'an versin!

Şapka devrimi kutlamaları...

"Bir millet enerjisini nasıl yanlış kullanabilir" yarışması yapılsa kesinlikle açık ara önde olarak birinci geliriz.

Yahu günümüzde kaç kişi şapka giyiyor!

Bu konuyla alakalı gazetemin GYY Nuh Albayrak ve yazarları Selahaddin Eş, Sibel Eraslan, Vahdettin İnce ve Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan okkalı yazılar kaleme almışlar.

Onları okumanız kafidir. Zira değinilecek her ayrıntı mevcuttur. Bu hassasiyetten ötürü gazetem ve yazarlarıyla iftihar ediyorum. Her birine müteşekkirim.

Her 30 Ağustos kutlamalarında da aynı tartışmalar. Hutbede Kemal'in ismi söylenecek mi söylenmeyecek mi?

Bu memlekete faydası dokunmuş asıl zafer kahramanlarının ismi zikredilecek olsaydı camiden dışarı çıkamazdık muhtemelen.

Üstelik bunu isteyenler, hariçten gazel okuyup camiye asla adımını atmayanlar.

Toplum ve birey, gücünü hayati konular yerine gereksiz alanlara harcadığında, sadece absürt değil aynı zamanda trajik sonuçlar da ortaya çıkar.

Gereksiz alanlarda harcanan kaynaklar, sadece israf değil, aynı zamanda insanlığın ortak geleceğine yapılan bir ihanettir.

Benim Netanyahu'yu bulmam lazım!