Nevbahar...

Pâdiþah, Mecnûn’un halini görünce merak etmiþ, Leylâ’yý görmek istemiþ. Leylâ’yý görünce de þaþýrmýþ, “ Leylâ, Leylâ diye yandýðý bu mu?” diye. Durumu anlayan Leylâ, gönlü çýkardýktan sonra bir avuç toprak olan bedene takýlý kalan pâdiþahýn haline acýmýþ ama pâdiþah halinden habersiz. Leylâ, bir gün anlaþýlacaðýný umarak, “Sizde Kays’ýn gözleri yok, eðer siz de bana onun gözüyle baksaydýnýz, siz de mecnûn olurdunuz.”demiþ. Kendini bilen, bu kýymetli hazineye paha biçilemeyeceðini de bilir ve görür.

Gözler, Allah yaratýr da çirkin olur mu? Rimelli kirpikler, farlý göz kapaklarý, kalemle çekilmiþ gözler... Mavi, kahverengi, elâ... Renkleriyle hepsi birbirinden güzel. Gözlerde bir davet vardýr. Bu davet gönüle olur, ancak gönülden çýkan bir bakýþ gönüle girer ve ‘o kýymetli hazine’yi orada bulur. Sevilen, kapýnýn dýþýnda deðil evin içinde olmak ister. O kýymetli hazineyi bulmaya yolculuk edenlerin yolu hem çok kolay, hem de çok zordur. Kolaydýr, samimi olunursa; zordur, eðer o iþe riya katýlýrsa. Yollar hemen kapanýr. Bu kýymetli hazineye fiyat biçilemez, gönüldür bu. Bakmak ayrý görmek ayrýdýr. Ne kadar güzel olunsa da bakar ve bir zaman sonra da doyar insan.

 Gönülden çýkanýn gönüle girebilmesi için insanýn önce kendi gönlünü inþa etme gayret ve çabasý içinde olmasý gerekir. Ki yapýlan gayret ve çaba ALLAH’ýn merhametini coþtursun ve yardýmýna mazhar kýlsýn. Huzur ve mutluluk, ancak nereden gelip nereye gideceðini bilen insanlara gayretleri, niyet ve samimiyetleri nispetinde nasip olur. Bu yola çýkanlarýn riyayý, yol kesici dünyevî zevkleri dýþarýda býrakmalarý, arýnmalarý gerekir. Hakk’a yönelmek, Nur’un ýþýðýyla aydýnlanmak bu yolu riyasýz geçenlere nasip olur.

ALLAH, insaný kendi kendisine emanet etmiþtir. Eðer insan, emanete sadakat göstermek istiyorsa, kendisini Allah’a adayacaktýr. Zira insanýn kendisini emanet edeceði ve aldanmayacaðý tek kapý Allah’ýn kapýsýdýr. Allah dýþýndaki bir kapýya adanýþ bin aldanýþtýr. Zira insana ‘deðerini’ yalnýzca Allah verir. Bu yüzden Allah’a armaðan olana fiyat biçilemez. Fiyat biçilenin ise deðeri olmaz. Onu alan da çýkar, satan da...” (Mustafa Ýslâmoðlu.) 

Bir nefeslik canýn varken bu hýrs, bu riya, bu iftira, bu zan, bu kibir niye? Dünya için mi? Yarýn bu güvendiklerin seni kurtarabilecek mi? Hepimiz bir sýnav sorusu olarak gönderilmemiþ miyiz ki birbirimize? Verdiðimiz cevaplara göre ALLAH’ýn takdiri tecelli etmeyecek mi? Kimileri iradesini, aklýný ve vicdanýný doðru kullanýp aþama kaydeder, kimileri ise kaybeder. Kimimiz örneklik, kimimiz ise ibretlik oluruz. Sonuçta birbirimizle bir sema halindeyiz. Leylâ ve Mecnûn gibi bakanlarýn, bakýp da gönüldeki o ‘ kýymetli hazine’yi görenlerin sayýlarýnýn artmasý hepimizin temennisi deðil midir?

 “ALLAH’a vasýl olmayan gönül açlýðýndan kurtulamaz, o halde vuslata ermeyen tüm insanlar iftirak(ayrýlýk) diyarýnýn açlarýdýr. Aç olanlar tatminsizdir, tatminsizlik elemi doðurur ve hayatlarý elemden ibaret olanlar mutlu olamaz, hayatýn hakikatini, hazzýný, huzur, sükûn ve mutluluðunu bulamaz, gerçek hayatý tanýyamazlar.”(Merhum Mehmet Oruç.) 

Mutluluðu ve huzuru beyhude dýþarýda arayanlar aradýðýnýn evde olduðunu bilmeden sokakta hazine arayanýn durumuna benzer...

Ben sanýrdým âlem içre bana hiç yâr kalmadý, 

Ben beni terkeyledim bildim ki aðyar kalmadý,

Cümle eþyada sanýrdým hâr var gülzar yok,

Hep gülistan oldu âlem, þimdi hiç hâr kalmadý. Mýsýrlý Niyazi Hz. 

Artýk tüm dünyada bir deðiþim ve geçmiþte yaþananlardan ders alma ve farklý, deðiþen ve geliþen bir dünyaya uyanma isteði ve coþkusu var. Bu coþku Türkiye’miz ve insanlarýmýz için de ayný. Ýnsanlar artýk uyanýk ve agâh. Geçmiþte ülkemiz üzerinde oynanan oyunlarýn artýk ayný tepkileri vermemesinin nedeni de bu. Karanlýklar artýk çok geride bunu görmek lâzým. Bu yeþeren ve geliþen ülkenin yüzü aydýnlýða doðru. Soran,sorgulayan,aklýný kimselere  emanet etmeyenlerin ülkesi Türkiye.  Deðiþim ve geliþim. 2023 yýlýna doðru, Türkiyemiz, ALLAH’ýn muradý doðrultusunda, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in manevî önderliðinde ve örnekliðinde, Mustafa Kemâl Atatürk ve silâh arkadaþlarýnýn bizlere açtýðý yolda bilime, ilime, sanata ve felsefeye önem veren, maneviyatý kuvvetli, dini doðru anlayan, anlatan ve yaþayan, huzur ve mutluluk dolu insanlarla dolacak. Çaðdaþ, demokratik, lâik, geliþmiþ, zengin ve uygar bir ülke olacak inþaALLAH. Hem de gümbür gümbür...