Nevzat Yalçıntaş’ın ‘Hatıralar’ı

Her ne kadar kendisi “Hatıratımı kaleme alırken şahsi muhasebemi arz etmekten ziyade içinde yaşayıp manalı gördüğüm olaylara şahitlik etme yolu tercih edilmiştir” dese de, Nevzat Yalçıntaş’ın son zamanlardaki meşgalesi kendi geçmişiyle hesaplaşmak olmalı. Anıları üzerinde çalışanların ruh hali hep öyle olur çünkü... Beni görünce, “İyi ki çalışmak üzere İslâm Kalkınma Bankası’na başvurun kabul edilmemiş” dedi ve ekledi: “Çok daha verimli işler yapacağını bildiğim için fazla müzahir olmamıştım...”

Milli Gazete yayın yönetmenliği maceram kısa sürünce “Ne yapmalı?” sorusuna cevap olarak Cidde’deki İKB’ye de başvurmuştum. Türkiye’den bankada çalışanlar arasından bir cumhurbaşkanı da çıktığını hatırlattım Nevzat Bey’e... Ben bunu söyleyince hemen yanımızda oturan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yüzü mütebessim bir hal aldı.

Kadir kıymet pek bilinmez bizde, bu sebeple yeni çıkan ‘Türkiye’yi Yükselten Yıllar: Hatıralar’ adlı kitabının tanıtımı vesilesiyle İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen iftar yemeğine biraz da merakla gittim. Hemen her kesimden kendisiyle yolu kesişmiş çoğu kişinin katıldığı gece göğsümü kabarttı. Biraz da olsa değişiyoruz galiba.

Türkiye’nin son elli yılı yazılırken ismi sürekli geçecek insanların başlarında gelir Nevzat Yalçıntaş... 1960’larda bir grup amatör genç İzmir’de ‘Gurbet’ dergisini çıkarırken, çalışmalarını takdir eden ve yazılarıyla takviye sözü veren bir mektubunu aldıklarında Nevzat Bey terütaze bir asistandı.

Hatırlar mı, bilmem, Fethullah Gülen’in de ‘yazar’ olarak imza attığı ilk dergidir Gurbet... İleride araştırmacılar cildini bulursa ‘yazı işleri müdürü’ olarak bir başka tanıdık ismi göreceklerdir: Benim ismimi... İlk yazım ‘Gurbet’ sayfalarında çıkmıştı.

Üzerinden tam 46 yıl geçmiş...

Prof. Nevzat Yalçıntaş 1933 Ankara doğumlu. İstanbul’da iktisat okumuş, doktorası Fransa’dan... Öğrenciliğinden itibaren dernek faaliyetleri içinde bulunmuş ve hep insanlarla haşir neşir olmuş biri... Bugüne kadar içte ve dışta üstlendiği görevleri sadece saymaya kalksam bu yazının hacmini aşar. En muhataralı dönemlerde en kritik yerlerde bulunduğunu söylemekle yetineyim.

Ne zaman ‘âkil’ biri aransa akla ilk onun ismi geldi. Hem de her dönemde. Suudi Arabistan’da uyuşturucu işine bulaşmışlardan oluşan 50’ye yakın Türk’ün kafalarının kılıçla kesileceği duyulunca, Süleyman Demirel ile Tansu Çiller ikilisinin aklına da “Bu işi Yalçıntaş çözer” düşüncesi gelmişti. Gitti ve çözdü de...

Uzun yıllar kurumun bütün ağırlığını omuzlarında taşıyan kadroları genel müdür olduğunda TRT’ye alan, bilime gönül vermiş binlerce insanın yetişmesinde, yüzlercesinin doktora çalışmasında en değerli katkıları sağlayan, elinden tuttuğunun elini bir daha bırakmayan ve hep başkalarının iyiliğini isteyen biri olarak da hatırlanacaktır Nevzat Hoca...

Kitabına göz gezdirdikten sonra şunu da söyleyebilirim: Hiç zayıflamamış bir hafızanın eseri olan ‘Hatıralar’ sayesinde tanıklık ettiği dönemle ilgili eksik bilgileri tamamlamak mümkün hale gelmiş bulunuyor.

Anılarını kaleme alanlardan kim her bildiği ve gördüğünü bütün açıklığıyla yazıyor ki?

1000 sayfaya yakın ve çoğu renkli fotoğraflardan oluşan özel bir bölümün eşlik ettiği ‘Hatıralar’ kitabını ‘İşaret Yayınları’ en güzel biçimde yayınlamış...

‘Hatıralar’ vesilesiyle düzenlenen iftar yemeğine Nevzat Hoca’nın İktisat Fakültesi’nden öğrencisi, İKB’de birlikte çalışıp Refah Partisi döneminde omuz omuza siyaset yaptıkları Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı. Oğlu Dr. Murat Yalçıntaş’ın konuşmasından sonra Cumhurbaşkanı Gül de hislerini katılımcılarla paylaştı.

 

Nevzat Bey’e “Aaa, neden daha önce hiç bahsetmedin” diye çıkışacağı bir bilgi de verdim: “ABD’de Harvard’ta, sizin uzun yıllar başkanı olduğunuz, eski başkanları arasında Turgut Özal’ın da bulunduğu Milli Kültür Vakfı bursuyla okumuştum...”

Şu dönemde keşke siyasetin içinde olsaydı Nevzat Yalçıntaş...