Gülen Grubu’nun henüz darbe çýlgýnlýðýna bulaþmadýðý ve dershane tartýþmalarýyla baþlattýðý krizin ilk günlerinde, sahip olduklarý ‘küresel lobi makinasýnýn’ hýzla ‘Türkiye’nin bütün tezahürleriyle karþý karþýya’ geleceðini yazma ihtiyacý hissetmiþtik. Öyle de oldu. AK Parti eleþtirileriyle baþlattýklarý süreç, önce Erdoðan düþmanlýðýna, ardýndan da ‘Türkiye karþýtlýðýna’ dönüþtü. Gülen Grubu’nun ‘siyasal teolojisine’ dair fikri olanlar için, yaþanan serencamda tuhaf olan hiçbir durum bulunmamaktadýr. Fetullah Gülen’in New York Times’a yazdýðý yazý, yaþanan hazin sonun tasdik edilmesinden baþka bir anlam da taþýmýyor.
Yazýnýn içeriðine bakýlýrsa Gülen’in, þikâyeti aþan, ciddiye alýnacak bir konu baþlýðýný ele almadýðýný görüyoruz. Sinyal vermesi gereken yerlere sinyal, selam vermesi gereken yerlere ise “deve kuþu misali” selamlar verilmiþ. Ýslam’ý, Ýslam dünyasýný, Müslümanlarý, Türkiye’yi ya da dünya gündemini meþgul eden bir krize de deðinilmiþ deðil. Hâsýlý kelam yazýyý okuduðunuzda bir ‘ihbarname’ ile karþýlaþýyorsunuz.
Mezkûr ihbarnamenin içeriðine bakýldýðýnda ve muhatap kitlesi düþünüldüðünde de orijinal bir durum görmüyorsunuz. Çünkü senelerdir Ýngilizce konuþan dünyada, AK Parti iktidara geldiðinde açýk bir þekilde baþlayan kampanyanýn bir benzerinin güncelleþmiþ versiyonu ortaya çýkmýþ durumda. Eðer bir orijinallik olarak kabul edilecekse, yeni olan tek þey, ihbarnamenin sahibinin ‘yerli muhbir’ olmasýdýr. Lakin müellifinin New York Times’ýn çýktýðý ülkede yaþýyor olmasý, yerli sýfatýný en azýndan meþkûk hale getirdiðinden, elde kalan tek þey ‘muhbirlikten’ ibarettir.
Gülen Grubu’nun bidayetinden beri güç ve iktidarla kurduðu iliþkinin nihai belgesine dönüþen ihbarnamenin mimarisine ve anlam dünyasýna bakýldýðýnda, bir istikrardan bile bahsedebiliriz. Zira 12 Eylül’de ‘ümidimizin tükendiði yerde, Hýzýr gibi imdadýmýza yetiþen Mehmetçiðe bir kere daha selam duruyoruz’ düzeyi, þimdilerde yolculuðuna New York Times’la devam etmektedir.
Kuvvetle muhtemel, ‘Hýzýr’ ilanýna cevap verenler de olacaktýr. Hatta uzunca zaman önce yapýlmýþ zýmni bir akdin tazelenmesi ve aleni hale gelmesinden ibaret olan ihbarname, cevaptan emin olunmasýndan dolayý kaleme alýnmýþtýr. Bu zaviyeden bakýnca, aslýnda New York Times’a yazýlmýþ bir yazý da bulunmamaktadýr. Olan, New York Times’a düþmekten ibarettir.
Gelinen noktada, Ýslam dünyasýnýn ‘Tenzin Gyatso kontejaný’ndan New York Times’da arz-ý endam etmek, ortaya ilginç bir Dalay Lama çýkarýr mý bilinmez. Lakin ayný gazetenin kürsüsünü, daha yakýn zamanda binlerce insanýn kýyýmýna raðmen kullan(a)mamýþ Ýhvan’dan Suriye’deki muhalefete kadar zulüm altýndakileri düþününce; Gyatso ile köþe refikliðini Gülen’in kaptýðýný söyleyebiliriz.
Hâlihazýrda Gülen Grubu, Amerikan Kongresinden mebzul miktarda isme Türkiye’yi yarý-tehdit tadýnda uyaran mektubu da çýkarmýþ olmanýn verdiði özgüvenle, Ermeni ve Yahudi lobilerinden sonra, kongre onaylý bir lobi örgütü vasfýný da kazanmýþ oldu. Yýllarca en lümpen milliyetçi söylemi kullanýp, sonra da Washington’da, lobi mahallesinde kötü yola düþmenin trajedisi geri dönüþü çok zor bir yola girdiklerini gösteriyor.
Bundan sonrasý, Gülen Grubu için oldukça kolay bir yola girdiklerini gösterir nitelikte. Lobi piyasasýnda, “Turkish-American” müseccel markalarýyla, ilk anda kaðýtlarýnýn hýzla yükseleceðinden emin olabilirler. Ýlk kez Türkiye içerisinden ve terör listelerine de takýlmayan bir unsura farklý baþkentlerde ciddi yatýrým yapanlar çýkacaktýr. Uzun yýllardýr altyapýsýný oluþturduklarý networkun içerisinde, Türkiye’ye dair aidiyet yükünden kurtulmanýn verdiði rahatlýk ve umursamazlýkla, nerede duracaklarýný hem bilmedikleri hem de artýk iradesine de sahip olmadýklarý bir maceraya girmiþ oldular. Bundan sonra çok daha sýk bir þekilde, Türkiye ile baþka baþkentler üzerinden açýkça konuþtuklarýna þahitlik edeceðiz.