Esad, Esat, Esed...
Birçok isim söylendi, birçok isim yakıştırıldı.
Ancak yaptığı kan donduran pislikler bir bir ortalığa dökülünce tüm bu isimler içinde en çok yakışanı şüphesiz benim yakıştırdığım isim oldu.
ESİT
Yakışsa da yakışmasa da bu insana benzer yaratığın bendeki adı bundan böyle bu.
ESİT...
Zira adamın yaptıkları bir bir ortalığa dökülüyor, eştikçe pislik üstüne pislik çıkıyor üstelik görünen o ki bu ortaya çıkanlar buzdağının henüz ucu.
Yakın zamanda toplu mezarlar, sorgu odaları, işkence aletleri ortalığa dökülürse sakın şaşırmayın.
Çünkü böylesi bir pislikten her şey beklenir.
Bahse konu yaratığın yaptıklarına bir başka örneği İdlip'ten vereceğim, İdlip'te olan ve bugüne kadar hiç konuşulmayan olayın hikâyesini burada anlatacağım.
İdlip...
Gazze'den sonra metrekareye en çok insanın düştüğü yer.
Duyanın geldiği yarı açık cezaevi.
Bakıldığında HTŞ dahil birçok örgütün, birçok yapının toplandığı yer.
Peki Suriye'nin 14 ilinden biri olan İdlip nasıl bu hale geldi?
Onca insan neden İdlip'te toplandı, milyonlarca insan neden İdlip'i tercih etti?
Tüm bu soruların cevabı, Esad denilen katili daha yakından tanımanızı ve İdlip'in neden bu kadar konuşulduğunu anlamamıza fırsat sağlayacak.
İşte bizi bu cevaplara götürecek olayın hikayesi...
Şeytan Esad...
Arap baharı yalanı ile başlayan olaylar zincirinde Suriye'de nasibini aldı ve ülke bir şekilde karıştırılarak iç savaş başlatıldı.
Ayaklanma olanca hızıyla devam ederken, köşeye sıkışan Esad şeytanca bir plan yaptı.
Planı uygulamaya koyan Esad ilk iş halkına seslendi;
"Her kim rejime doğrulttuğu silahı bırakır ve İdlip'e giderse hakkında hiçbir yasal işlem yapılmayacak, herhangi bir soruşturma açılmayacak."
Plan kurnaz ve çok da zekiceydi.
Aslına bakıldığında silah bırakanlar Suriye içinde herhangi bir yere gidebilir hatta ülkeyi terk etmeleri için önleri açılabilirdi.
Yapmadı Esad...
Israrla İdlip'te toplanmalarını istedi.
Tuzak İşliyor...
İşler planladığı gibi gitti ve Esad'a inanan milyonlarca Suriyeli İdlip'te toplandı.
Rejim muhalifleri ile başlayan toplanma süreci HTŞ gibi diğer unsurlarında katılımıyla yeni bir boyut kazandı ve bu kozmopolit yapı İdlip'i kaynayan kazana çevirdi.
Esad'ın kurduğu plan işler bir plandı.
Kendisine, kurduğu sisteme düşman tüm yapıları bir yere toplayacak, sonrasında yapacağı toplu katliamla tamamından kurtulacak, böylelikle artık öldürülme ya da yıkılma kâbusu görmeyecekti.
Bu Kadar mı Cani...
Peki böylesi bir katliam mümkün mü?
Neden şaşırdınız...
Suriye'de Beşşar Esad rejimi sarin gazıyla Han Seyhun'da 100'den fazla, Duma'da ise 78 sivili katletti.
Yine 2013 yılında Guta'da, 2017 yılında İdlip'te, yine Hama'da kendi halkına kimyasal silah kullanarak yüzbinlerce Suriyeliyi katleden bu cani değil mi?
Sadece babası Hafız Esad'ın Suriye'de katlettiği kişi sayısı 1.000.000.
Dolayısıyla bu yaratıklara cani demek hafif kalır.
Ortada bir gerçek var o da ESİT ailesinin türü henüz tespit edilmedi.
Son olarak İdlip'te yaşayanlar bu kanlı plandan nasıl kurtuldu dersiniz.
Türkiye sayesinde.
Türkiye İdlip'i Astana masasına götürmekle en doğru işi yaptı ve milyonlarca insanın hayatını kurtardı.