Geçen hafta, “Cumhuriyet tarihi, Türkiye’nin ‘irtica’ öcüsüyle ‘mücadele’den halkýný huzura, güvene, ekonomik güce ve demokrasiye kavuþturmaya vakit bulamamasý tarihidir” demiþtik.
Ýki ülkeden sözedeceðim, ikisinin de enerji kaynaðý yoktu; ikisi de on yýllarca darbeler ve istikrarsýzlýkla boðuþtu, þehirlere büyük göçler yaþandý; ikisi de ‘dýþ tehdit’ nedeniyle gelirinin büyük kýsmýný askeri harcamalara ayýrýyordu.
Ama bugün ayný yerde deðiller.
-Güney Kore, 1950-60 arasýnda savaþ yýkýntýlarýný temizledi, karnýný doyurdu, üzerini giydi.
-Türkiye bu sürece 30 yýlýný harcadý. Ancak 50’lerde kalkýnma sürecini baþlatabildi.
-G.Kore, 1960-87 arasýnda darbeler dönemi yaþadý; ancak bu arada sanayi bölgelerini ve araþtýrma merkezlerini kurdu. Taklit ürünlerle Batý teknolojisini ülkesine taþýdý; Batý’ya öðrenci gönderdi, sonra geri çaðýrarak üniversitelerini, Ar-Ge merkezlerini geliþtirdi.
-Türkiye de bu süreci üç darbe ve onlarca hükümetin kurulup yýkýldýðý siyasi kaosla geçirdi. Sadece ‘küçük sanayi siteleri’ni kurabildi; tarým ürünlerinde ve tekstilde ‘fason’ üretimle ihracata yöneldi. Ancak bir ‘sanayi, teknoloji, üretim’ politikasý kuramadý.
-G.Kore, 1990-2000 arasýnda, Türkiye’nin yýllýk ihracatý olan 10 milyar dolarý sadece Ar-Ge’ye ayýrdý; demir-çelik, otomotiv, elektronik ve gemi sanayiinde büyüdü.
-Türkiye ayný dönemde ‘organize sanayi bölgeleri’ ile tanýþtý, ihracatta ‘tekstil, demir-çelik, otomotiv yedek parça ve elektrikli makineler’e terfi ettiyse de ‘darbe’ yine paçasýndan çekti ve enerjisini emdi.
-G.Kore, 2000’den itibaren özellikle otomotiv ve elektronikte dünya devi oldu.
-Türkiye de ancak 2003’ten sonra, siyaset üzerinde baský ve darbe tehdidine raðmen, ekonomik ve siyasi istikrarý saðlayabildi. Tarým ve sanayi üretimi nitelik kazandý, ihracatta 100 milyar dolar aþýldý, teknoloji geliþtirme adýmlarý atýldý.
Kiþi baþýna milli gelir tablosu bu süreçte G.Kore’nin arayý nasýl açtýðýný gösteriyor:
-1960: Türkiye 358 dolar, G.Kore 79 dolar.
-1970: Türkiye 539 dolar, G.Kore 243 dolar.
-1980: Türkiye bin 539 dolar, G.Kore bin 597 dolar.
-1990: Türkiye 2 bin 682 dolar, G.Kore 5 bin 821 dolar.
-2000: Türkiye 2 bin 965 dolar, G.Kore 8 bin 764 dolar.
-2012: Türkiye 10 bin 500 dolar. G.Kore 30 bin dolar ...
G.Kore, 50 yýlýný eðitim, araþtýrma, nükleer enerji ve istikrarý birleþtirerek otomotiv, elektronik ve savunma sanayinde devleþti. Üstelik bunu, 80’lerde otomotiv ve elektronikte dünya tekeli olan komþusu Japonya’ya raðmen baþardý. Bugün Japonya geriliyor, G.Kore ilerlemeye devam ediyor.
Türkiye otomobillerini, cep telefonlarýný, bilgisayarlarý, hýzlý treni, tanklarý ve savaþ gemilerini G.Kore’den alýyor...
Bilim insanlarý, bu baþarýsýzlýðý ‘az sayýdaki vizyoner insanýn ürettiði politikalarý siyaset, sanayi ve toplumsal kesimler sahiplenmedi’ diye açýklýyor. Türkiye, son 12 yýldýr bu politikalarýn üretildiði, uygulandýðý bir siyasi istikrar sürecinde, ekonomik ve diplomatik güç olma yoluna girdi. 2000’lere kadar darbeler, çatýþmalar, terör, göç, faili meçhul cinayetler konuþulurken; 12 yýldýr demokratikleþme ve hukuk reformlarý, sanayi üretimi ve ihracat rekorlarý, hýzlý tren, Marmaray ve Türkiye’nin dünyada edindiði yer konuþuluyor. Ýki Boðaz köprüsünü Japon þirketleri yapmýþtý, üçüncüsünü Türk þirketi yapýyor, Japon þirketi taþeron!
Yani bugüne kadar darbelerin emdiði enerji artýk ‘sahaya’ yansýyor.
Bu tabloyu, ‘demokrasi’, ‘büyüme’ ve ‘istikrar’ýn getirdiklerini yaþayan Türkiye halký da dünyanýn dört bir yanýnda ticaret, yatýrým yapan Türk iþadamlarý da görüyor.
Türkiye’yi geri götürmeye kimsenin gücü yetmez, ancak bir an bile durdurmanýn bedeli aðýr olur. Çünkü bu ülke okyanusta bir yarýmada deðil, Rusya, Ýran, Ortadoðu ve Avrupa’nýn, yani dünyanýn ‘odak’ noktasý...