Neyine inanacağız senin?

Yukarıda verdiğim tabloda her şey gayet net. 

Lütfen dikkatlice okuyun! 

CHP’nin İstanbul adayı 2014’te Beylikdüzü Belediye Başkan adayı iken 37 vaatte bulunuyor. Peki 5 yıl boyunca bu vaatlerinin kaçta kaçını gerçekleştirdi dersiniz? Hepi topu iki tanesini. Şimdi İstanbul için neredeyse cennet vaadinde bulunuyor. Vaatlerinin hızına yetişmek ne mümkün! 

Şimdi soru şu: Beylikdüzü’nde vaatlerini yerine getirmeyen birinin İstanbul genelinde vaatlerini gerçekleştireceğine kim inanır? Doğrusu inananların aklına şaşarım. Milletvekilliği yaptığım süreçte bölgem olduğu için Beylikdüzü’nde yaşadım. Beylikdüzü’nü çok iyi bilirim. CHP adayının oraya dair bir başarı hikâyesi olduğunu iddia eden varsa lütfen bir tek örnek göstersinler! 

Beylikdüzü o CHP’lilerin pek bir dillerine doladıkları beton yığınından öte bir şey değil. 

CHP’nin İstanbul adayının beş yıllık Beylikdüzü icraatları geçmiş dönemlerle mukayeseli bir biçimde incelendiğinde görülecektir ki o denizle sınırdaş güzelim ilçemiz CHP döneminde daha bir betonlaşmış! Şimdi bakıyorum da CHP’nin eski Beylikdüzü belediye başkanı olan İstanbul adayı seçilmesi halinde öğrencilere burs vereceğini söylüyor. 

Birisi çıkıp bu beyefendiye hatırlatsa: Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde yaptığı ilk icraatlarından biri de üniversite öğrencilerine burs vermek olmuştu. 

Sonra bu uygulamaya ilçe belediyelerimiz de iştirak etti. Peki CHP ne yaptı dersiniz? Anayasa Mahkemesi’ne koşup bu uygulamanın kanuna aykırı olduğu iddiasıyla dava açtı. Ve ne yazık ki ilgili mahkeme CHP’nin iddiasını haklı bularak bu uygulamayı sonlandırdı. Şimdi CHP’nin adayı kalkıp bu vaatte bulunuyor. Çelişkinin ötesinde bir ilkesizlik örneği bu. Beylikdüzü’ndeki vaatlerle kandırmaca siyasetini İstanbul’a taşıyan bir adayla karşı karşıyayız. 

Sadece İstanbul’a değil siyasetin kendisine de yazık. 

 

‘Kutsal vali’ diyen kim?

CHP’nin İstanbul adayı Ordu-Giresun havaalanında ilin valisine kameraların önünde “İt!” diye hakaret ediyor. Hakkı olmadığı halde VIP bölümünü kullanmak istiyor. 

Şimdi biz bu durumu eleştirdik diye Karar yazarı Ahmet Taşgetiren kalkıp konuyu “Kutsal Vali” başlığıyla çarpıtarak başka bir mecraya taşıyor. 

Yazısında kibirli, küstah, kural tanımayan şımarık CHP adayını eleştireceğine nahak yere hakarete uğrayan Valiyi suçluyor. Hızını alamayıp “Kutsal Vali” anlayışı üzerinden AK Parti’yi eleştiriyor. 

Bizim çevreden gelip bugün “Kutsal devlet!” anlayışına savrulduğumuzu söylüyor.  

“Devletin valisine nasıl it der!” diyerek yapılan bir eleştiriyi “Kutsal devlet-kutsal Vali” denkleminin içine kurnazlıkla yerleştirerek haksız suçlamalarda bulunan Taşgetiren bilsin ki ne devleti ne de Valiyi kutsal addediyoruz. 

VIP’e kutsallık atfeden bir anlayışımız da yok bizim. 

VIP’i kullanmak için mülki amirden izin alma gereği bile duymayan küstah ve şımarık bir anlayışı eleştireceğine, en önemlisi haydutvari yöntemlerle VIP’i işgal edip polislere “Valiniz itlik yapmıştır!” deme terbiyesizliğinde bulunan birine laf edeceğine kalkıp “Kutsal devlet-kutsal vali” söylemi üzerinden AK Parti’yi ve Valiyi suçlayan bir anlayış sergiliyorsan demek ki sende marazi/patolojik bir sorun var. 

Mütevazilik maskesi altındaki kibrinle, objektiflik kisvesindeki önyargınla, yüreğinin tüm kılcal damarlarına sinmiş fitne ve fücurunla, CHP adayını destekleyecek kerteye ulaşmış Erdoğan nefretinle sen ve senin gibiler ihanetin ötesine taşan çirkinlikler sergilemeye başladınız. 

Yazılarınıza yansıyan “Davutoğlu-İmamoğlu ittifakı”, savrulduğunuz utanç verici yeri gösteriyor.