Niçin ülkenize karşı bu kadar nefret dolusunuz?

Enver Aysever diye biri... Bir yazıya konu olacak önemde ve değerde biri değil... Zaten, “biri” diye tahfif ettiğim ve çok iyi ettiğim bu arkadaşın hallerini yazacak değilim.

Konu, onun etrafında odaklandığı için ismi bu yazıya girdi...

Hazır kendi ayağıyla gelmişken, bir-iki gözlemimi aktarayım yine de...

Bir ara CHP Parti Meclisi’ne seçtiler bunu... Milletvekili de olacaktı. Olamadı. Seçilemeyecek bir yerden aday gösterildiği için küstü, istifa etti. İstifasını da bir güzel çerçeveleyip sattı...

Ne güzel olacaktı oysa...

Mehmet Bekaroğlu ve Enver Aysever’in ibretlik iktidar yürüyüşünü ibretle izleyecektik.

Bir arkadaşım, “Tiyatrocudur bu Enver Aysever” demişti.

Ne yazdı, hangi oyunu sahneledi, “tiyatrocu” sıfatını hak edecek ne yaptı da ismi tiyatrocuya çıktı, bilmiyorum. Tiyatrocu olsaydı, duyardık... Romancı olsaydı da duyardık... Ayrıca romancıymış. Ağlak bir şeyler yazmış galiba... Ben okuyamadım... E, olsun... Bu ülkede bozuk Türkçeyle “kelimelere dans ettiren usta yazar” olunabiliyor, Enver Aysever’in romanlarına da bir yer bulunacaktır elbette...

Enver kardeşimiz, bir süredir, CNN Türk’te program yapıyor.

Şimdi “izlemedim” desem, “küçümsediğin için böyle söylüyorsun” diyeceksiniz.

Gerçekten izlemedim...

Sadece “başarılarını” izliyorum bu arkadaşın.

Bakırköy Belediyesi’nde bir şey olmuş galiba... Bir makama getirilmiş... Kültür işlerini mi emanet etmişler, ne? Öyle bir şey... Gelir gelmez bir sürü kafa koparmış. Bazı tiyatrocuları kapı dışarı etmiş, filan...

Memleketimizin “bağımsız ve bağlantısız” tek medya grubu olan Doğan Medya Grubu’nun maşallahı var...

Neredeyse CHP’nin “insan kaynakları” birimi gibi çalışıyor...

Bütün partili “değerler” bu gruptan çıkıyor.

Başyazarlarını CHP’ye milletvekili olarak göndermişlerdi, hatırlayacaksınız.

Hani, “Bunlar analarını da satarlar” diyen başyazar...

Bir yazı işleri elemanları, çoraplı ayaklarıyla masaya fırlayıp, “Yaşa, varol Kemal Kılıçdaroğlu” diye alkış ve tempo tutarken basılmıştı. Bu yazı işleri elemanı, aynı zamanda CHP’nin resmi üyesidir.

Eski genel yayın yönetmenleri Enis Berberoğlu’nu da CHP’nin “medya koordinatörlüğü”ne atadılar.

Berberoğlu ayrıca Parti Meclisi üyesidir...

Bağımsız gazeteci Enver Aysever’i de, bundan böyle CHP Bakırköy Belediyesi’nin kültür işerini hale yola koyarken izleyeceğiz.

Uzattığımın farkındayım...

Konu şu:

Enver Aysever kardeşimiz, İmam Hatiplere hakaret eden birtakım tweetler atıyor... Bu okulları “cehaletin kaynağı” ilan ediyor, bazı çirkin yakıştırmalarda bulunuyor, filan.

Bir AK Parti milletvekili de bu ağır hakaretlere, ağır sayılabilecek bir hakaret cümlesiyle karşılık veriyor.

Konu, nerden bakarsanız bakın, haberdir... Haber değeri taşımaktadır...

Nitekim bazı internet siteleri, bu karşılıklı “dalaşmayı” haberleştirdiler.

Niyetiniz “haber vermek”se, konuyu tüm teferruatıyla anlatırsınız, yorumunu da okuyucuya bırakırsınız.

Hayır, “paralel” telden çalan internet siteleri, olayı, “Enver Aysever”in mağduriyeti” üzerinden haberleştirdiler...

Bir ağzı bozuk AK Parti milletvekili çıkmış, “durduk yerde” gazeteci Enver Aysever’e küfretmiş... Zaten hükümet Enver Aysever’in CNN Türk’teki programına baskı yapıyormuş... Baskı sonuç vermiş, haftada bilmem kaç gün olan program sayısı haftada bire düşürülmüş... Bu ne zulümmüş...

Bir-iki şey söyleyip kapatacağım:

Habere bakışınız, tıynetinizi ele verir.

Tıynetiniz, dini görünürlüğe ve dindarlara nefretle bakan Enver Aysever gibilerle aynı karede görünmeyi kaldırabiliyor. Birlikteliğiniz hayırlı olsun...

Bir şey daha:

Ülkenizdeki meşru hükümete karşı belli çevrelerle “dayanışma görüntüsü” veriyorsunuz, parlamentoya (seçilmiş siyasilere) karşı amansız bir savaş yürütüyorsunuz, aferin çok iyi ediyorsunuz da, aynı zamanda “ülkenize” karşı da savaşıyorsunuz...

İngiltere’de, Amerika’da, Almanya’da (ve elbette İsrail’de) yürütülen Türkiye aleyhtarı lobi faaliyetleri içinde sadece siz (ve yayınlarınız) var.

Sadece camia ve “mensuplar” var...

Niçin bu kadar nefret dolusunuz?