Masa kurulduðunda, belli medya rüzgârý ile muhalefetin kendi dünyasýnda bir umut havasý oluþmuþtu.
Öyle ki, "muhalefet her türlü kazanýyor, aday hiç önemli deðil. Hele Kýlýçdaroðlu olursa 15-20 puan fark atýyor" algýsý, Erdoðan düþmanlarýna, PKK'ya, FETÖ'ye ne hayaller kurdurmaya baþlamýþtý.
Þu son 2 ayda hava birden deðiþti. Ýmamoðlu, Mansur Yavaþ, Kýlýçdaroðlu, Akþener bir kakafoni oluþturdular.
Karþýlýklý sataþmalar, sert tepkiler, inatlaþmalar, küskünlükler, masada iþlerin iyiye gitmediðinin iþareti oldu.
Bunlarýn üstüne Davutoðlu ve Babacan'ýn, sanki Erdoðan'a çalýþýyorlarmýþ gibi bir zemine kaymalarý CHP mahallesini çileden çýkardý.
Halk TV'de Þirin Payzýn, CHP kitlesinin büyük çoðunluðunun Davutoðlu hakkýndaki kanaatini dile getirdi:
"Davutoðlu baþbakan olarak bir seçim kazanmadý. Sayýn Davutoðlu Cumhurbaþkaný tarafýndan baþbakan olarak atandý. Davutoðlu þu anda anketlerde yüzde bir. Yüzde birlik bir partinin genel baþkaný olarak konuþmak durumunda. Ama anladýðýmýz kadarýyla Sayýn Davutoðlu hala kendisini AK Parti'nin içindeki Baþbakan sýfatýyla görerek konuþuyor."
Hakikatin, Gelecek Partisi Genel Baþkanýnýn yüzüne böylesine söylenmesi, Davutoðlu'nun kimyasýný haliyle çok bozdu. Þirin Payzýn gibi düþünen CHP destekçilerine tehdidi savuruverdi:
"Biz çýkalým masadan, seçim mi kazanacaksýnýz çokbilmiþler?"
Babacan da bir baþka gezegenden sesleniyor:
"Eðer 6'lý masa benim ismim üzerinde mutabýk kalýrsa tabii ki hem rahat seçilirim hem de en iyi þekilde yönetirim."
AK Parti treninden indirilen iki isimde de özgüven tavan yapmýþ.
Bir yerlerden telkinler, teminatlar mý var?
6'lý masa hýrs, kibir, beklenti tutkalý ile öylesine birbirine yapýþtý ki, þahsen ben sonlarýnýn ne olacaðýný ciddi olarak merak ediyorum.
Bir de þimdi Ekrem Ýmamoðlu'nun Umreye gitmesi var.
Garip bir tablo.
Kýlýçdaroðlu tam seçim atmosferinde ABD, Ýngiltere, Almanya'ya gitti.
Ýmamoðlu da Umre'ye gidiyor.
Ben bir Müslüman olarak umreye giden insaný sorgulamam.
Niyetleri Allah bilir.
Ama bir dönem CHP Parti Meclisi üyeliði de bulunan gazeteci Enver Aysever sorguluyor:
"Ýmamoðlu, CHP'lilerin gözünün içine baka baka defalarca laikliði deliyor. Bütün bunlar olurken CHP'liler, 'tamam ya lanet olsun týpýþ týpýþ gittik. Ama bu kadar da deðil' demez mi ya? Umre 12 ay yapýlabilir. Kime hangi mesajý vermek üzere bu umre ziyaretini yapýyor? Seçimlerden sonra gitseniz ne olur? Gazetecileri de götürüp ne mesajý vereceksiniz?"
Enteresan bir tablo var karþýmýzda.
Ýsimleri çok geçen Kýlýçdaroðlu ile Ýmamoðlu dýþarýdan dolaþarak adaylýk kapma yarýþýnda.
Akþener, masadakilerle uðraþýrken parti içi kongreler yüzünden Koray Aydýn'la karþý karþýya ve kalbinin ritmi bozuldu, hastanelik oldu.
Geçmiþ olsan. Siyasetin stresli, gerilimli; acýmasýz yüzünü herkese hatýrlatmýþ oldu.
Davutoðlu ve Babacan'daki, vefasýzlýkla beslenen kibri, enaniyeti, boylarýndan büyük beklentileri gördükçe basit bir soruyu sormadan geçemiyorsunuz:
Deðer mi?
Davutoðlu ve Babacan, "seçilecek Cumhurbaþkaný muhalefet liderlerinin sözünden çýkamaz" diye demokrasi dýþý laf ettiler?
Üstelik de zýrt pýrt "partili Cumhurbaþkaný" olmaz diyorlardý, þimdi 6 partili Cumhurbaþkanýný savunuyorlar.
Savruldular, çünkü Türkiye'yi deðil kendilerini düþünüyorlar.
Bir de umduklarýný bulamamanýn öfkesini taþýyorlar.
Ne demiþti Karamollaoðlu:
"Ben, Davutoðlu'nun, Babacan'ýn, Sayýn Abdullah Gül'ün ayrýlmalarýnýn, AK Parti içinde en az yüzden 20-30 tabanda çözülmeyi saðlayacaðýný düþünürdüm. Olmadý..."
Ey 6'lý masadakiler, bunlar daha iyi günleriniz...