Nijer’de Türk Filmleri Haftasý

30 Ekim-4 Kasým tarihleri arasýnda, Kültür ve Turizm Bakanlýðý ve TESÝYAP (Televizyon ve Sinema Yapýmcýlarý Meslek Birliði) iþbirliði ile Nijer’in baþþehri Niamey’de “Türk Filmleri Haftasý” düzenlendi. Türkiye’den katýlan altý film, Ahmet Uluçay’ýn Karpuz Kabuðundan Gemiler Yapmak, Murat Saraçoðlu-Özhan Eren’in 120, Derviþ Zaim’in Gölgeler ve Suretler, Kürþat Kýzbaz’ýn Mevlana Aþkýn Dansý, Tolga Örnek’in Devrim Arabalarý ve Çaðan Irmak’ýn Babam ve Oðlum oldu. Ülkemizi temsilen ise TESÝYAP baþkaný Erdal Tuþunel, TESÝYAP koordinatörü Hüseyin Esen, sinema yazarý Burçak Evren ve Ýhsan Kabil programda yeralýyoruz. Nijer’in Türkiye büyükelçisi sayýn Hasan Ulusoy ve müsteþarýmýz Aþkýn Çakmak’ýn önemli çabalarýyla önce 29 Ekim resepsiyonu, akabinde 30 Ekim’de Devrim Arabalarý’nýn galasýyla film haftasý baþlamýþ oldu.

***

Emsali Batý Afrika müslüman ülkeleri gibi frankofon ülkelerden biri olan Nijer’in resmi dili Fransýzca olduðundan, haftada yer alan filmlerin Fransýzca altyazýlý kopyalarý olmasý dikkate alýndý. Bizi ta sabahýn beþinde müsteþarýmýz Aþkýn Bey’le Niamey havaalanýnda karþýlamaya gelen Nijer Milli Sinema Merkezi baþkaný Ali Damba’dan öðrendiðimize göre, Nijer’de onbeþ yýldýr film yapýlmýyor. En yaygýn yerli dilleri Hasua olmasýna raðmen, yabancý bir resmi dile ihtiyaç duyuyorlar ve güneyde sýnýr komþusu olarak Nijerya bulunuyor. Geçen sene Bilinmeyen Sinemalar Film Festivali’ni düzenlediðimiz en az geliþmiþ ülkelerden biri olan Nijer’e görece Nijerya daha geliþmiþ bir ekonomiye sahip olarak D8 ülkelerinden biri ve Anglosakson geleneðin uzantýsý olarak da resmi dil Ýngilizceyi kullanýyor. Diðer bir deyiþle, iþler Afrika’da biraz oldukça karýþýk.  

Damba, ayrýca Nijer’in ve diðer Batý Afrika Müslüman nüfus aðýrlýklý ülkelerin film arþivlerinin, iki yýlda bir Burkina Faso’nun baþkenti Vagadugu’da düzenlenen FESPACO Film Festivali bünyesinde olduðunu söyledi. Sözkonusu coðrafyanýn sinemanýn kahir ekseriyetinin Fransa tarafýndan finanse edildiðinden Fransýz sinemasýnýn bayaðý tesirinde olduðunu biliyoruz. Fransýz kültürünün buralara bu denli girmiþ olmasýnýn ana sebebi, Fransýz kolonyalizminin uzun yýllar buralarda hükümferma olmasý. Geldiðimizin ikinci akþamý, sinema merkezinin himayesinde çekilen bir filmin (aslýnda bir televizyon dizisinin) açýk hava gösterimindeyse, son derece kitsch ve sinema dilinin uzaðýndan bile geçemeyen, Amerikan tarzý bir aksiyonun DVD’den perdeye yansýmasýna tanýk olduk. Bu örneðin gerçek Nijer sinemasýný temsil etmediðini düþünüyoruz.

Türk Film Haftasý gösterimlerinin yer aldýðý Kongre Sarayý, 1300 kiþilik koltuk kapasitesiyle Niamey’in ayný zamanda tek sinema salonu ancak burada sekiz yýldýr ilk kez film gösterimi yapýlýyor. Ýç bükey dev sinemaskop bir perdeye sahip olan salonun iki adet yatay bobinli Alman malý projeksiyon makinesi bulunuyor. Ýki devlet televizyon kanalýna ve ona yakýn özel kanala sahip Nijer’de halkýn ise çok küçük bir yüzdesi kerpiçten küçücük evlerinde televizyon cihazýna sahip. Hakikaten asgari geçim seviyesinde ve altýnda yaþayan bu insanlarýn sinema gibi bir kültürün olumlu örneklerinden yoksun olmalarý üzücü bir durum olarak karþýmýza çýkýyor. Oysa sinemanýn hem içinden doðduðu kültürü hem de diðer toplumlarýn kültürleri için yapabileceði çok þeyler var ve toplumlar arasýndaki kültürel alýþveriþ ve etkileþim için de muazzam bir potansiyel taþýyor.