Baþlýðý görüp de hemen “eski mahalle, yeni mahalle” tartýþmasýný baþlatmayýn sakýn...
Az biraz sabredin..!
Ýki dönem önce Ak Parti Milletvekili olan aðabeyimiz bir gün dost sohbetinde þöyle bir þey anlattý.
Dedi ki “Rahmetli Erbakan Hoca, beni çaðýrdý. ‘Senin paran da var. Git Edremit Körfezi’nden bir yer al. Hem havasý güzel, hem oradaki insanlar sizin gibi mütedeyyin ailelere alýþsýn’ dedi. Ben de gidip oradan bir yer aldým. 30 yýldýr gider gelirim. Böylece hem biz hem oradakiler birbirimize alýþtýk. Temiz havasý da cabasý.”
Rahmetli Erbakan’ýn eski milletvekili aðabeyimize nasihat kývamýnda söyledikleri bugün Edremit Körfezi’nde mütedeyyin insanlarýn o güzelim havayý teneffüs etmesiyle sýnýrlý deðil.
Birbirini tanýyýp, birbirini ötekileþtirmeden birlikte yaþamalarýna da vesile.
Yine bir gün, Ankara’da bir ev ortamýnda elimizde büyüyen genç avukat birden eþime dönüp þöyle bir cümle kurdu “Abla, ben Fatih’e gelsem bu kýyafetim ile rahat dolaþabilir miyim?”
Cümleyi duyar duymaz, eþimden önce atýlýp “Bu önyargý sende nasýl oluþtu? Hemen yarýn bizimle birlikte Ýstanbul’a geliyorsun ve þu anki kýyafetin ile -ki kýyafeti sýradan tiþört-kot ikilisiydi- Fatih’te çarþý Pazar geziyorsun. Bakalým ne olacak” dedim. Elbette genç avukat haným kýzýmýz Fatih’te o kýyafetiyle rahat rahat dolaþtý.
Bu küçük iki anýdan hareketle neden þunlar olmasýn diye düþünüyorum.
Niþantaþý’nda oturanlarýn bir kýsmý neden Fatih’in, Hýrka-ý Þerif mahallesine yerleþmeyi düþünmesin?
Fatih’te, Üsküdar’da, Çamlýca’nýn sýrtlarýnda oturan mütedeyyinler neden Cihangir’de, Niþantaþý’nda, Balmumcu’da, Ihlamur’da yer alýp oralara yerleþmeyi düþünmesin?
Ya da hadi yerleþmeyi düþünmüyorlar, ben Niþantaþýlý hanýmlarý çarþamba günleri kurulan Türkiye’nin ve Ýstanbul’un en büyük pazarýnda doyasýya alýþveriþ yapmaya davet ediyorum.
Fatihlileri de Teþvikiye camiinde kýlýnacak bir öðle namazý sonrasý Niþantaþý’nda yürüyüþe...
Diyeceðim o ki rahmetli Erbakan’ýn yýllar önce tavsiye ettiðini bugün bizler birbirimize tavsiye etsek ne olur?
Yani Cihangir’de, Niþantaþý’nda, Teþvikiye’de, Levent’te, Etiler’de oturmayý düþünmek ya da tam tersi... Hem oranýn sakinlerine hem gidip geleceklere iyi gelmez mi?
Siz ne dersiniz?
Kürtler bizim neyimiz olur
Baþlýktaki sorunun cevabý benim açýmdan çok basit: Kardeþimiz olur.
Lakin, 100 yýldýr kronik hale gelmiþ bir Kürt meselesi ile de yüzleþiyoruz uzun süredir.
Geldiðimiz noktada, seçim bitti, siyasetteki tartýþma “Baþkanlýk Sistemi” ve “Milli Birlik ve Kardeþlik Projesi”ne kilitlendi.
Henüz Meclis açýlmadý. Henüz yemin edilmedi. Henüz hükümet kurulmadý. Ama öncelikli tartýþma konusu yeni anayasa ve anayasa baðlamýnda Baþkanlýk Sistemi.
Öte yandan, buzdolabýna kaldýrýlan “Mili Birlik ve Kardeþlik Projesi”nin geleceði.
Kürt sorununun bugün geldiði noktayý anlamak için elbette geçmiþe bakmakta yarar var. Ve nihayetinde 20’nci yüz yýlýn baþýnda Osmanlý’yý parçalarlarken Kürtlere atýlan kazýklarý da hatýrlamak gerekir.
Ben size bu ay “Türkler ve Kürtler 1000 yýllýk kader ortaklýðý” kapaðýyla çýkan Derin Tarih dergisinden küçücük bir nakil yapmak istiyorum.
“Lozan’ýn gerçek kaybedeni Kürtler” baþlýklý yazýnýn kutusunda þöyle diyor,
“... En son 1920’de Meclis’i Mebusan seçimlerinin ardýndan Mustafa Kemal Paþa Kürt Teali Cemiyeti Reisi Cemilpaþazade Kasým Bey’e mektup yazmýþ ve “Kürtlerle Türkler birbirlerinden koparýlmayý kabul etmez öz kardeþtirler. Bugün için vicdani borcumuz, Kürtler, Türkler, bütün anasýrý Ýslam, yek vücut ve yek yürek olarak istiklalimizi müdafaa etmek ve vatanýn parçalanmasýný önlemektir.” (Derin Tarih sayfa 73)
100 yýl sonra bugün 1’inci Dünya Savaþý’nýn sona ermediðini düþünen benim gibiler için ne kadar ibretlik bir durum. Mustafa Kemal’in daha sonraki dönemde ulus devlet projesiyle neler yaptýðý ayrý bir tartýþma konusu ama...
O gün için Kürtler ve Türklerin yani ki bütün anasýrý Ýslam’ýn birlik olup istiklal mücadelesi vermesi ve vatanýn parçalanmasýnýn önüne ancak bu iki kardeþin geçebileceðini teyit etmesi bakýmýndan ibretlik diye düþünüyorum.
Kürtler, Türklerin kardeþidir... PKK terör örgütünün bunca hýrçýnlýðýna ve bunca kan dökücülüðüne raðmen!