Nispet politikası görgüsüzlüktür!

Epey eskiden, transfer edilen bir futbolcunun yeni takımında oynayabilmesi için; 15 gün zorunlu bekleme süresi vardı. Bu süre dolmadan, sahaya çıkamazdı. Keşke bugünde uygulansa!

Mesela... Emre Akbaba, tek idmanla ve G.Saray’a geldiğinin ertesi günü Göztepe maçına çıktı. 

G.Saray’ın bu kadar aceleci davranmasının ana nedeni, bu transfer olayında adı geçen F.Bahçe’ye bir nispet yapma, bir “Oh, sen alamadın. Biz aldık” böbürlenme ihtiyacının tatmini gibi bir şeydi.

***

Teknik kapasitesi ne olursa olsun; yeni bir futbolcunun yıldırım hızıyla sahaya sürülmesi, zaten teknik açıdan kusurlu bir davranıştır. Ağır sonuçları olur.

Örnek vermek gerekirse... G.Saray’ın kupa kazandığı 2000 yılındaki kadrosunda; (Hiç kimse bilmez ama) Bruno adlı bir Brezilyalı futbolcu vardı. Daha önce transferi gerçekleştiği halde, bir cenaze nedeniyle gelişi ertelenmiş; Türkiye’ye gelir gelmez de tek idmanla Hertha Berlin maçına çıkarılmıştı. Avrupa kıtasına bile hayatında ilk kez gelen Bruno; üst üste iki hatayla iki gol yenmesine sebep olunca, oyundan alındı. Bir daha da onu ne gören ne soran oldu. Kayboldu gitti. G.Saraylılar onu hatırlamaz bile...

***

Geçmişte Beşiktaş’ın kalecisi olan Kjaer, G.Saray’ın kalecisi olan Pierre Esser; aynı Emre Akbaba gibi gelir gelmez maça çıkarılmıştı. Kjaer Bursa deplasmanında daha birinci dakikada golü yiyince, sonu da gelmişti. G.Saray’da Pierre Eser ise; Antalyaspor’un 40 metreden aşırtmasını kale içine tokatlayınca, onun da defteri dürülmüştü. Geldikleri gibi gittiler.

Örnekleri çoğaltmak mümkün... Burada anlatmak istediğim, yeni gelen futbolcuların böyle alel-acele sahaya sürülmesi; hep dram yaratmıştır. Bundan kaçınılması gerekir.

Nagatomo da G.Saray’da tek idmanla sahaya çıktı ve o günden bu yana formasını kimseye kaptırmadı ama; bu çok ekstrem bir örnek... Terim, biraz da bu deneyiminden cesaret alarak Akbaba’yı sahaya sürdü. Yoksa yanlış/riskli/yapılmaması gereken bir tercihti...

***

Teknik ihtiyaçtan değil de, Emre transferindeki F.Bahçeye nispet yapmak için; onu yıldırım hızıyla sahaya sürmek, biraz da görgüsüzlüktür. Birilerine haddini bildirmek, gösteriş, inat, ibret, nispet ya da intikam için futbol oynamak ve oynatmaktan nefret ederim. Bu örnek son olsun!