2. Dünya Savaþý sonrasý hesaplar tam kapanmadý. Kapanmayan hesaplarýn, içinde bulunduðumuz zaman diliminde kapanmasý için, krizlerin ortasýnda olduðumuz bir dönemdeyiz.
Ýsrail’in; herkesin gözünün içine baka baka kendine ait olmayan topraklarý “Ýsrail’in hakký” olarak kapma süreci, sadece Orta Doðu özelinde deðil, dünyanýn tamamýna bumerang efekti ile yansýyacaðýný görmemek mümkün deðil! ABD; Ýsrail’in Suriye’ye ait Golan tepelerini, kendisinin topraklarýna kattýðýný ilan etmesini, daha fazla Filistin topraklarýna dýþarýdan Yahudi asýllý vatandaþlarý davet ettirilerek yeni yerleþim yerlerinin oluþumuna destek vermesi, ileride büyük facialarýn sinyali olduðunu bir tarafa not edelim.
Önce Ýsrail diye bir devlet kuruldu. Filistinlilerin topraklarý ve haklarý üzerine inþa edildi. Savaþlarýn sonucunda, muhakkak Ýsrail’in yeni çýkar motivasyonu ile çýkabildiði açýktýr. Her zaman Orta Doðu’da savaþýn Ýsrail’in önemli pekiþme kaynaðý olduðu açýktýr. PKK, YPG, DEAÞ gibi üretilen terör örgütlerinin de sahadaki yok etme yöntemlerinin hepsi, Ýsrail’in geleceði açýsýndan önemliydi.
Ýþin ilginç tarafý, bu terör örgütlerini zaman zaman karþý karþýya gibi gözüken taraflar da kullandý. Mesela Ýran’ýn saldýrgan hâlet-i ruhiyesinin de, bu ortamdan ilham aldýðý gözden kaçmamalý. Tamam da, nasýl oluyor da birbirine karþý olanlarýn birleþtiði ortak paydalar oluþmakta? Ýþte içinde bulunduðumuz çaðýn esas çetrefilli tarafý budur!
1. ve 2. Dünya Savaþýnda kullanýlan veya devreye sokulan tüm eski gözüken kozlarýn yeniden devreye sokularak daha da iþlek hale getirilmesi tesadüf deðil. Ermeni tasarýsý meselesinin iki de bir masaya getirilmesi de, bu eski lakin hep kenarda tutulan kozlarýn uzun vadeli iþlevini bize izah etmekte.
Ve Ýngiltere; hiç yorulmadan bu ve buna benzer tüm daðýtýcý hastalýklý fikirleri desteklemeye devam ederken, esasýnda kendisinin üzerine “güneþ batmayan imparatorluk” anlayýþýný da hep zinde tutmaya bakmakta.
Diðer tarafta ise Rusya! Batýya geniþleme hevesi hiç bitmeyen Rusya. Kendisine zaman zaman “Asya”, zaman zaman “Avrupa” diyen Rusya. Menfaatler büyük olunca, savaþýn dozu da büyük olur maalesef!
Sakin sessiz dünyanýn þeklini, rengini belirleme gayretinden vazgeçmeyen Ýngiltere! Operasyon üzerine operasyon aklýnýn üretildiði Ýngiltere!
Büyüyen güçlerin, geniþleyen medeniyetlerin önünü kesme gayretini hiç elinden vermeyen Ýngiltere! Ýslam’a karþý en büyük düþmanlýðý yürüten Ýngiltere! Ne hikmetse, davasý Ýslam olanlarýn içinden de en büyük Ýngiltere heveskârlarý çýkar. Çeliþki deðil bu, sistemli inþasýnýn sonucudur. Kendini küçük görüp, “ABD isterse ne yapar bilir misiniz” diyenlerin de birçoðu, kendince davasý olanlardýr. Doðrudur, gücü görecek ve ona göre akýl üreteceksin. Kimse “bu reel güçleri göz ardý et ve devam et” demez zaten. Acý olan þudur ki; Necip Fazýl’ýn satýrlarý halen geçerlidir. “Bu dava öksüzdür...” Arkasýnda devasa güçlere tapýnanlarýn öksüz olan davadan alacaðý bir þey yoktur. Tam tersi, ona geriye dönüþü olmayan zarar verir. Bakýyorum yazýlara ve paylaþýmlara. Hatta giderek “davamýz” dediði konulara soðuk ve mesafeli, biraz da aþaðýlayarak bakanlarýn arasýndayýz. Ýngiltere, Amerika, Almanya, Rusya, Çin ve Ýran’ýn, ne hayranlarý varmýþ aramýzda!
Þimdi ise geçelim benim serçelerime...
Kýrlangýçlarla serçelerin farký nedir biliyor musunuz? Kýrlangýçlar havalar ýsýnýnca ilkbaharda deste deste yurda gelir. Serçe soðuk kýþ demez. Yiyecek var yok bakmaz. Deste deste dolaþmaz. Soðuða kýþa bakmaksýzýn yerini yurdunu terk etmez. Bu öksüz davanýn sahipleri serçelerdir. Serçe akidesini yaþayanlar, Türkiye ekolünü þahlandýranlardýr. Yeter ki kuþ deyip geçmeyelim. Kimin serçe, kimin kýrlangýç olduðunu görebilelim...