Ýskoçya halkýnýn referandumda % 55 oyla bölünmeye hayýr demiþ olmasýna sevinemeyenlerin, kimsenin burnu bile kanamadan, dünyanýn en eli kanlý terör örgütünün elinden 49 rehinenin kurtarýlmasýna sevineceklerini kimse beklemiyordu herhalde..
IÞÝD adýyla maruf bir bela, bir musibet, dünyanýn en güçlü ülkesine bile meydan okuyor, gazetecisinin kafasýný kesip internete koyuyor. Ýþgal ettiði yerlerde önüne kattýðý insanlar kendilerini ya Türkiye sýnýrýna ya da daðlara vuruyor, o insanlarýn binlercesi yollarda telef oluyor.
Þengal ve Kobanê felaketinde þahit olduðumuz manzara bu.
Bu kan gölünün içinden, Türkiye’nin konsolosluk görevlileri yaðdan kýl çeker gibi, kimsenin burnu kanamadan IÞÝD’in elinden kurtarýlýyor.
Gel gör ki, Türkiye’nin son zamanlarda, kaydettiði hiçbir baþarýya sevinemeyenler, yine sevinemiyor..
Ýskoçya’da referandumun sonucuna sevinemiyorlar! (Çünkü ayrýlma olsaydý, sýra Türkiye’ye gelecek, gördünüz mü, Ýskoçya bile istemiyor birlikte yaþamayý, hadi çocuklar referanduma deyip ortalýðý biraz daha karýþtýracaklardý, bu sevinemeyenlerden biri, Ýskoç burjuvazisini beceriksizlikle suçluyordu geçenlerde, çünkü okuduðu teori öyle diyor galiba: Burjuvazi dediðin ayrýlmak ister, bir arada yaþamak deðil!)
Geçelim..
Baþka neye sevinemiyorlar?
49 rehinenin kurtarýlmasýna sevinemiyorlar!
Ortadoðu’da son yüzyýlýn en baþarýlý projesi olan çözüm sürecine sevinemiyorlar!
IÞÝD’ten korkup Kobanê’den kaçanlara sýnýr kapýlarýnýn açýlmasýna sevinemiyorlar!
Ortadoðu’da Hobbs’un, deyiþiyle, ‘herkesin herkesle savaþ halinde bulunduðu durumun’ ortaðý olmayý ret eden Türkiye’nin, farklý etnik ve dini inanca sahip olan on binlere insanýn ölümden ve zulümden, kaçýp sýðýndýðý bir ülke, herkesin anayurdu bir ülke haline gelmesine dahi sevinemiyorlar!
Türkiye’yi alýn yerine Ýngiltere’yi, Fransa’yý, Almanya’yý koyun..
Bu ülkelerin aydýnlarý, medyasý bizimkiler gibi mi davranýrdý?
Batý aydýný, Cezayir savaþýna karþý çýktý diye Sartr’ý yere göðe sýðdýramadý yýllarca.
Bizim aydýnlarýmýz, kendi ülkelerinde savaþtan yana olmanýn nasýl bir günaha, utanýlasý bir ayýba dönüþtüðünü anlamak dahi istemiyorlar. Bu ülkenin artýk Sartr gibi düþünen milyonlarca yurttaþa sahip olduðu gerçeðinin farkýnda bile deðiller..
Enel-hak, kendi ülkelerinin bir barýþ ülkesi olmasýna sevinemeyenler kulübünün eli kolu uzundur!
Bunlarýn üçünü- beþini Ýskoçya’ya yollasanýz, valla baðýmsýzlýk diyenler referandumu kazanýr, beraber yaþamaya devam edelim diyenler kaybederdi!
Bir ülke, bir halk, bir devlet, bir imparatorluk nasýl bölünür, bu iþin teorisini de pratiðini de iyi bilirler, kimseler ellerine su dökemez!
Bu sözlerle iþi abarttýðýmý düþünenler, Ýttihat Terakki sonra da Kemalist inþa döneminin aydýnlarýný hatýrlasalar iyi olur!
Ýttihatçýlar yaptý yapacaðýný da, cumhuriyet döneminde, bölünmememiz, birliðimizi korumamýz tarihin kaydettiði en ilginç mucizelerden biri olsa gerek.
Herhalde bu mucizeyi de kendi aydýnýna raðmen, bildiðini okuyan Kürt ve Türk halkýna borçluyuz!
Birbirlerine bol bol kýz alýp verdiler, akraba oldular, kanlar, genler birbirine karýþtý da bölücü aydýnlardan kendilerini ancak böylelikle koruyabildi bu halk.
Hiçbir þeye sevinemeyenler kulübünün, dünyanýn her yerinde son derece etkili dostlarý vardýr.
Kendi ülkelerinin baþarýsýna sevinememe sendromuna yakalanmamýþ olsalardý, sahip olduklarý bu küresel iliþkileri kullanmalarý halinde, Türkiye’ye on defa Nobel barýþ ödülü aldýrýrlardý!
Ama onlar iliþkilerini hayra deðil, hayýrsýzlýða kullanýp duruyorlar.
Þu soruyu sormanýn tam zamanýdýr artýk:
Allah aþkýna, kim daha fazla hak ediyor Nobel Barýþ ödülünü?
Daha seçilir seçilmez onu dahi þaþýrtan bir biçimde cebine Nobel ödülü koyulan, sonra da, Suriye’de 200 bin, Þengal’de, Gazze’de binlerce insanýn göz göre göre ölümüne seyirci kalan, Obama mý, yoksa ülkesini bu kan banyosunun dýþýnda tutan, ülkesinin sýnýrlarýný açýp iki milyona yakýn insaný ölümden kurtaran ve kendi ülkesinde de elli bin insanýn ölümüne yol açan otuz yýllýk bir savaþý sona erdiren Recep Tayyip Erdoðan mý?
Ey sevinemeyenler kulübünün mensuplarý, siz bu soruyu sorabilir misiniz yere göðe sýðdýramadýðýnýz dostlarýnýza, sorup kendi ülkenizle barýþmaya bir adým atabilir misiniz?
Yazýn bir makale yollayýn NYT’a.
NYT þart deðil ha, Der Spigel de olur, The Ekonomist’te, WS’de, canýnýz nereye istiyorsa, oraya yazýn, baþýnda THE olsa da olur olmasa da!
Büyük puntolarla yazýn ve deyin ki, Türkiye, Recep Tayyip Erdoðan’a Nobel Barýþ Ödülü istiyor!