'N'olacak bu memleketin hali?' sorusunun her olumsuzluk karþýsýnda genelleme yapýlarak söylendiðini hemen her yerde, sýk sýk duyarýz.. Geliniz, bugün bu yakýnma cümlesini, yeni bir miladî yýla girmekte olan Hristiyanlýk Dünyasý için tekrarlayalým..
Ama, önce, yeni Alman Hükûmeti'nde Tarým Bakaný olan Cem Özdemir'in hâtýralarýndan ilginç bir noktayý aktaralým, -özetle-..
C. Özdemir, Hristiyan bir aileden olmamasý dolayýsiyle ilkokul sýralarýnda, arkadaþlarý ve öðretmenlerinin kendisine yaklaþýmýndan rahatsýz olurmuþ.. Bu yüzden, Lise'ye deðiþik bir çevrede okuyup, o dýþlayýcý yaklaþýmýn etkisinden kurtulmak istemiþ.. Ve, Evangelist/ Protestan Kilisesi'ne baðlý bir Lise'ye kaydýný yaptýrýrken, Evangelist Kilisesi'ne baðlý Lise'nin müdürüne belgelerini verince.. Ýsmindeki farklýlýktan dolayý müdür, ona dinini sormuþ; o da, -Almanya'da Hristiyan halkýn Müslümanlar için kullandýðý bir tanýmlamayla-, 'Mohammedan..' demiþ..
Bu cevap üzerine Müdür, biraz alaycý bir tebessümle bakýp, 'Galiba, dinle pek ilgin yok.. Çünkü, bir 'müslüman', kendisini hiçbir zaman 'Mohammedan' diye tanýtmaz..' demiþ.
C. Özdemir, 'Ben, bir Müslümanýn kendisini 'Mohammedan' diye tanýtamayacaðýný Evangelist Kilisesi'ne baðlý bir lise müdüründen öðrendim' diye yazar.
*
*
Halbuki, Ýsâ Mesih aleyhisselâm da, bütün Enbiyaullah / ilâhî peygamberler gibi, insanlarý kendisine deðil, yalnýzca Allah'a kul olmaya, ona baðlanmaya ve onun emirlerine göre yaþadýklarý takdirde, yaratýlýþlarýnýn hikmetini kavrýyacaklarýný anlatmaya çalýþmýþtýr. Ama, meselâ bu akþam, milâdî-31 Aralýk 2021'i, 1 Ocak 2022'ye baðlayacak olan gecede, baþta Hristiyan Dünyasý olmak üzere, onlarýn âdetlerini kabullenmiþ olan büyük kitleler, elbette Hz. Ýsâ'yla hiçbir ilgisi olmayan þekilde, dünyayý bir týmarhaneye çevirecekler, çýlgýnlýklar sergileyecekler.
Geçelim..
*
**
Bu vesileyle, son 1-2 hafta içinde Hristiyan Dünyasýnýn etkili yayýn organlarýndaki deðerlendirmelere de bakalým kýsaca..
*Yahoo'nun haber sitesinde, Washington Post'tan naklen verilen 22 Aralýk 2021 tarihli habere göre, B. Amerika'nýn Utah eyaletinin en zengin adamý olduðu düþünülen milyarder Jeff Green, 'LGBTQ haklarýnda ilerlemeyi engellediði' iddiasýyla Kilise'den istifa ettiðini ve o –sapýk- gruba 600 bin dolar baðýþladýðýný duyurmuþ..
Düþündürücü deðil mi?
*
**
*Her 4 Amerikalýdan 1'i kendini 'Nones' (Hiçbiri) olarak tanýtýyormuþ..
- Amerikalýlara inanç eðilimlerinin sorulduðu anketlere göre, en hýzlý büyüyen grup, kendilerini ateist, agnostik veya 'hiçbiri" olarak tanýtanlar..
Pew Araþtýrma Merkezi tarafýndan son yayýnlanan bir ankete göre, yaygýn olarak "Nones" /(Hiçbiri) olarak bilinen bu grup, þu anda Amerikalý yetiþkinlerin %29'unu oluþturuyor. Bu rakam, 2016'da %23 ve 2011'de %19' imiþ..
'Hiçbiri'lerin iç dünyalarý hakkýnda Santa Clara Uni'den Prof. Elizabeth Drescher, "Eðer, 'hiçbiri'ler bir din olsaydý, Amerika'daki en büyük dinî grup olurdu.." diyor.
Drescher, 'Hiçbiri'lerin önceleri yoksul kýyý bölgelerinde yoðunlaþtýðýný, þimdi ise, her yerde yaþadýklarýný' söylüyor.
*
The Associated Press-NORC tarafýndan yapýlan bir ankete göre ise, Amerikalýlarýn %30'u kendilerini Tanrý'ya ya da daha yüksek bir güc'e baðlý hissettiklerini; %19'u ise, dinin kendileri için bir önemi olduðunu söylüyor. %28'i manevî hayata baðlý; ama, dindar olmadýklarýný; yarýsýndan fazlasý ise, kendilerini 'Hiçbiri' olarak tanýtýyor. 'Maneviyat, kiþinin ego'sunu, yüksek bir iradeye teslim etmesiyle kalbe yapýlan ruhî bir yolculuktur' diyen dindarlar da var elbette..
Kendini 'queer' (çýlgýn, tuhaf) olarak tanýmlayan ve þu anda Princeton Üniversitesi'nde okuyan Haiti kökenli Nathalie ise, 'Budist, Taoist ve Hindu meditasyonlarýný yapýp, atalarýna saygýlarýný sunduðu'nu söylüyor.
*
**
Ve, 'Evanjelik Hristiyanlar'ýn 'komploculuðu'na dair..
Bir Evanjelik papaz'ýn görüþlerine yer veren AP'in 9 Aralýk günlü yorumunda söylenenler de ilginçti..
Coronavirus Salgýný'ný önlemek için tedbir olarak aþý yapýlmasýný reddeden ve 'doðruluðu týbben kanýtlanmýþ bir çare de gösteremiyen ve sadece her þeye þüphe besleyen'Evanjelikler'den ayrýlan bu papaz, 'Tanrý'ya, Ýncil'e ve mucizelere inandýðým gibi, bilime ve uzmanlara da güveniyorum. Bana göre, bunlar birbirini ibtal etmez. (...) Bazýlarý hükûmetin ateistler tarafýndan gizlice kontrol edildiðinden þüphelenmeye ve bazýlarý da, barkodlarýn Deccâl'in geleceðini önceden haber verdiðine bile inanmaya baþladý.. Evanjelik getto'lara çekildiler. Her þey hain bir komplo düþüncesinden doðdu. (...) Halbuki, Evanjelikler, bilim tarafýndan geliþtirilen teknolojilerin ve ürünlerin kullanýmýnda öncüydüler.. Þimdi ise, alýnan bütün tedbirleri, Þeytan'ýn bir aldatmacasý ve inançsýzlarýn bir komplosu olarak görüyorlar. Bilimin bulduðu çareler, Tanrý'nýn bu iþin arkasýnda olmadýðý mânasýna gelmez.' diyor.
Denilebilir ki, þimdi kendi derdimiz bitti de, onlar mý kaldý?
Ama, onlar da, kendi dertlerini unutup, hep müslüman coðrafyalarý üzerine gönül karartýcý yorumlarla meþgul deðiller mi?
Ve dahasý, böyle 'komplocu' yaklaþýmlar, müslüman halklar arasýnda da görülmedi mi?
*