MHP kendi bakýþ açýsýyla ilkeli davrandý diye, CHP, HDP-LGBT, Niþantaþý, Cihangir ve bunlarýn iplerini elinde tutan bilumum ne kadar beyaz unsur varsa bozuk atýyor.
Gören, duyan, izleyen, sanki adamlar hala Türkiye’yi yönetiyor, hala sýrça köþklerinden verdikleri talimatla, arkasýnda sýðýndýklarý vesayetlerle, sözlerini dinletebileceklerini, korkutacaklarýný sanýyor.
Seçim öncesinde “birlik görüntüsü” adý altýnda, gayri milli ne varsa bünyesine katan, Ak Parti’yi tek baþýna iktidardan etmek için “paralel” malzeme dâhil her türlü ahlak dýþý yola tevessül eden bu zihniyet þimdi de kalkmýþ MHP’nin duruþunu eleþtiriyor.
Anlaþýlan MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Kimin koltuðunu kime veriyorsunuz? Baþbakanlýk makamýný ne zaman aldýnýz da bize teklif etme cüreti gösteriyorsunuz?” anlamýna gelecek aðýr eleþtirisi, CHP’li Haluk koç’u öyle etkilemiþ ki “Koltuk tedarikçisinin kim olduðu ortaya çýkmýþtýr” diyerek yüreðini soðutmak için çabalayýp duruyor.
Koalisyon mu? Tekrar seçim mi?
Haluk Koç’a göre MHP kendi adayýný desteklemekle aslýnda Ak Parti’yle koalisyon sinyalini de vermiþ oluyormuþ.
Basit bir Meclis Baþkanlýðý seçiminden koalisyon ortaklýðý çýkaran ve “Ak Parti neden bizi tercih etmedi de MHP’yi tercih ediyor” kýskançlýðýna yeltenen CHP’li Koç’un anlamadýðý bir þey var.
Tüm sinyaller hiçbir þekilde koalisyonun olmayacaðýný gösteriyor.
CHP Lideri Kemal Kýlýçdaroðlu yana yakýla koalisyonu istese de, bu koalisyonu kendi koltuðunu korumak için bir payanda görse de, tüm bunlarý yaparken aslýnda istemiyormuþ gibi davransa da koalisyon olmayacak.
Koalisyon MHP ile de olmayacak. Tabanlarýn anlaþýyor olmasý, muhtemel bir koalisyonda Ak Parti-MHP birlikteliði istenmesi, Devlet Bahçeli için bi anlam ifade etmiyor. Bahçeli, bu seçimde ana muhalefette kalmanýn bir sonraki seçimde partisinin oylarýný artýracaðýný düþünüyor. Ki çok yanýlýyor.
Çok isteyen CHP lideri ile hiç istemeyen MHP liderinin bu tavýrlarýna bakýnca bile “Kasým’da seçim baþkadýr” hastagini paylaþmadan edemiyor insan.
Ýtinayla “Niyet okunur”
Prof. Ahmet Ýnsel’i “vergi kaçakçýsý” Aydýn Doðan’ýn adamý, dalaksýz Ahmet’in yayýnýnda dinleyince bu hisse kapýldým. Artýk iç dünyayý keþfedebilir, iç sesleri duyabilir hale gelmiþ Ýnsel hoca. Meclis Baþkaný CHP’li ya da HDP’li olamayýnca kafasý kesilmiþ tavuk gibi ne yapacaklarýný þaþýrdýlar, bir o yana bir bu yana kanlarýný savura savura koþuyorlar.
Ahmet Ýnsel’e göre HDP’nin PKK ile hiçbir baðlantýsý yok.
Selahattin Demirtaþ kandilden yada Ýmralý’dan emir almýyor.
Partinin üyeleri de hiçbir þekilde terör örgütü ile temasta deðiller.
Bu gerekçelere dayanarak kimse HDP’yi gayrimeþru ilan edemez diyor Ahmet Ýnsel. HDP’ye gayrimeþru diyen Devlet Bahçeli’nin kendisi gayrimeþrudur cümlesini de kurabiliyor. (Prof. olunca her türlü saçmalamak aydýn görüþü olarak yutturulabiliyor)
Bahçeli’nin danýþmaný Metin Özkan sabýrlý adammýþ. Bekledi bekledi ve en sonunda “Algý yönetmeye çalýþmayýn, kendi dünyanýzda da yaþadýklarýnýzý gerçekmiþ gibi sunmayýn. Bahçeli baþýndan bu yana kendi adaylarýný destekleyeceðini söyledi ve öyle yaptý” dedi.
Tarihi yorum tam da bu cümlenin ardýndan geldi. Profesör Ahmet Ýnsel dedi ki; “Evet Devlet Bahçeli öyle dedi ama niyeti öyle deðildi. Biliyoruz.”
Üniversite hocasý olmak ayný zamanda niyet okumayý da kolaylaþtýrýyor herhalde. Yoksa kaybedilen rektörlüðün yan etkilerinden biri mi bu?