Normalleþme kavramýný çok seviyorum, yaklaþýk tüm sorunlarýmýzýn da çözümünün burada, bu kavramýn içeriðinde yattýðýný düþünüyorum. Herkes bu kavramý muhtemelen destekler, kimsenin anormali destekleyeceðini düþünmüyorum ama mesele bu kavramdan, normalleþmeden ne anladýðýmýzýn iyi anlatýlmasý, detaylandýrýlmasý.
Bendenizin normalleþmeden anladýðý, herkesin baþka bir tanýmý olabilir, kamusal alanda çaðdaþ (batý, AB, ABD de demek mümkün) ülkelerin normlarýný (hukuk, ekonomi, anayasa, yasa, yönetmelik, tüzük, vs) aynen benimsemek, özel alanda ise insanlarýn tercih ettikleri gibi, olduklarý gibi yaþayabilmeleri; kamusal alandan, özel alandan mekânsal bir muradým yok, bunu da belirtmek isterim.
Türkiye maalesef, son on senede saðlanan önemli geliþmelere raðmen, hala anormal bir ülke.
Tüm sorunlarýmýzýn kökeninde de normalleþme sürecinde hýzlý adýmlar atamamamýz yatýyor.
Hukukta yani anayasada, yasalarda, ekonomide, kürt meselesinde, alevi meselesinde, sivil-asker iliþkilerinde, resmi ideoloji takýntýmýzda, vs. çok büyük anormallikler mevcut.
Türkiye hemen þimdi, acilen normalleþme sürecini tamamlayamaz, en azýndan çok önemli bir noktaya gelemez ise baþka Gezi olaylarýnýn orta vadede ortaya çýkmasýna þaþmamak lazým.
Anormal hukuk yapýlanmalarý normal, saðlýklý bir toplumsal yapý üretemez, bunu unutmayalým.
Ýsterseniz yukarýdaki listeye yine sondan baþlayalým.
Resmi ideoloji takýntýmýz var, mesela YÖK Kanununun beþinci maddesinde yükseköðretim kurumlarýnda eðitim-öðretimin Atatürk ilke ve inkýlaplarý doðrultusunda yapýlacaðý yazýyor.
Alýn size en babasýndan bir anormallik; yükseköðretimin Atatürk ilke ve inkýlaplarý doðrultusunda yapýlmasý ne demektir?
Birileri bu tanýmdan laikliði anlýyor ise, bu ilke zaten Anayasanýn ikinci maddesinde var.
Sivil-asker iliþkilerinde büyük, çok büyük anormallikler hala sürüyor; hala MGK kararlarý seçilmiþ hükümete BÝLDÝRÝLÝYOR, hala Genelkurmay Baþkaný hiçbir yere, býrakýn MSB’ye, Baþbakana bile baðlý deðil, çift baþlý yargý hala var, vs.
Böyle anormal bir sivil-asker iliþkilerinin geçerli olduðu bir hukuk devleti olabilir mi?
Alevi meselesi hala çözüm aþamasýndan çok uzak, tam bir anormallik örneði.
Anayasanýn 136. Maddesi hala orada duruyor, Ýnkýlap kanunlarý orada duruyor, TBMM Baþkaný bir cem evi açýlýþý talebini Diyanet Ýþleri Baþkaný’na sorabiliyor, birileri baþkalarýnýn inancýnýn ne olduðu, nasýl olduðu, hangi çerçeve içinde olduðuna karar verebiliyor.
Böyle bir anormallik olabilir mi?
Kürt meselesi hala bütün hukuksal anormalliði ile ortada.
Unutmayalým kürt meselesi PKK meselesi deðildir, kürt meselesi PKK sorununun kaynaðýdýr, PKK sorunu çözüldüðü zaman kürt meselesinin de biteceðini zannetmek büyük bir hatadýr.
Anayasanýn o garip, ýrkçý 66. Maddesi orada durduðu sürece de kürt meselesinde mesafe almak mümkün deðildir, bunu da lütfen görelim.
Bu anormalliðin de ne zaman çözülebileceði henüz ve hala belli deðil.
Ekonomide de, en normalleþmiþ gibi görünen alanda bile bir dizi anormallikler hala sürüyor.
Hukuk yapýlanmamýz zaten baþtan aþaðý anormal bir yapýda.
2013 senesinde, bu bir utançtýr, hala Kenan Evren Anayasasý ile, Kenan Evren Siyasal Partiler Kanunu ile yönetiliyoruz.
Bu kadar anormalliði bir ülke taþýyamaz.
AK Parti döneminde normalleþme doðrultusunda önemli adýmlar atýldý ama sistem o kadar anormal ki, bu yapýya neþter atmak gerçekten radikal ama zorunlu adýmlar gerektiriyor.
Bu adýmlar atýlmadýkça ülkemiz baþka sýkýntýlara da gebe olabilir.
Son günlerde komplo teorilerine çok alýþtýk.
Ben de bu baðlamda þunu söyleyebilirim: Bu anormallikler sürdüðü sürece birileri bu anormallikleri kaþýyabilir, bize düþen kaþýnmaya müsait alanlarý temizlemektir.