Düþmanlarý azaltýp, dostlarý artýrmak”, kulakta güzel melodi býrakan bir cümle. Önce de yazdým, (Düþmaný biz mi yarattýk ki, dost arýyoruz STAR, 6 Haziran 2016) eðer bu cümlenin altý iyi doldurulmaz, yalnýz bir slogan cümlesi olarak kullanýlýrsa, AK Parti’nin iktidar yýllarýnýn tamamýnýn hesaplaþmasýna dönüþür.
Nitekim, Hürriyet yazarý Ertuðrul Özkök, Baþbakan’ýn Hatay’da söylediði bu sözden yola çýkarak, (Stratejik derinlik Suriye sýnýrýnda tarihe gömüldü, 3.Temmuz.2016) “Türkiye’nin makul aklýnýn sonunda harekete geçtiðini” söylüyor.
Cümlenin tersten okunuþu, bugüne kadar maceracý, hatta radikal bir dýþ politika izlendiði ve bu politikanýn memleketin baþýna büyük iþler açtýðýdýr. “Beyaz Türk lobisi” bunu, yýllardýr söylüyor, “kavramlaþtýrýlmamýþ” ve slogan gibi tekrarlanan bir cümle nedeniyle “rahatlamýþ” olmalarýný da doðal karþýlýyorum.
Bu noktada itirazým var ve net söylüyorum: Türkiye’nin Ortadoðu merkezli kaos karþýsýnda izlediði politika doðruydu, “makul akýl” ülkenin bekasý açýsýndan bütün yapýlanlarý gerektiriyordu.
“Üst akýl” bir kavram deðildir...
Belli ki, “Beyaz Türk lobisi” anlasýn diye bazý tariflere ihtiyacýmýz var. Örneðin, Ertuðrul Özkök ve benzerleri, “üst akýl” tanýmýyla dalga geçen yazýlarýnda bunu, hala, bir “kavram” olarak deðerlendiriyorlar. Deðildir, bir metafor, benzetmedir, “finans oligarklarýnýn yarattýðý neo-emperyalizmi” tarif etmektedir. Erdoðan, muhafazakar zeminden gelen bir siyasetçi, kitlesine, “sol söylem” kullanmak istemeyebilir, normaldir, pekiyi, 68 kuþaðý mensubu olduðunu, her fýrsatta söyleyenler, bu benzetmenin gerçek adresini anlamaktan acizler mi? Hayýr.
Konu, ülkeyi, “küresel güçlere” peþkeþ çekmekle baðlantýlý özentiye gelip týkanmaktadýr.
“Küresel güç” bir metafor deðil, kavramdýr. Bayraðý olmayan, dünya servetinin yüzde 55’ine el koymuþ her ülkeden yüzde 1’lik nüfusun küresel otoritesini anlatýr. Bu otorite kaðýt üstünde ABD’nin baþkentinde merkezileþmiþ görünmekle birlikte, “üst akýl” hedefleri için tüm ulusal parlamentolara, ulusal devlet yapýlanmalarýna, Merkez Bankalarý ile “hariciyelere” ve medya kuruluþlarýna sýzmýþ elemanlarýyla küresel kimlik taþýmaktadýr.
Tipik örnek: Erdoðan-Putin yakýnlaþmasý...
“Ulusal devletler”, bilgisayar ekranlarý üzerinde karþýlýðý olmayan trilyonlarca Dolar parayý döndürerek uluslarýn servetlerine el koyan ve günümüzde yaþadýðýmýz vahþi ortamý yaratan “küresel güçler” karþýsýnda uyanýk olmak zorundadýr. Tipik örnek yeni yaþandý: Erdoðan ve Putin, son 7 aylýk krizin, doðrudan kendilerini hedef aldýðýný fark etti ve paradigma deðiþimine imza attýlar.
Benzer durum, Netanyahu için de geçerlidir. Washington’daki “neo-con çetenin” tasfiyesinin kesinleþtiði süreçte, Ortadoðu’da varlýðýný güçlendirmek için Türkiye’ye dönmek zorunda kaldý. Benzer durum, Ýsrail ile uzun süreli krizin yan etkilerini yaþamýþ Erdoðan için de söz konusudur, Netanyahu’nun panik ataðýný “asimetrik avantaj” için iyi kullandý.
“Ulusal devletler”, paranýn, alt yapý yatýrýmlarý, bölgesel sürdürülebilir kalkýnma, yatýrým-istihdam hattýnda kullanýlmasýna karþý direnen finans oligarklarýnýn “üst aklýyla” mücadele yöntemleri geliþtiriyor. Yine bir örnek: Neo-emperyalizmin Alman parlamentosundaki adamý olduðunu anladýðýmýz Cem Özdemir ve ekibinin soykýrým iddialarýný kullanarak baltalamaya çalýþtýklarý Türk-Alman iliþkisine ve bunlarýn medyadaki uzantýlarýnýn berbat yorumlarýna karþý iki devletin sergilediði soðukkanlýlýk...
En az, Türkiye kadar “küresel güçlerin” hedefinde olduðunu izlediðimiz Fransa’nýn yakýnda Türkiye ile yakýnlaþma adýmlarý atacaðýný, parlamentosundaki Cem Özdemir tarzý “küresel güç iþbirlikçilerinin” benzer manevralarý orada da sergileyeceðini göreceðiz...
Dostluða inanmýyorum...
Devletler, günümüz koþullarýnýn zorladýðý manevralarý gerçekleþtirebilirler. “Normalleþme” iyi bir süreçtir. Ama, bunu, “dostlukla” tarif etmemiz mümkün deðildir. Rusya ve Ýran, kanlý bir Ortadoðu diktatörünün müttefikleridir, sivil katliamlarýna destekleri sürmektedir. Ýsrail, Gazze ablukasýyla “ýrkçý kimliðini” sergilemekte, Batý Þeria’ya yeni Yahudi yerleþim merkezleri kurma pervasýzlýðýnda ýsrar etmektedir. ABD’nin, Suriye’de PKK’yý þýmartmasýnýn kanlý sonucunu birlikte yaþýyoruz.
Normalleþebiliriz, ama dostluðumuzu kazanmalarý için yapmalarý gereken çok iþ var!..
DÝP NOT_ “Suriyelilere vatandaþlýk” konusunu bir daha düþünün, çok ciddi sosyal/ekonomik ve siyasal soruna yol açabilecek potansiyele sahip bir adým.