Nüfus gerçekleri ve politika

Bu satýrlar yazýldýðý sýrada küresel haber kanallarý, Amerika’nýn yeni dönem baþkanýnýn Barack Obama olacaðýný bildiriyorlardý. Beklenen bir sonuç bu zaten. Beklenmeyen ise “sýkýcý beyaz ikili” olarak adlandýrýlan Romney-Ryan ikilisinin seçime bu ölçüde asýlmýþ olmalarý.

“Nüfus yapýsýndaki deðiþimin” tümüyle siyasete damgasýný vurduðu “mülteci alan” ülkelerin baþýnda geliyor Amerika... 2008’den örnek vereyim: Obama, sandýk baþýna giden zenci seçmenin yüzde 95, Latinler’in yüzde 67, Asyalýlarýn da yüzde 62’sinin oylarýný alarak Beyazsaray’a yürüdü. Bu oranlarýn bugün de deðiþmediðini tahmin ediyorum. Demokrat Parti’nin giderek bugünün “azýnlýðý” 20 yýl sonrasýnýn ise “çoðunluðu” etnik gruplarýn “doðal sözcüsü” konumuna gelmesi, Cumhuriyetçi Parti’yi, “endiþeli beyazlarýn güçlü partisi” konumuna sürükledi. Bu nedenle “Mormon”Mitt Romney, taþýdýðý muhafazakar Amerikan deðerleriyle bu yol ayrýmýnýn sembol isimlerinden biriydi.

Irkçý eðilimler

Eðer, bugünün azýnlýklarý olarak kabul edilen etnik gruplar çok yakýnda Amerikan nüfusundaki beyaz üstünlüðüne son vereceklerse, o zaman Cumhuriyetçi Parti’nin gelecekteki iþinin zor olduðunu düþünebilirsiniz. Pek öyle deðil. Demokrat Parti’nin doðal seçmeni kabul edilen etnik gruplarda siyasal bilincin zayýf olmasý, bu nüfusun önemli bir bölümünün sandýk baþýna gitmesini önlerken, Amerikalý beyazlarýn Cumhuriyetçi saflarýndaki kararlý tutumu, dikkat çekiyor. Her ne kadar gizlemeye çalýþsa da, Cumhuriyetçi Parti bünyesinde aþýrý sað-radikal eðilimler taþýyan unsurlarý da barýndýrýyor ve bu gruplar, “Beyaz Amerika” için diðer etnik gruplara göre daha düzenli bir siyasi yapýya sahip.

Yükselen endiþe ise, farklý renklerden nüfusun Amerikan siyasetine aðýrlýðýný koyma sürecinde Cumhuriyetçi Parti tabanýnýn “faþist-ýrkçý” zemine kayma iþaretini þimdiden vermesi. Ýlginçtir, bu denklemde Demokrat Parti’ye yakýn duran zenci seçmenlerin yüzde 30, Latin ve Asyalýlarýn ise yüzde 50’den fazlasý da Demokrat Parti’nin “beyaz-ýrkçý siyasete” karþý kendilerini tam olarak koruyamadýðýný, bu nedenle, artýk yeni bir partinin kurulmasýnýn daha iyi olacaðýna inanýyor.

Bir “baþkanlýk seçimi”nin sabahýnda Amerika’nýn geleceðini þekillendirecek tehlikeli iþaretlerden söz ediyorum: Bir yanýnda yükselen beyaz-ýrkçý siyaset diðer yanda Obama’yý bile yeterli görmeyen “renkli koalisyon” arayýþlarý...

MormonRomney ile “çukulata renkli”Obama arasýndaki mücadeleyi bir de bu tarafýndan okumakta yarar var...

Budistler ve Müslümanlar

Ýki baþkente peþpeþe uðramam aslýnda etnik-dini yapýlanmalar ile siyaset arasýndaki doðrudan baðlantýyý göstermesi açýsýndan faydalý oldu. Cakarta’da, Müslüman çoðunluðun “azýnlýk” Budistler ve Hindular,  Bangkok’ta ise Budist çoðunluðun azýnlýktaki Müslümanlar ile iliþkilerini izlemek önemliydi.

 

“Ötekine saygý” esasýnda demokratik yapýlanmada kararlýysanýz, bir sorunun yaþanmayacaðý açýk. Müslüman Endonezya, özellikle dýþ ticaretinde büyük rol oynayan yüzde 5’lik Hindu ve Budist nüfusa sahip çýkýyor. Asya’nýn yükselen yeni gücü Tayland da ayný orandaki Müslüman nüfusunun Körfez ülkeleri baþta, dünyanýn bize yakýn coðrafyasýnda etkin rol oynamasýný istiyor.

Pekiyi, o zaman Myanmar’da (Burma) Budistler neden Müslüman öldürüyor?

Asya’nýn iki devi Hindistan ile Çin’in buluþtuðu topraklar olarak adlandýrabileceðimiz ve geleceði çok parlak görünen Burma’da bir diktatörlük var ve bu diktatörlük Budizm’i, kendi faþizminin ana zemini olarak kullanmaktan çekinmiyor!..

Faþizm böyle bir kavram... Dünyanýn en barýþçý inanç felsefesine sahip olmasý gereken bir Budist rahipten “insan kasabý” yaratabiliyor.

...Ve majesteleri karþýnýzda

Ortadoðu’daki geliþmelerin perde arkasýndaki güç olarak adlandýrýlan Ýngiltere’nin, ABD Baþkanlýk seçim günü “karanlýklardan” çýkýp, bölgede doðrudan inisyatif almasý dikkat çekici. Ýngiltere, Suriye muhalefeti ile Türkiye ve Ürdün topraklarýnda görüþeceðini ve bu unsurlarýn birleþerek Beþar’ý devirmelerine açýk destek vereceðini açýkladý. Baþbakan Cameron,“Eðer barýþa yardým edecekse, Beþar el-Esed’e istediði yere gitme güvencesi verebiliriz, ama biz esas olarak, onun bu yaptýklarýndan dolayý uluslararasý mahkemede hesap vermesini istiyoruz” dedi.

Ürdün’de yapýlan bu açýklama, Beþar için sonun gerçek anlamda baþlangýcýnýn bugün olduðunu gösteriyor.  Amerikan Baþkanlýk seçimi bittiði gün Ýngiltere Baþbakaný devrede... Tesadüf olabilir mi?