Yeni trend bu: Felaket senaryosu haberleri.
Geçen hafta The Economist dergi kapaðý üzerinden yazýlan, pardon, görelim, yayalým, konuþalým diye uðraþýlan 'Göstergebilim göreve' temalý senaryoyu paylaþtýk.
Devamý gelmeye devam ediyor mu? Ne yazýk ki evet.
Son günlerden 'popi' konusu 'nükleer felaket'. Öyle böyle deðil yani, bildiðiniz top, tüfek konuþur gibi 'nükleer' konuþuyor herkes; öyle sýradanlaþtýrýldý ki, insan düþünmeden edemiyor: Acaba 'alýþtýrýlýyor muyuz', diðer bir deyiþle 'normalleþtiriliyor mu'?
Konu en baþýndan beri hep ayný: Rusya ve 'güvenlik garantileri'
Tehdidin 'kallavisi' geldi; hem de 'Noel mesajý' baþlýðýyla ve yine ayný isimden, yani 'Cesur Yeni Dünya' diye Ukrayna iþgalinin hemen öncesinde dünyaya meydan okuyan Medvedev: "Rusya istediði güvenlik garantilerini almazsa insanlýðý üçüncü bir dünya savaþý ve bir nükleer felaket bekliyor olabilir".
Ne kadar sýkýþmýþ olabilir ki böyle bir 'çýkýþ' yaptý sorusunu tam sormuþken cevap geldi: Rusya Devlet Baþkaný Putin'in, Ukrayna'da savaþmak için gönüllü olan askerlerin 100 bin dolara kadar olan borçlarýnýn silinmesine izin veren yasayý onayladýðý haberi düþüveriyor.
Demek sýkýntý büyük; 146,4 milyonluk nüfusu olan koskoca Rusya, asker bulamýyor. Kuzey Kore'den geleceði söylenen '100 bin' asker de yetmiyor veya 'yetmeyecek' olmalý ki ekonomik olarak sýkýntýlý günleri devam eden halka böyle bir 'havuç' öneriyor.
Sadece Rusya mý, Ukrayna'dan gelen görüntüler daha vahim: Sokakta zorla askere alýnýp cepheye yollananlar mý dersiniz, zihinsel engelliler mi, ailelerinden koparýlanlar mý?
Ve en son gelen haber kaygýnýn iyice týrmandýrýldýðýný gösteriyor: Moskova'da nükleer füzelerin taþýndýðý rapor ediliyor.
Ve ajanslar devam ediyor: Nükleer felaket halinde yapmanýz gerekenler neler?
Ýþte bu noktada Türkiye'nin hem Sayýn Cumhurbaþkaný hem de Sayýn Dýþiþleri Bakanýmýzýn aðzýndan yapýlan 'provokasyona dikkat' ve 'nükleer savaþ riski var, bu þaka deðil' açýklamasý, ayný 'tahýl krizinde' olduðu gibi kritik önemde: Bölgesinde güvenlik saðlayan ülkeden dünyaya güvenlik saðlayan ülke konumunu pekiþtiren bu hamleleriyle Türkiye dünyanýn geçtiði bu tarihi dönemeçte tarih yazýmýna 'olumlu' katkýda bulunan ender, belki de tek ülke olarak karþýmýza çýkýyor.
Dileriz 'aklý selim', 'yöneticilerin çýlgýnlýðýna' galebe çalar da 'nükleer felaket' bir 'senaryo' olarak kalmaya mahkum olmaya devam eder.