Nunca Mas / Bir daha asla

No Pasaran -Geçemeyecekler sloganý, Türkiye’nin ve bugünkü dünyanýn gerçekliðini, sosyal ve siyasal mücadelelerin karakterini anlamaya yarayacak  bir slogan deðil.

Ama ne yazýk ki, Taksim-Gezi olaylarýndan sonra sýk sýk kullanýlmaya baþlandý.

Aþýrý yorumlar yapýlýyor, 70’ine merdiven dayamýþ ve ‘faþizme karþý mücadele’ için, þimdiye kadar konforlu odalarýndan sokaða çýktýðýna ve bir cezaevi hücresini veya koðuþunu iki gün dahi olsa, baþkalarýyla paylaþma cesareti gösterdiðine pek de tanýk olmadýðýmýz adamlarýn, her bir satýrý sonbaharda aðaçlardan yere düþen sararmýþ  yapraklarýn,  insanýn içine verdiði hüzünden farksýz kelimeler, cümleler ve sloganlarla  döþedikleri ve  hedefinde gençlerin cesaretinin ve saflýðýnýn olduðu talihsiz ve  tuhaf yazýlar yazýlýyor, ölüme ve öldürmeye methiyeler diziliyor.

Eðer içlerindeki kiþisel öfkeyi tatmin deðilse, o yazýlarý yazanlar maalesef anlayamýyorlar.

No Pasaran, bu çaðýn sloganý ve bu çaðýn gerçeði deðil.

Ne Türkiye ne dünya faþizme karþý cephe sloganlarýnýn atýldýðý bir dünya deðil artýk, bunu anlamaz ve bilmez görünüyorlar..

Bilindiði gibi,  Ýspanyol Komünist Partisi’nin kadýn lideri Dolores Ýbarruri Ýspanya iç Savaþýnda, halký  faþizme karþý mücadeleye davet etmiþ ve bu sözler bütün dünyada faþizme karþý mücadelenin sloganý haline gelmiþti. Þöyle diyordu Ýbarruri:

‘Ýspanya halký! Kadýnlar! Silahýnýz yoksa býçaklarýnýzla, kýzgýn yaðla savaþýn! Ayakta ölmek diz çöküp yaþamaktan iyidir. NO PASARAN (Geçemeyecekler)!”

70’li yýllarda, Dolores Ýbarruri’nin hayatýný ve mücadelesini anlatan ve bu adla-No Pasaran- yayýnlanan bir kitap ta vardý ve elden ele dolaþýyordu.

O yýllarda, milliyetçi ve ülkücü gençler  memleketi komünizmden kurtarmak, solcu gençler  faþizmin iktidara gelmesini önlemek için mücadele etiklerine inanýyorlardý. Kan gövdeyi götürdü ve sonra da generallerin eliyle gelen faþizm hem solculara hem milliyetçilere kan kusturdu.

Þimdi de, Taksim-Gezi parký olaylarýnýn  bir devrim olduðunu düþünenler, No Pasarran diye çaðrýlar yapýyorlar ama bu çaðrýlarýn hiçbir haklý nedeni yok.

Hatalarý ve sevaplarýyla on yýldýr Türkiye’yi yöneten bir iktidar var, ama Türkiye’de faþist bir iktidar ve faþist bir diktatör yok.

Türkiye’nin içinde bulunduðu siyasi mücadeleye denk düþen slogan olsa olsa, Nunca mas-Bir Daha Asla- sloganýdýr.

Türkiye de halk, son on yýlda siyasi tercihini yaparken aslýnda bu slogana uygun olarak yaptý.

‘’Nunca mâs/Bir daha asla!”, Arjantin’de cunta döneminde ‘kaybedilen’ insanlarýn bulunmasý ve hakikatin araþtýrýlmasý için kurulan ‘Kayýp Kiþiler Ulusal Komisyonu’nun ünlü yazar Ernesto Sabato’ya hazýrlattýðý raporun adýydý.

Ve bu raporun adý zamanla, Latin Amerika’dan Asya’ya, hatta Avrupa’ya doðru dalga dalga yayýlan tarih ve geçmiþle yüzleþme hareketlerinin sloganý haline geldi.

Geçmiþi hatýrlamanýn ve geçmiþle yüzleþmenin verdiði acýyý her gün içinde hisseden , ama “unutmanýn ölüm olduðunu” bilen insanlarýn yaþadýðý bir ülkedir artýk Türkiye.

Ve Nunca Mas-Bir Daha Asla diyerek, iktidara gelen bir lidere ve hükümete karþý isyana çaðýrmak siyasi ve gerçekçi bir tutum olmaktan ziyade patolojik bir tutumdur.

Ne çabuk unutuldu, Ýnsanlar çýðlýk çýðlýða kaldýlar yýllarca, ellerinde çiçeklerle, güllerle, kaybettikleri eþlerinin, kardeþlerinin ve oðullarýnýn fotoðraflarýyla her Cumartesi günü Galatasaray’da oturarak, kayýplarýnýn bulunmasýný, acýlarýnýn tanýnmasýný ve bu acýlara saygýlý olunmasýný beklediler. Bu beklentilerin bir kýsmý karþýlandý, ama Türkiye kendi karanlýk tarihiyle hesaplaþmasýný ve yüzleþmesini tamamlayamadý.

Ne çabuk unutuldu, daha sabah ya da akþam, selamlaþýlan, elleri sýkýlan bir dost, bir kardeþ, bir baba, bir eþ ya da bir sevgili, sadece saatlerle, kimi zaman da dakikalarla sýnýrlý bir zaman diliminde insaný hayrete ve acýya boðan bir kayýp haberine dönüþüyordu.

Þimdi umutlu bir ýþýk ufukta beliriyorken, bu ýþýðý yakanlarý faþist ilan etmek, modasý ve gerçekliði geçmiþ bir sloganýn etrafýnda mücadeleye çaðýrmak, size ait olmayan hayatlarý can pazarýna sürmeye çalýþmak hangi vicdana sýðar?

Kürt savaþýnda bunu denediniz ve baþaramadýnýz, neden þimdi de ayný þeyi, Taksim’e kýsmen haklý taleplerle çýkan o güzelim gençlerin hayatlarý üzerinden denemeye kalkýyorsunuz?

Bunca yýldýr yaþanan tecrübeler, katliamlar yetmedi mi size?

Türkiye’yi her an yakabileceðiniz bir Roma gibi görmekten vazgeçin.

Bu ülkenin geleceði, Gezi parký eylemlerinde deðil, ‘Bir daha Asla’ diyen Cumartesi annelerinin ve operasyon yapmasýn diye bir askere sarýlýp, onu yanaklarýndan öpen Kürt annenin verdiði mesajda yatýyor. O mesajýn bir tek sloganý var:

Nunca mas-Bir daha asla!..

Bu gerçeði görün artýk..