Nusaybin, Þýrnak ve Yüksekova’ya bir ses verin!

Sivil toplum, bölgede yaþayan aydýnlar, siyasi aktörler, bu üç þehir merkezinde yakýnda baþlayacak çatýþmalar için, eminim ayný hissiyatý paylaþýyor ve ayný çaresizliði hissediyorlar.

Yüzlerce belki de binlerce insanýn hayatýný kaybedeceði bir ‘savaþ hazýrlýðý’ var ve PKK’nin inadý uðruna, bütün hazýrlýklar, bu süreci durdurmak yolunda deðil, çatýþmaya daha iyi hazýrlanmak, halký/sivilleri korumak ve daha az kayýp vermek yolunda devam ediyor.

Bu üç þehir merkezine devletin bir an önce müdahale etmesi için PKK provokatif ve kýþkýrtýcý eylemlerine ise hiç ara vermiyor. Nusaybin’de üç ton bomba kullanýlarak, polis noktasýna gerçekleþen saldýrýda, iki polis þehit oldu, 50’den fazla kiþi yaralandý.

Bölgede büyük bir askeri hareketlilik var, askeri çadýrlar kuruluyor, tanklar, askeri malzeme taþýyan konvoylar, Nusaybin, Þýrnak ve Yüksekova’ya doðru akýp duruyor.

Hastaneler, saðlýk merkezleri, okullar yakýnda baþlayacak olan çatýþmalara hazýrlýklý hale getiriliyor.

Geçmiþte ‘dað savaþlarý’ sýrasýnda, ve otuz yýlda oluþmuþ tecrübelere, maalesef þimdi de ‘þehir savaþlarý’ tecrübesi ekleniyor.

***

Þýrnak, Nusaybin ve Yüksekova’ da, toplam sayýlarý 1500-2000 arasýnda olduðu tahmin edilen PKK militanlarý, aylardýr bu üç þehir merkezini kazýp duruyor, bombalar, tuzaklar yerleþtiriyor, silah ve söylendiðine göre en az altý ay yetecek kadar yiyecek depoluyor.

PKK, HDP dahil, kendisine yakýn duran sivil toplumun ve aydýnlarýn elini kolunu baðladý. Ýçlerinde bu hale, bu ortama büyük bir itiraz, büyük bir isyan olmasýna raðmen, korkudan ve hain, mücadele kaçkýný damgasý yememek için hayra vesile olacak tek söz söyleyemez hale geldiler.

Çünkü nasýl davranmalarý gerektiðine dair kararý Kandil veriyor. Kandil, Sur ve Cizre’de hayatýn normale dönmesini hazmedemiyor ve baþarýsýzlýðýn faturasýný da sivil alana, sivil siyasete yani HDP’ye kesiyor. Kandil, HDP’nin iyi çalýþmadýðýný ve süreci desteklemediðini, Cizre ve Sur’un bu yüzden ‘düþtüðünü’ savunuyor.

Yarýn çatýþmalar baþlayýnca ayný filmi yeniden meclis çatýsý altýnda, çatýþma bölgesinde seyretmeye baþlayacaðýz.

***

Meclis’te HDP ve CHP sanki ayný kalemden çýkmýþ gibi, ayný muhteva ve içerikte araþtýrma önergeleri verecekler. Ýhlaller var diye baðýracaklar. HDP’li vekiller, gönüllü deðil belki ama zoraki, ama mecburiyetten, çatýþmanýn yaþandýðý mahallelere girip, PKK’nin askeri üs haline getirdiði bodrumlardan, uluslararasý ajanslara baðlanýp, devleti katliamla suçlayacaklar, yaralýlarýn ölüme terk edildiklerini söyleyecekler, ama TV ekranlarýndan, delik deþik olmuþ ambulans görüntüleri de hiç eksik olmayacak.

Devlet PKK þiddeti ve terörüne karþý mücadele ederken, kýlý kýrk yarýyor, sivillere zarar gelmesin diye gayret gösteriyor. Bunu önemli oranda baþarýyor da. Baþardýkça da PKK’nin halkla devleti karþý karþýya getirme umudu zayýflýyor ama PKK, bu zayýflýða aldýrmadan, Sur, Cizre olmadý deyip, ayný planý bu defa, Nusaybin, Yüksekova ve Þýrnak’ta sahneye koyuyor..

***

Dünyayý ve Türkiye’yi iki þeye inandýrmak istiyorlar:

- Türkiye doksanlý yýllara döndü...

- Devlet Kürt halkýna savaþ açtý, Kürtleri katlediyor.

Bu propagandaya aklý baþýnda kimse inanmýyor artýk.

Türkiye’nin bir bölgesindeki bu hal, Türkiye gibi AB ile müzakere eden, yeni bir anayasayý baþkanlýk sistemiyle beraber tartýþan, daha iki yýl önce bambaþka bir iklimi ve umudu yaþayan bir ülke için asla normal bir hal ve durum deðildir.

Hangi zaviyeden bakarsanýz bakýn, gerekçeleriniz ne olursa olsun, vicdanýnýzý ve yüreðinizi, eli kulaðýnda yakýnda baþlayacak olan bir savaþýn yaratacaðý felaketlere ve trajedilere kapatamazsýnýz.

Hele bu çatýþmalar milletvekilliðini yaptýðýnýz bir ilde yaþanýyor ve yaþanacak gibi görünüyorsa, bu sizin gidiþatý durdurmak için, elinizden bir þey gelmiyorsa daha da kahroluyorsunuz.

Dün Nusaybinli bir kanaat önderiyle uzun bir telefon konuþmasý yaptýk. PKK’ye yakýn sivil toplum ile baðýmsýz olan sivil toplum örgütleri, kendi aralarýnda sayýsýz toplantýlar yapýyorlarmýþ, Nusaybin’i kurtarmak için..

Maalesef kayda deðer bir sonuç alýnamamýþ.

Bazen o toplantýlara telefonla baðlanýyor ve görüþlerimi ifade ediyordum. Söylenen þu özetle, ‘Siz bu þehrin milletvekilisiniz, bir þeyler yapýn, Nusaybin kurtulsun!’ Ben de her defasýnda, ‘Bunun için tek yol var, silahlý gruplar Nusaybin’i terk etsin, kazýlan hendekler kapatýlsýn, baþka yol, baþka çare yok’ diyordum.

***

Ýki ay önce, bu görüþmeleri yaptýðýmýz dönemde, 400 civarýnda hendek ve 40-50 civarýnda da silahlý kiþi vardý, þimdi 1000’in üstünde hendek ve 150-200’ü daðdan gelenler olmak üzere 400 civarýnda silahlý PKK’lý var Nusaybin’de. Þýrnak ve Yüksekova’da da durum farklý deðil.

Normal koþullarda, gidip ziyaret etseniz, sokaklarýnda caddelerinde, kahvehanelerinde, tanýdýk olan olmayan binlerce kiþiyle el sýkýþacaðýnýz, yeni demlenmiþ kaçak çaylarýnýzý yudumlarken, çözüm sürecinin geleceði üzerine saatlerce sohbet edeceðiniz insanlar, çatýþmalar baþladýðýnda, fýrsat bulabilirlerse eðer, en kýymetli eþyalarýný bile alamadan terk edecekler Nusaybin’i, Þýrnak’ý ve Yüksekova’yý. Bazýlarýnýn binbir emekle büyüttüðü çocuklarý o hendeklerin baþýnda can verecek. Kalanlar okulundan olacak, aileler dört bir yana daðýlacaklar.

Daha þimdiden, Nusaybin ve baþka yerlerden gelen binlerce çocuk Midyat gibi bugün için, sakin ve huzurlu ilçelerde ailelerine ve okullarýna kavuþmayý bekliyorlar. Çatýþmalar, ölümler onlarýn ruhlarýnda nasýl derin yaralar açýyor, psikolojilerini nasýl etkiliyor, insan düþünmek bile istemiyor doðrusu.

Yine þehitler taþýnacak Türkiye’nin dört bir yanýna, analar Türkçe, Kürtçe aðýtlar yakacak, yer gök o aðýtlarla inleyecek..

Paris’ten daha eski olan, bir þehir, belki bir, belki iki ay sürecek bir zaman içinde, týpký Sur ve Cizre gibi, göz göre göre yakýlýp yýkýlacak.

Sayýn Ahmet Türk, Sayýn Leyla Zana, Sayýn Hatip Dicle, sizi hep desteklemiþ olan bu halka ve bu halký da sizi de adeta tutsak almýþ bir harekete, ‘ne yapalým bizi dinlemiyorlar’ demenin ötesinde, söyleyecek, tarihe bir kayýt bir hakikat olarak düþecek hiç mi bir sözünüz yok?

Sonsuza kadar susacak mýsýnýz?

Bu geminin dümeninde zor zamanlarda, hep siz vardýnýz. Þimdi PKK öyle bir strateji izliyor ki gemi batýyor, görmüyor musunuz?

Allah hepinize uzun ömürler versin, ama ‘canýk, evji ne lazým!’ diyemiyor musunuz?