O ‘arkadaþlar’ þimdi nerede Sayýn Cumhurbaþkaným?

Cumhurbaþkaný Erdoðan, 17 Aralýk’ta kendisine ve ailesine kumpas kurulduðuna, en yakýn arkadaþlarýný bile inandýrmakta zorlandýðýný defalarca dile getirdi.

Kabine üyelerinden biri, “Baþka zaman Erdoðan’ýn dizinin dibinden ayrýlmayanlar o günlerde ortadan kayboldular” demiþti. 

Yolsuzluk iddialarý mecliste görüþülürken de bazý AK Partililer, söz konusu kiþilerin yargýlanmasý yönünde ciddi gayret sarf etti.

“Yolsuzluk” üzerinden yürütülen operasyona karþý Erdoðan’ýn net duruþu da bu kiþilerin fikrini deðiþtirememiþti.

Onlara göre, “Bazý arkadaþlarý yolsuzluða bulaþmýþ, Baþbakan da bu konuda kendini güvende hissetmediði için o arkadaþlarý savunuyor”du!

Ne kadar ilginçtir ki, elinden tutup sürükleye sürükleye oralara çýkardýðý bu “arkadaþlar” o günlerde Erdoðan ile ayný karede görünmemeye çalýþýyorlardý!

Oysa, gerçekten bir yolsuzluk þüphesi varsa aydýnlatýlamamasýnýn tek sebebi, bu iddialar üzerine bir darbe inþa ederek normal seyrinde yürümesine izin vermeyen FETÖ’dür.

Nitekim o dönemde “Haram yemedik” tiþörtleriyle ahlak dersi vermeye kalkanlarýn, ne naneler yediði sonra ortaya çýktý. 

Ýlerleyen süreçte çok þey yaþandý. Zekeriya Öz ve Celal Kara gibi “adalet timsalleri”nin (!) aslýnda birer “ihanet timsahý” olduklarý ortaya çýktý. 

Derken, Türkiye “15 Temmuz ihaneti”ne tosladý.

Ama bu ihanete; daha ilk dakikalarda teþhisi koyup karþýlarýna dikilen, yolsuzlukla itham edilen Erdoðan ve yakýnlarý oldu.

Peþinden koþanlar ise o güne kadar yakýndan bile görmemiþ olan “sýradan” vatandaþlardý.

Aslýnda ülkeyi yönetme sorumluluðunu taþýyanlarýn, bu ihaneti çok önceden görmesi ve tavýr koymasý gerekirdi.

Bu olmadýðý gibi 17-25 Aralýk’tan, hatta 15 Temmuz’dan sonra bile net tavýr koymayýp durumu idare etmeye çalýþanlarýn, olup biteni anlayamadýklarý için Erdoðan’a destek olmadýklarý düþünülemez.

AK Parti’de FETÖ’cü var mý?

Sýzmadýðý delik kalmayan bu þebekenin AK Parti’ye hiç bulaþmadýðýna inanmak mümkün mü?

O halde can alýcý soru þu...

Bu “arkadaþlar” þimdi nerede?

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn, Özbekistan dönüþündeki “17-25 Aralýk sürecinde tüm arkadaþlarýmýz bizi tam anlamýþ olsalardý 15 Temmuz belki olmayabilirdi. Oysa bu alçaklara toz kondurmayan arkadaþlarýmýz vardý” serzeniþinden sonra hafýzamý yokladým, bu “arkadaþlar”ýn tarifine uyan bir kiþi hakkýnda bile iþlem yapýldýðýný hatýrlayamadým.

Sayýn Cumhurbaþkanýnýn bahsettiði yakýn çalýþma arkadaþlarý, geçenlerde açýða alýnan birkaç AK Partili ilçe belediye baþkaný deðildi herhalde!

***

Bu konu, teþkilatlara gönderilen; “Ýçinizde FETÖ’cü varsa ivedilikle temizleyin” talimatlarýyla geçiþtirilemeyecek kadar ciddidir. 

Bence o falan ilçedeki FETÖ’cü üye yerinde dursun. 

Zira devletin imkanlarýný, FETÖ’cülere o üyeler peþkeþ çekmiþ olamaz. Veya her þey ortaya çýktýðý halde FETÖ uþaklýðý yapmaya devam eden üst düzey bürokratlarý da ilçelerdeki FETÖ’cü üyeler koruyamaz.

Siz, AK Parti’deki FETÖ’cülerle gerçekten mücadele etmek istiyorsanýz etrafýnýza bakýn.

Çünkü o “arkadaþlar” çok uzaða gitmiþ olamaz...

KAFAMA TAKILANLAR

Tam dediðimiz gibi...

Malum tasarýnýn gündeme geldiði ilk gün yayýn ekibimize, “Metinde, yöntemde problem varsa eleþtirelim. Ama CHP’nin de hukuk diline sýðýnarak algý operasyonu yapmasýna, düðün dernekle evlendirilmiþ nikahlý kiþilere ‘tecavüzcü’ demesine de izin vermeyeceðiz” demiþtim.

Öyle yaptýk... Nitekim geri çekildi, teknik hatalardan arýnmýþ olarak geri gelecek.

Keþke CHP ve yandaþlarý da baþýndan bu yana ayný saðduyu ile hareket etseydi.