Operasyonel medya’ dendiðinde hop oturup hop kalkýyorlar, ama ne yapalým gerçek bu... Artýk ‘merkez’ olma iddiasý kalmayan malum gazetelerde son birkaç aydýr çýkan haberler ve yorumlara, geçmiþte üstlendikleri meþ’um roller ýþýðýnda baktýðýnýzda, çaresizliklerini görebiliyorsunuz...
Çaresizler; alýþtýklarý ‘operasyonel’ dile uygun yayýnlar yapýyorlar, fakat bekledikleri türden operasyonlar gerçekleþmiyor çünkü... Her gün sunduklarý ‘operasyonel’ haber ve yorumlarý ise okurlarýnýn çekebildiðini sanmýyorum.
Türkiye’nin çok partili siyasi tarihi sürekli ‘operasyonlara’ tanýklýk etti. 27 Mayýs (1960), 12 Mart (1971), 12 Eylül (1980) ve en son 28 Þubat (1997) askeri müdahaleleri öncesine ait gazete koleksiyonlarýný açýn, bugün de varlýklarýný sürdüren pek çok gazete ile o gazetelerde köþe iþgal edenlerin o dönem çýkan haber ve yazýlarýyla bugünkü yayýnlar arasýnda müthiþ benzerlikler bulacaksýnýz...
Darbeler öncesinin basýný günün iktidarýný kötüler, devleti yöneten kadrolarý küçümsemek için fýrsat kollar, habbeyi kubbe yapmaktan ve tezvirat için yalan-dolana baþvurmaktan kaçýnmazdý... Bütün darbeler, dönemlerinin basýn-yayýn organlarýnýn ‘operasyonel’ desteði sayesinde hayata geçirilebildi. Gazeteler ve o gazetelerde yazanlar olmasaydý darbeler de olmazdý.
Bu son hüküm bana ait deðil. Her müdahaleden sonra açýk sözlülüðüyle ünlü bazý darbeciler bunu itiraf ettikleri gibi, ünlü bir medya patronu da, “Darbeciler bizim gazeteleri okuyarak harekete geçti” tespitini kayýtlara geçirdi.
Suçlamalar bile deðiþmiyor, yýllarýn ve dönemlerin deðiþmesine raðmen... Geçmiþte siyasiler hakkýnda -çoðu iftira- neler yazýlýp söylenmiþse, þimdilerde de ayný gazetelerde eski-yeni imzalar tarafýndan benzer yazýlar gerçekmiþ gibi yazýlýyor.
Ýsteyen son birkaç ay içerisinde meydana gelen olaylarla ilgili yazýlanlara bakabilir...
Geçmiþte ‘operasyonel’ yayýnlar halkýn kafasýný karýþtýrmaya, askerleri kýþkýrtmaya ve dýþ dünyayý olacaðý kabule hazýrlýyordu. Bugün durum hayli farklý; yapýlan yayýnlar ‘operasyoncu’ kalemleri etkiliyor; buna hiç kuþku yok, Bremen Mýzýkacýlarý görüntüsü bu sebepten... Ancak esas hedef alýnan iç ve dýþ çevreler üzerinde zerre kadar etkisi olmuyor ‘operasyonel’ yayýnlarýn...
Hakkýnda bu kadar olumsuz yayýn yapýlan, yerden yere vurulan bir siyasi iktidar, bu denli yoðun medya saldýrýsýna raðmen, halktaki desteðini artýrabilir miydi? Baþbakan Tayyip Erdoðan çýktýðý son televizyon programýnda Ak Parti oylarýnýn yüzde 50’inin üzerinde dolaþtýðýný söylemiþti; HaberTürk gazetesinin aylýk kamuoyu yoklamasýnda Aðustos ayý rakamý daha da yüksek çýktý: Yüzde 53.7...
Ne büyük bir ömür törpüsü olmalý ‘operasyonel gazetecilik’; iktidar partisini yýpratmak ve seçmen kitlesini soðutmak için göbeðinizi çatlatýyorsunuz, tam baþarýlý olduðunuzu sanmaya baþladýðýnýzda, yazdýklarýnýzý halkýn kaale almadýðý gerçeðine tosluyorsunuz...
Tahammülü zor bir çile bu. ‘Operasyonel gazetecilik’ halkasý içerisinde yer alanlarýn sinirlerinin yýprandýðý, her gün birbirine benzeyen yazýlar yazmaktan kalemlerinin isyan haline geldiði yazdýklarýna da siniyor zaten...
Yazýk ediyorlar kendilerine...
‘Operasyonel gazetecilik’ aslýnda bitti, tükendi; ancak eski tüfekler alýþkanlýklarýndan vazgeçemedikleri için ‘operasyonel medya’ varlýðýný sürdürüyor...