O davaları çekmeden helalleşmiş olmazsın

Ertuğrul Özkök yazıyor.. “Emin Çölaşan’a bile hakkını helal etti..” Aydın Doğan’dan bahsediyoruz.. Son günlerde yaptığı her konuşmasında helâllik istemiş ve kendisi de herkese hakkını helal etmiş.. Emin Çölaşan’a bile.. “Bir ‘Gazeteci Aydın Doğan’ vedasıydı…” diyor Özkök.. “Gazetecilerden haklarını helal etmesini isteyerek, gazetecilere hakkını helal ederek ayrıldı...” Buradaki ana kıstas nedir onu bilmiyorum. Daha evvel Doğan Grubu’nda bir şekilde çalışanlar mıdır ‘gazeteci’ tanımına giren?.. Herkese hakkını helal ettiyse ve bu bir ‘gazeteci vedası’ ise o zaman beklentim, gazetecilere açtığı davaları geri çekmesi olacaktır.. Benim bugün devam eden (bildiğim) davam kalmadı Aydın Doğan’la.. O yüzden rahat rahat ancak ben yazabilirim bu yazıyı.. Bizim gazetede benim dışımda kim yazsa,‘kendi davası yüzünden’ derler.. Ben rahatım yani o bakımdan.. Madem bir gazeteci gibi veda ediyor Aydın Doğan, hiçbir gazeteciyi yazdığı yazıdan, haberden, söylediği sözden ötürü hapse ya da tazminata mahkum ettirmesin.. Şöyle kuvvetli bir helalleşme görelim.. Çeksin davalarını o zaman konuşalım.. 

 

İyi ittifak için bir kaç rakam verelim

İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, Cumhurbaşkanlığı seçimi için muhtemel ittifakı açıklamış.. Diyor ki; “Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile ilkeler bazında anlaştık. Genel seçimlerde de işbirliği mümkün...” Hayırlı olsun.. Bilgisi olsun diye arz etmek isterim.. Demokrat Parti’nin kayıtlı üye sayısı 713 bin.. 1 Kasım 2015’te aldığı oy 69 bin.. Yani partinin rozetini yakasında taşıyanların bile oy vermediği bir partnerle yola çıkıyorlar.. Saadet Partisi’ne baktığımız zaman daha trajik bir tablo ile karşılaşıyoruz.. 225 bin kişinin üye olduğu partinin son seçimde aldığı oy 326 bin.. Yani seçmen davranışı bakımından karı-koca birlikte oy verildiğini düşündüğümüz SP cephesinde, beylerin eşini ikna edemedikleri anlaşılıyor.. Kim bilir belki bu defa durum değişir.. Umut dünyası.. 

 

Maria Puder’i kim oynayacak?

“Büyük Hikaye” başlığıyla ilk kez okurla buluştu ‘Kürk Mantolu Madonna’.. 1940’da 48 bölüm olarak ‘Hakikat’ gazetesinde tefrika edildi.. Sabahattin Âli’nin en bilinen hikayelerinden biridir.. Şimdi beyazperdeye taşınıyor.. Zaman zaman bu tip haberler çıkardı. Sonra bir nedenle rafa kaldırılırdı proje.. Bu kez AY Yapım resmen duyurdu.. Filmi Almanya’da Fatih Akın çekecekmiş.. Umarım hikayenin ruhuna zarar verecek eklemeler çıkarmalar yapmaz.. Bu haber ilk duyulduğunda herkes merakla, ‘acaba Maria Puder’i kim oynayacak?’ diye sormaya başladı. Oysa ben Raif’i daha çok merak ediyorum.. Biz filmde muhtemelen Raif’in hem hasta yatağındaki yaşlı halini hem de Berlin’de macera peşindeki gençliğini göreceğiz.. Dolayısıyla bir fotoğrafa birini oturtsanız diğerine olmuyor.. Zaman zaman aklıma geldikçe Engin Günaydın’la özdeşleştiriyorum ama emin olamıyorum.. Fakat Rasim kesinlikle Mert Fırat olmalı.. Maria Puder ise başka.. Hem Raif’e gecelerce uyku uyutmayacak kadar masum ve güzel olacak hem de Atlantik Gece Kulübünün yaramaz kızı.. 20 yıl önce sorsalardı hiç düşünmeden‘Hülya Avşar’ derdim herhalde.. Bugünse, Demet Evgar, Hazal Kaya, Farah Zeynep Abdullah ve Tuba Ünsal arasında kararsızım.. Ama yapım şirketi kalkıp bu rolü Beren Saat’e verecek ve de bütün hayallerimi yıkacak diye de kaygılıyım.. Bakalım, göreceğiz..