Sayýn Cumhurbaþkaný ile Bosna gezisinde birlikteydik. Dönerken, adet olduðu veçhile kendisine refakat eden gazetecilerle sohbet etti.
Bu sohbetler her zaman özel mülakattan “Daha özel” oluyor.
Özel mülakatlarda de her þey sorulabilir ama bu “Daha özel”lerde, sayýn Cumhurbaþkaný’nýn duygu dünyasýna iliþkin “Daha özel” çizgiler yakalayabiliyorsunuz.
Bosna’dan dönerken 1.5 saate yakýn birlikte olduk.
Þunu söyleyebilirim ki Tayyip Erdoðan, Cumhurbaþkanlýðý’nýn içini “Farklý” doldurmaya adeta mahkum bir insan. O, o nitelikte bir insan çünkü.
Mesela Diyanet Ýþleri Baþkaný Mehmet Görmez Hoca’ya, makam arabasý yüzünden yapýlanlarý, görüyorsunuz ki ondan daha derin yaþýyor ve “Ona, Cumhurbaþkanlýðýnýn araç stokundan bir Mercedes göndereceðim, üstelik zýrhlý olacak” diyor.
Mesela Mýsýr’da yaþananlarý Mursi kadar diri yaþýyor ve “Demokratlýðým ve demokrasiye inancým sebebiyle seçilmiþ bir Cumhurbaþkanýna, Mursi’ye yapýlanlar kanýma dokunuyor” diyor.
Mesela, Menderes’in baþýna getirilenlerin milletin yüreðinde býraktýðý derin yara izi, belki 28 Þubat’lar, belki ÝHL’lerin yaþadýðý acýlar, belki baþörtüsü yüzünden zulme uðrayan genç kýzlarýn gözyaþlarý, birbiri ile buluþuyor, belki daha derin ölçüde Tayyip Erdoðan’ýn yüreðinde yansýyor ve onu “Yeni Türkiye” heyecaný ile dolduruyor.
Kýlýçdaroðlu’nun onun “Kefenimizi giydik de çýktýk yola” sözlerini ima sadedinde söylediði “Onun asýlmasýna karþý çýkarýz” yollu sözleri, gerçekten dramatiktir. Bu sözler, Kýlýçdaroðlu’nun bu ülkede Baþbakan idam edilmiþ olmasýný da “tiiye aldýðý”ný gösteriyor ki, utanç vericidir.
Devam edelim.
Mesela kamuoyuna “Rohingyalýlar” diye yansýyan ve Burma’daki zulümden kaçan Myanmar Müslümanlarýnýn çektiði acýyý yüreðinde hissediyor, günlerce aç susuz teknelerde ölümle pençeleþmeleri ve Malezya-Endonezya tarafýndan kabul edilmemeleri üzerine “Taa Uzakdoðu’daki ile ne alakan var, denmez diyor. Her þeyden önce insanýz ve dahi Müslümanýz” diyor. Kalkýyor, Malezya Baþbakanýný arýyor: “Gerekirse biz de yardým edelim.”
Tayyip Erdoðan bu.
Onun için Suriyelileri sýnýrýn öte yanda üzerlerine varil bombasý yaðdýran bir katille baþbaþa býrakmýyor.
Bu yürekle o, Cumhurbaþkanlýðýnýn protokole indirgenmiþ statüsü içinde baðlasanýz durmaz.
Meydanlara çýkýþý kimi çevrelerde yadýrganýyor. Muhalefet ise “tarafsýzlýk” eleþtirisinde bulunuyor.
Oysa bu yapýda bir insan muhtar olsa, muhtarlýða özel bir derinlik kazandýrýr. Belediye Baþkanlýðýna özel derinlik kazandýrdý ki orasý onun için çok daha yüksek hizmet alanlarýna týrmanma zemini oldu.
Baþbakanlýðý o tutkulu ruh haliyle icra etti.
“Kürt sorunu” etrafýnda yaþananlardýn ülkeye can-mal ve ülkenin geleceði adýna ödettiði bedelleri yaþadý, “Çözüm süreci”nin altýna “bedenini koyduðunu” söyledi. Aklýnýzý, siyasetinizi vs koyarsýnýz ama Tayyip Erdoðan bedenini koyar. Yani bugüne kadar baþarýsýnýn sýrrý belki de böylesine bütün varlýðý ile iþe sahiplenmektir.
“Paralel yapý” konusunu bu ölçüde gündemde tutmasý da “Kendilerine böylesine rezervsiz “Hizmet” alaný açan birisini vurmaya kalkýþan hareketin “vefasýzlýðý” ve bunun yol açacaðý tehlikeleri gördüðü ve derinden yaralanma hissi yaþadýðý içindir sanýyorum.
Þimdi bir bakýma “hal diliyle” diyor ki “Býrakýn bu iþi de aþkla yapayým. Allah’ýn verdiði ömrü milletim için, kalp coðrafyamýzýn mazlumiyetinin ortadan kaldýrýlmasý için kullanayým.”
30 Mayýs’ta Ýstanbul Yenikapý’da Fetih Þöleni düzenlenecek. Onu anlattý bize Bosna’dan dönerken... “Fethin 562’nci yýldönümü vesilesiyle Ordu Mehterinin öncülüðünde 562 kiþilik mehter katýlacak þenliðe...” derken belli ki büyük heyecan duymaktaydý.
Ne yapalým yani, bu “Aþk adamý”ný Çankaya protokolleri içinde boðalým mý?
Ne denir?
Býrakýn bu yaðýz atý, yakalayabileceði ufuklara kadar koþsun.