O günler, ah o günler...



Ben o eski günleri geri istiyorum...

Eskiden ne güzeldi: Türkiye’den ABD’ye veya Avrupa’nın herhangi bir ülkesine gittiğimizde, “Bakın, bizler yeni yeni özgürlüklerle tanışırken, 11 Eylül’den kaynaklanan paranoya sonrasında sizin hareket alanınız daralıyor” der ve birbiri ardına örnekleri sıralardık...

Kendi hesabıma böyle konuşmaları çok yaptım.

ABD’de 11 Eylül sonrası çıkarılan ‘yurtseverlik yasası’ demokratik hak ve özgürlüklere sınırlama getirdi. Guantanamo’da uzun yıllarını geçirenler arasında ABD ve İngiliz vatandaşları da var. Yemen’de kendi vatandaşını insansız uçağıyla öldürdü ABD... Bir ara ABD başkanlarına danışmanlık da yapmış Harvard’lı hukukçu Noah Feldman, Bloomberg’de yayımlanan son yazısında, daha yazının başlığından, “Acaba Obama vereceği gizli talimatla bir Amerikalı’yı öldürecek mi?” diye soruyor...

Beyaz Saray’dan sızdırılan bilgiye göre, Obama, Pakistan’daki Amerikan insansız uçaklarını ABD vatandaşlarına karşı da kullanmayı düşünüyormuş... Amerika’nın Pakistan’da aynı uçaklarla öldürdüğü yüzlerce insanla ilgili Avrupalıları uyarmak için Brüksel’e gitmeye hazırlanan Karim Khan gün ortasında kaçırıldı.

Daha önce kaçırılan niceleri çukurlara cesetleri atılarak fâili meçhullere karışmışken Karim Khan’ın sağ salim evine dönmesi, yüksek mahkemenin, hükümete, “Perşembeye kadar onu burada bekliyoruz” meydan okuması sayesinde oldu. ‘İnsansız uçak’ karşıtı kampanyalar yürüten adamın kaçırılmasında ABD’nin de günahı olduğuna inanılıyor...

İşte bu tür suçlamaları Amerika’ya yöneltebilme hakkımı geri istiyorum.

Fotoğrafı gördüğümde sarsıldım: Tepeden tırnağa silâhlı, karalar giyinmiş ‘özel kuvvetler’ mensubu onlarca görevli, tipik bir Amerikan evi görüntüsündeki ‘antiwar.com’ sitesinin yönetimevini basıyor...

Meğer, FBI aylardan beri yakın takip altında tutuyormuş ABD’nin Irak’ı işgale hazırlandığı dönemde yaygın şöhrete kavuşmuş olan internet sitesinin yöneticilerini; telefonlarını dinliyor, görüşmelerini kaydediyormuş... Baskın da mı yapmışlar? Yapmışlarsa, şaşırmam...

En ünlü insan hakları savunucusu sivil toplum örgütü ACLU yasa-dışı eylemleri yargıya taşımaya karar vermiş... Önce FBI’dan takip ve kayıt işlemlerinin ayrıntılarını talep etmiş; FBI belgeleri sansürleyerek verince ardından mahkemeye başvurmuş...

ACLUmahkeme başvurusunda Amerikan devletinin yakın zamanda yaptığı yasa çiğneyen eylemleri birbiri ardına sıralamış: Fox-News’in haberine göre Adalet bakanlığı AP ajansı muhabirlerinin telefon konuşmalarını dinlerken suçüstü yakalanmış... Yönetimi eleştiren muhafazakâr gruplarla şirketlerin üzerine vergiciler gönderiliyormuş; bunu da Washington Post yazmış...

Tartışmalar sırasında elde edilen bilgilerden, ABD’nin ultra gizli dinleme örgütü NSA’nin elinde ‘XKeyscore’ adını taşıyan bir program olduğunu, bununla kullanıcıların internette yaptıkları her şeyin izlendiğini ve tahlil edildiğini öğreniyoruz...

Sadece Amerikalılar mı bu durumda? Hayır, İngilizlerin de yüzümüze bakacak halleri yok... Guardian gazetesinin eski muhabiri Glenn Greenwald, yeni internet macerasına, “İngiltere gazeteciliği terörizmle eşitliyor” başlıklı bir yazıyla başladı.

Yüzlerine vurduğumuzda utanacakları özgürlük kısıtlayıcı davranışlar bunlar; ama biz onları değil, Amerikalılar, İngilizler bizi suçluyor...

Okuyalım: ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan ‘İnternet Yasası'na ilişkin, ‘Bu yasa, ciddi bir şekilde ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü ve internet üzerinden bilgiye erişimi sınırlandırıcı potansiyele sahip’ dedi.”

İşte beni bu kahrediyor...

Eğer doğruysa, uzun süredir gözlerden saklanmayı yeğleyen ‘Neo-Çılgınlar’ bile cesaretlenip Türkiye karşıtı bir hareket başlatmışlar. 80 Neo-Çılgın, Obama’ya, “Susma, Erdoğan’a karşı sessizliğini boz” diyen bir mektup yazmış...

Aslında bütün göstergeler, kendini ‘özgürlükler ülkesi’ olarak tanımlayan ABD’ye dönüp, “Neden gazetecilerin telefonlarını dinliyorsun? Neden seni tasvip etmeyen örgütlerin üzerine maliyecileri gönderiyorsun? Neden gazetecilik ile terörizmi aynı gözle görüyorsun?” soruları eşliğinde suçlamalar yöneltmeye elverişliyken... Biz onlara hesap vermek zorunda kalıyoruz.

Beni mahvediyor bu, iyi bilin...

O eski günlerimi geri istiyorum...