O haberi yapar mýydým?

Biz gazeteciyiz. Bizim, iþimiz, gücümüz, yediðimiz içtiðimiz, gecemiz gündüzümüz haberdir.

Haberler, bizde, iki türlü etki yapar. Biri, normal etkidir. Ýnsan olarak, bir habere üzülürüz. Bir baþka habere seviniriz. Bir baþka haberi umursamayýz.

Haberi önce biz aldýðýmýz için, özellikle ‘kötü’ haberlerde, iþimiz, biraz da, toplumu vuracak ilk salvoyu göðüslemektir. Önce bizim canýmýz sýkýlýr, önce bizim kafamýz bozulur.

Sonra haberi, birtakým süreçlerden geçirir, insanlara ulaþtýrýrsýnýz.

Haberin, gazeteci üzerindeki ikinci etkisi, tekniktir. Haberin ‘kalite’siyle ilgilidir.

Okuduðunuzda, çok üzüldüðünüz bir habere, ‘güzel haber’ dersiniz. Bu, vicdansýzca bir deðerlendirme deðildir. Tamamen haberin teknik özelliklerini yansýtan bir deðerlendirmedir.

Muhabiriniz, o ‘güzel haber’e tanýk olduðunda, üzülmüþtür, hatta belki aðlamýþtýr.

Sizin de yüreðiniz sýzlar, siz de gerilirsiniz, yaralanýrsýnýz.

‘Yalýn hal’inizle baktýðýnýzda ‘kötü haber’dir, hatta bazen ‘kara haber’dir bu. Ama mesleki olarak, ‘güzel haber’dir.

Benim, ‘güzel haber’i getiren muhabire prim yazdýrýp, haberi yayýnlamadýðým vakidir.

Haber ukalalarý, ‘sen nasýl gazetecisin, nasýl yayýnlamazsýn’ diyebilir. Desinler.

Ben de derim ki, ‘Haber harikaydý. Dört dörtlüktü. Yayýnlasaydým, çok da yankýsý olacaktý, günlerce dillerde dolaþacaktý. Ama, özel hayatla ilgili taraflarý vardý. Yayýnlasaydýk, üzülmeyi hak etmeyen insanlarý üzebilirdik.’

Haberin ‘teknik’ deðerlendirmesi, haber merkezlerinde, yazý iþleri masalarýnda yapýlýr. Bütün dünyada bu böyledir.

Yani bu yorumlarý, bu kritiði, muhabir, yapmaz. Onun iþi, haberi bütün unsurlarýyla, kaynaðýndan alýp getirmektir. En kötü muhabir, ‘bu haber çýkmaz’ deyip haberi yapmayan muhabirdir.

Haberi nasýl vereceðinizi, hatta verip vermeyeceðinizi, yazý iþleri masasýnda belirlersiniz. Mesleki duyarlýlýðýnýz, kabiliyetiniz, zekanýz, birikiminiz, hepsi devreye girer orada.

Vicdanýnýz da.

O haberi okuyacak çocuklarý bile göz önünde bulundurmak gerekir.

Haberi vermemek, kötü bir tercihtir. Bir gazetecinin yapmayý en istemediði tercih... Doðru olan, bir yolunu, bir usulünü bulup, haberi vermektir.

Ama, yukarýdaki örnekte görüldüðü gibi, bazen, haberi veremediðiniz durumlar olabilir.

Gelelim, konunun ‘güncel’ tarafýna.

Hafta baþýnda, Milliyet, BDP’li vekillerin Ýmralý’da Öcalan’la yaptýðý görüþmeyi yayýnladý. Bu, o günün bir numaralý iþiydi. Herkes onu konuþtu, herkes onu tartýþtý.

Bana sordular, “Sen olsan ne yapardýn” diye.

“Yayýnlardým” dedim. “Ama bir editöryal süzgeçten geçirirdim.”

Biz, bu memleketin çocuklarýyýz. Makine deðiliz, robot deðiliz.

Terör, Türkiye’nin en büyük sorunu. Her yýl yüzlerce, bazen binlerce cana mal olan, canlar yakan, ocaklar yýkan bir sorun.

Bu sorunun çözülme ihtimali doðdu. Çözümün ihtimali bile, parayla ölçülebilse, 100 tane Keban barajýndan kýymetlidir.

Sorardým kendime, hatta arkadaþlarýma sorardým, ‘acaba bu haberin, bu iþe zararý olur mu?’

Olmamasýný isterdim, olmamasýný saðlamaya çalýþýrdým.

O haberi piyasaya süren arkadaþlarýn maksadýný anlamaya ve o maksada alet olmamaya çalýþýrdým.

Biraz da, kiþileri hedef alan ifadeleri ayýklardým. Çünkü konuyla alakasý yok, Ahmet þöyle, Mehmet böyle, sübjektif yorumlar. Bunlara lüzum görmezdim.

‘Sansür’ mü dediniz?

Demiþsinizdir, deyin.

Ben, böyle yapardým.

Geçen akþam, Ülke TV’de 28 Þubat manþetlerine þöyle bir göz attýk. Orada, meslektaþlarýmýzýn, faþizm adýna, çarpýtmanýn daniskasýný, sansürün daniskasýný yaptýklarýný bir kere daha gördük. Millete zarar vermek için, uydurduklarý yalanlarý... Ne andýçlar, ne ihanetler, ucu bucaðý yok.

Ergenekon’da gördük, nelerin nasýl seçe seçe yayýnlandýðýný. Nasýl ‘editöryal’ süzgeçler kullanýldýðýný.

***

Star, Türk basýnýnda yüksek bir mesleki standardý, yüksek bir seviyeyi temsil ediyor. Bu kalite, Mustafa Karaalioðlu liderliðinde, iyi gazeteciler, iyi yazarlar tarafýndan üretildi.

Star Gazetesi’nin Genel Yayýn Yönetmenliði, büyük bir onur olduðu kadar büyük bir sorumluluk.

Biz, burada, birlikte yetiþmiþ, birlikte öðrenmiþ, birbirimizin dilini çok iyi anlayan bir ekibiz. Birlikte bu kaliteyi sürdürmek ve yükseltmek istiyoruz.

Bütün enerjimizi buna harcayacaðýz. Dualarýnýzý bekliyoruz.