Julia Roberts’ýn yeðeni, Eric Roberts’ýn kýzý olsanýz ne yaparsýnýz? Tabii ki film çekersiniz! We’re The Millers filminin baþrol oyuncusu Emma Roberts da
bu ünlü ailenin son yýldýz adayý. ‘Genç’ Roberts ile çok özel...
Hollywood özellikle genç yýldýzlar üretmekte inanýlmaz iþlevsel bir endüstri. Ünlü yýldýzlarýn çocuklarý ise hemen filmlerde boy gösteriyor. Kimi bir iki film sonra kaybolsa da Emma Roberts baþarýyý yakalayan bir isim. Halasý Julia Roberts gibi kariyer merdivenlerini týrmanan Emma Roberts,Türkiye’de de gösterime giren Biz Bir Aileyiz/ We’re The Millers filminde Jennifer Aniston ve Jason Sudeikis gibi iki ünlü ismin gölgesinde kalmýyor. Bazen güldüren, bazen duygulandýran bir genç kýz karakterinin üstesinden baþarýyla gelen Roberts, filmin perde arkasýný anlattý.
-Film projesine nasýl dahil oldunuz?
Senaryoyu elime ilk kez aldýðýmda, okuduðum en eðlenceli hikayelerden biri diye düþünmüþtüm. Gerçekten komik ve eðlenceliydi ama ayný zamanda aileyle ilgiliydi ve bu onu özel kýlýyordu.
-Karakterinizin sizi etkileyen yönü ne oldu? Bu rolü oynarken zorlandýðýnýz oldu mu?
Casey, alaycýlýðý hatta mutsuzluðuyla eðlenceli bir karakter. Gözlerimi devirip, oflayýp puflayarak onu oynamak eðlenceliydi. Tek zor þey, üç ay boyunca evimden uzakta olmaktý. Çekimleri North Carolina’da yaptýk. Ama ayný zamanda güzeldi de çünkü beraber çalýþtýðýnýz kiþilerle bir anda arkadaþ, hatta aile oluyorsunuz.
-Jennifer Aniston, Jason Sudeikis, Kathryn Hahn, Nick Offerman ve Mark Young’ýn yer aldýðý eðlenceli bir cast ile çalýþmak nasýl bir his? Öyle bir atmosferde ciddiyetinizi nasýl koruyabildiniz?
Aslýnda her zaman Jennifer’a hayran olmuþumdur, onunla çalýþmak müthiþti. Çok nazikti. Ýþ dýþýnda da biraz takýldýk, o dünyadaki en tatlý insanlardan. Jason ise gerçekten çok eðlenceli, komik bir adam. Filme doðaçlama olarak birçok þey kattý ve onun sayesinde gülmekten öldük, sahneleri bitirebilmek için kendimizi çok tutmamýz gerekti. Yani bazý sahneler vardý ki gülmememiz, ciddi bir yüz ifadesi takýnmamýz, oynadýðýmýz karakteri bozmamamýz gerekiyordu. Gerçekten çok zordu.
-Yönetmen Rawson Thurber, doðaçlama yapmanýza izin verdi mi? Will Poulter ile birçok sahnede beraber oynadýnýz...
Evet, filmdeki sahnelerimin çoðu doðaçlama. Rawson ile çalýþmak harikaydý, doðaçlama yapmamýza ve birþeyler eklememize izin verdi. Gerçekten eðlenceliydi, filmde kullanabilmemiz için birçok iyi espri önerdi. Will’i filmlerde hep uyuþuk Amerikalý çocuk olarak görüyoruz ama tanýþtýðýnýzda aslýnda fazlasýyla Ýngiliz olduðunu anlýyorsunuz ve kesinlikle çok komik.
Hepimiz artýk karavandan býkmýþtýk
-Filmde aslýnda öyle olmadýðýnýz halde aileymiþ gibi bir yolculuða çýkýyorsunuz, benim merak ettiðim sizin oynadýðýnýz karakter Casey bu yolculuða hangi beklentiyle çýkýyor?
Bence yapacak daha iyi bir iþi olmadýðý için çýkýyor ve paraya da ihtiyacý var. Diðer insanlarla bað kurabileceðine inanmýyordu. Hatta muhtemelen hiçbiri böyle bir ihtimal olduðunu düþünmüyordu, fakat inanýlmaz bir bað kurdular ki bence bu çok hoþ bir þeydi. Herkes için müthiþ bir sürprizdi.
-Bu bir komedi ama içinde duygusal, zarif bir yan da barýndýrýyor...
Evet, içinde barýndýrdýðý duygularla seviyesini yükselten bir komedi filmi. Konu aile ile ilgili. Aile aslýnda senin aile ferdi olarak deðerlendirdiðin insanlardan oluþur ve Millerlarýn kendi küçük ailelerini yaratmasý bu açýdan çok hoþ. Filmde bunu göreceksiniz.
-Filmin büyük bir bölümünü karavanda çekmek nasýldý?
Proje bittiðinde hepimiz karavandan býkmýþtýk çünkü aylar boyunca o küçük karavan sahnesinde çekim yaptýk.