O penaltıyı çalacak kaç hakem var?

Cüneyt Çakır, Süper Kupa’da maçın odak noktasındaydı. Çok tartışılır olmasına rağmen; hakem hocalarının eleştirileri birbirine benzer  değildi, aksine çelişkiliydi.

Selçuk Dereli, Ahmet Çakar, Erman Toroğlu, Bülent Yavuz ve Serdar Tatlı, ayrı tellerden çaldılar. Hepsinin birden ortak noktada buluştuğu hatta doğru saydığı iki konu; çaldığı penaltı ve Engin Baytar’a gösterdiği kırmızı kart kararıydı. Rıdvan Dilmen de dahil, herkes bu konuda hemfikir... Ama Kuyt’a yapılan hareket, farklı yorumlanıyor.

Selçuk Dereli “Bir değil iki kere faul var” derken, Ahmet Çakar fiziki müdahaleyi “Nizami şarj” olarak görüyor. Diğer eski hakemler de, bu konuda görüş birliği içinde değil.

***

Maçın en tartışılan kararlarından biri de; F.Bahçe’nin golünden önce Cristian’ın durumu... Kimine göre, topa eliyle müdahale ederek kendine avantaj sağlıyor; kimine göre de top vücudundan sekerek eline çarptığı için “Devam” kararı doğru... Bülent Yavuz ise, Cüneyt’in tüm kararlarını onaylıyor.

Zamanında Türkiye’nin en iyi hakemleri olmuş isimlerin pozisyon değerlendirmedeki çelişkileri, Cüneyt Çakır’ı “Yüzde yüz hatalı” durumuna düşürmüyor. Uzmanlar bile uzlaşamıyorsa, maçtaki “Tek Suçlu”yu bu kadar rahat ilan edemezsiniz.

***

Ayrıca futbolcular çok agresifti... Doğru-yanlış her karara topluca ve şiddetle itiraz ettiler. Özellikle G.Saraylı futbolcular, itirazlarını öfke nöbetleri içinde yaparken; Cüneyt bu baskılara boyun eğmedi, dağılmadı. Kararlılığını ve dik duruşunu sürdürdü.

Böylesine stresli bir atmosfer içinde; herkesin görüşbirliği içinde onay verdiği o penaltıyı çalacak kaç hakemimiz var? Çizgi hakeminin uyarısına rağmen, çoğu görmezden gelirdi.

Çakır’ı eleştirirken biraz insafa gelin!

Engin’in lisansı iptal edilmelidir!

Bu federasyon, Engin Baytar gibi saldırgan, terbiyesiz ve anarşist ruhlu insanlara hala futbol oynama izni veriyorsa; zaten çoktan tükenmiş demektir. İrinleri, pislikleri neşterle bir çırpıda kesip atamıyorsanız; futbolunuz mikrop kapmaya devam eder.

Engin’in, Cüneyt Çakır’ın yakasına yapışarak yaptığı çirkin tecavüz; hiçbir hoşgörü sınırı içine sokulamaz. Bu tip saldırgan girişimlerini adet haline getiren bu gözü dönmüş adama, bizim gazetenin dünkü başlığı gibi “5 maç ceza bile az...”

Ama göreceksiniz, eyyamcılar devreye girecek ve en fazla iki maçla bu işten sıyırması sağlanacaktır. Kazara daha fazla verseler bile, merak etmeyin Tahkim’le indirtirler. Çünkü hukuk, Türkiye’de herkesin oyuncağı oldu.

İşin daha da vahimi; bu tiplere karşı, ait olduğu kulüp camiası da sahiplenme duygusu içine giriyor. Arka çıkıyor, hatta sırtını sıvazlıyor. Oysa ilk ceza vermeyi kendileri düşünmeli... Hayır, tam tersi oluyor. Kahraman ilan ediyorlar.

Fatih Terim bile, hakemin yakasına yapışan kabadayı futbolcusu için “Görmedim” ifadesini kullandı. Hakemi yaka-paça formasından  kavradı, neredeyse havaya kaldırdı; nasıl görmedi? Hocanın görmesi için, Engin hakemi yere yatırıp bir de dövse miydi?

Yok mudur kurtaracak, bahtı kara maderini!

Meşalelerin stada sokulması da ayrı bir rezalet... Stada girişte bozuk para ve çakmak toplayanlar, ateşli maytaplara-meşalelelere izin veriyor. Bu nasıl iş?

Bu tür malzemeler zaten maç günü stada sokulmaz. Bir gün öncesinden yer, zaman ve saati ayarlanır. Zulalar bilinir ama görenler görmezden gelir. Polis arkasını döner, hatta stat görevlileri yardımcı bile olur.

Bu işler rastlantıyla değil, planlayarak oluşur. İçerden destek gelmeden bu kadar havai fişeği gizliden içeri sokamazsınız. Ateş topuna dönen tribünler yüzünden maç iki kez durduğunda, hakem maçı tatil etse suçlu kendisi olacaktı. Soyunma odasına gidip böyle bir şeye cüret etse, Cüneyt Çakır’ı yerle bir ederlerdi.

***

Para cezası vermek, saha kapatmak, seyircisiz oynatmak; tribünlere kadınları salmak kar etmiyor. Çünkü onlar da küfür ediyor.

Ardı arkası kesilmeyen rezaletlerin önünü almak için, çok daha radikal kararlar gerek. Acımasız olmalıyız. Ama başımıza ne geliyorsa, “Bir avuç taraftarın  yaptığı bütün kulübe mal edilemez” savunmasından geliyor. Millet, ceza kesilmesine karşı!

Türk futbolu disiplin tanımaz, centilmenlikten anlamaz, şikeden korkmaz, huzursuz, keyifsiz, kendi başına buyruk, kim ne yapıyorsa yanına kar kalan sahipsiz bir döngü içinde, cümle aleme rezil oluyor.

Yok mudur kurtaracak, bahtı kara maderini!