Suriye konusunda ‘operasyon’ heyecanýyla uçak gemileri ve Tomahawk füzeleriyle süslenmiþ savaþ grafikleri üzerine atýlan ‘vurdulu kýrdýlý’ manþetler güme gitmiþ görünüyor. Belli ki operasyonu yapacak olanlar gayet serinkanlý... Ýngiltere Baþbakaný Cameron’un parlamentodan ‘ret’ cevabý almasýnýn ardýndan ABD Baþkaný Obama da “Kongre’ye soracaðým” dedi. Her iki liderin parlamentoya sormakararýnýn açýlýmý; ‘operasyon yapacaðýz ama...’
Durum þu; ABD ve Avrupa Suriye’de 100 bin kiþinin ölümünden sadece ‘derin kaygý’ duyuyor, o kadar. Ancak kimyasal silah ‘bölge ülkeleri’ için kaygý uyandýrýyor ve bu kaygý ‘harekete geçirici’ bir unsur. Buna raðmen Obama yönetimi harekete geçmeyi her açýklamasýnda çeliþkiye düþme pahasýna hep erteledi.
Hatýrlayalým;
20 Aðustos 2012: “Kimyasal silahlarý kullanýrsanýz bu ABD için kýrmýzý çizgilerin aþýlmasý anlamýna gelir ve bedeli çok aðýr olur.”
4 Aralýk 2012: “Bugün Esad ve emri altýndakilere açýkça söylüyorum: Bu silahlarý kullanýrsanýz, sonuçlarý olur ve sorumlu tutulursunuz.”
25 Nisan 2013: “Ýstihbarat birimleri Suriye yönetiminin özellikle sarin gazý olmak üzere küçük ölçekte kimyasal silah kullandýðý sonucuna vardý.”
13 Haziran 2013: “Ýstihbarat birimleri, Suriye’de 100 -150 kiþinin kimyasal silahlar sonucu öldüðünü tahmin ediyor.”
27 Aðustos 2013: “Þüphe yok, Suriye rejimi 21 Aðustos’taki kimyasal silah kullanýmýndan sorumludur.”
Kýrmýzý çizgiler Nisan’dan bu yana aþýldý, aþýndý... Obama’nýn ‘oðlum bak, git’ söylemi deðiþmedi.
Ayný çeliþki ‘rejim deðiþikliði’ konusunda da dikkati çekti:
11 Aðustos 2011: “Suriye, Esad’sýz daha iyi olacak.”
16 Mayýs 2013: (Baþbakan Erdoðan’ýn Washington ziyareti öncesi) “Erdoðan’la, ýlýmlý muhalefeti güçlendirip Esad’ýn olmadýðý demokratik Suriye’ye hazýrlýk için Esed rejiminin üzerindeki baskýyý artýrmaya nasýl devam edeceðimizi konuþacaðýz.”
27 Aðustos 2013: “Olasý Suriye harekatýnýn hedefi rejim deðiþikliði deðil.”
Ve nihai ‘müdahale’ açýklamasý...
31 Aðustos 2013: “Suriye’de rejim hedeflerine yönelik harekete geçme kararýný aldým. Müdahalemiz sýnýrlý olacak. Yarýn da olabilir, bir hafta ya da bir ay da olabilir. Ýkinci bir karar daha aldým; Kongre tatilden döndüðü zaman mümkün olan en kýsa sürede bir oylama yapýlacak.”
Ýçinde hem ‘rejim hedefleri’ geçiyor, hem ‘müdahale kararý’... Ancak, baþtaki kadar ‘muðlak’ deðilse de hala tatmin edici netlikte deðil...
Ankara, Suriye’de iki yýldýr süren katliamlara ‘lafla tepki gösteren’ ABD ve Avrupa’nýn kimyasal silah kullanýlmasýna raðmen ‘ama’lý cümleler kurabileceðini kestiriyordu. Belki bu yüzden medyadaki bu ‘operasyon heyecaný’ Ankara’da yok; yerine serinkanlý bir ‘operasyon hazýrlýðý’ var.
Son günlerde dolaþýma sokulan bir yorum da Ankara’da karþýlýk bulmuþ: “Ýslam dünyasýnýn parasý da silah gücü de var; neden ‘insani müdahale’yi bile her fýrsatta emperyalistlikle, Ýslam karþýtlýðýyla suçladýklarý Batý’dan bekliyorlar?”
Soru ilk anda kulaða ‘haklý’ geliyor.
Ancak, öncelikle Batý’nýn tutumuna tepki gösterenler, bir ‘blok’ gibi gösterilmeye çalýþýlan ‘Ýslam dünyasý’nýn liderleri deðil halklarý. Onlarýn da liderlerinin ne yapacaðýný belirleme ya da halkýnýn isteklerini dikkate alacak bir lider seçme gücü yok.
‘Neden yok’a gelince;
Kendi ülkelerini, rejimlerini kendileri kurmadýðý, harita üzerinden paylaþtýrýlarak belli ailelere ‘ülke’ diye verildiði; doðal kaynaklarý, sermayesi ve yatýrýmlarý hala paylaþtýrýcý ülkelerce yönetildiði; çoraptan savaþ uçaðýna kadar paylaþtýrýcýlara baðýmlý olduðu; dahasý, bu baðýmlýlýðý tehdit eden her demokratik hareket ‘batý’nýn da desteðiyle þiddetle bastýrýldýðý için...
‘Berbat’ bir Mýsýr gerçeði bile, dinleyenlerin-okuyanlarýn bilgisiz olduðu varsayýmýna dayalý gayet ‘þýk’ ve ‘taþý gediðine koyan’ sorularý, kýyaslamalarý çöpe gönderebiliyor!..